1982 Eskişehir doğumlu olan Uzman Veteriner Hekim Ş. Tuğrul Kunt, 2007 yılında Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nde Veteriner Cerrahi Uzmanı unvanını aldı. Daha sonra Edinburgh, Münih ve Cambridge'de cerrahi ve ortopedi üzerine eğitim gördü. Halen Ege Üniversitesi'nde doktora eğitimini sürdüren Kunt, aynı zamanda kendi kliniğinde kurucu hekim ve Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme & Farmakokinetik Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır.
Kedi ve Köpeklerde Obezite Sorunu
Merhabalar...
Bu sayımızda sizlerle insanlar için çağımızın hastalıklarından biri olan obezitenin kedi ve köpeklerin üzerindeki etkilerinden bahsedeceğim.
Günümüzde Avrupa ülkelerindeki ev köpeklerinin ortalama yüzde 30’u, ev kedilerinin ise ortalama yüzde 40’ının obez ya da fazla kilolu olduğu yapılan araştırmalarla ortaya koyulmuştur. İngiltere’de 2 milyon köpeğin fazla kilolu olduğu düşünülecek olursa bu oranlar hiç de önemsiz değildir.
Kedi ve köpeklerimizi bizler beslediğimiz için, bakımlarını ve egzersiz ihtiyaçlarını bizler karşıladığımız için, fazla kilolarından ve buna bağlı sağlık problemlerinden de bizler sorumluyuz. Unutmamalıyız ki onların da ırklarına ve türlerine has beslenme şekilleri ve egzersiz ihtiyaçları bulunmaktadır ve uygun beslenmeyen evcil hayvanlarımız bu sebeple büyük sağlık problemleri yaşayabilirler. Keza yeterli egzersiz yapamayan veya gereğinden fazla efor sarfetmeye mecbur bırakılan evcil hayvanlarımız da zaman zaman bu duruma bağlı sağlık problemleri yaşamaktadırlar.
Obezitenin başlıca sebebi, fazla miktarda yiyecekle beslenmedir. Yanlış tipte yiyeceklerin verilmesi ve evde yaşayan kedi ve köpeklerin egzersiz ihtiyaçlarının karşılanamaması da obezite oluşumunda çok etkilidir. Evcil hayvanınızın yaşı ilerledikçe metobolizmanın hızının düşmesi, kedi ya da köpeğinizin daha az aktif hale gelmesi kaçınılmazdır. Bu durumda belirli bir yaşın üzerindeki kedi ve köpekleri obeziteden korumak için yaşlarına uygun beslenmeleri sağlanmalıdır. Diğer yandan özel beslenmeye ihtiyaç duyan bir başka grup da kısırlaştırılmış ya da kastre edilmiş kedi ve köpeklerdir. Seksüel aktivite göstermeyen bu dostlarımız diğerlerine oranla daha az kaloriye ihtiyaç duyacaklarından, dikkatli beslenmeye ihtiyaçları vardır. Kısırlaştırılmış kedi ya da köpeğinizin beslenmesi konusundan veteriner hekiminiz size doğru bilgileri sunacaktır.
Elbette tüm bu faktörlerin dışında bir takım metabolik ve hormonal problemler de aşırı kilo alımına sebep olabilirler. Eğer kedi ya da köpeğinizi hekiminizin önerilerini dikkate alarak besliyor ve yine de fazla kilo aldığını gözlemliyorsanız, Cushing Sendromu ve hipofizer problemler gibi bazı hastalıklar yönünden muayene ve tetkiklere ihtiyacınız olabilir.
Yavru kedi ya da köpeğinizi beslerken edindiğiniz alışkanlıklar onun ilerideki yaşamında büyük bir öneme sahip olacaktır. Pek çok hasta sahibimizden “kıyamıyorum”, “biz yerken ona da veriyorum”, “gözümün içine öyle bakınca dayanamıyorum” gibi ifadeler duymaktayız. Elbette tüm bunlar çok insani duygular ve davranışlardır. Fakat ona sevgimizi göstermeye çalışırken yanlış besleme ile ömrünü kısaltabileceğimizi unutmamak gerekir. Köpeğinize her gün vereceğiniz yarım ekmek ve iki haşlanmış yumurta ya da reçelli ekmek belki onu o anda memnun edebilir fakat ilerleyen yaşlarda obeziteyle birlikte diğer pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirebilir. Millet olarak şişman insanı da tombul hayvanı da sevimli bulduğumuz gerçeği yadsınamaz. Fakat kilolu bir hayvan ya da insanın yaşadığı zorluklara bakılacak olursa kedi ya da köpeğinizin sevimli görünmesinden daha önemli şeyler vardır. Hasta sahiplerime her zaman söylediğim şöyle bir cümle vardır: “Evcil dostunuzu ne kadar doğru beslerseniz, o kadar az görüşürüz.”
İyi ve sağlıklı günlerde görüşmek üzere.
Ş. Tuğrul Kunt