1982 Eskişehir doğumlu olan Uzman Veteriner Hekim Ş. Tuğrul Kunt, 2007 yılında Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nde Veteriner Cerrahi Uzmanı unvanını aldı. Daha sonra Edinburgh, Münih ve Cambridge'de cerrahi ve ortopedi üzerine eğitim gördü. Halen Ege Üniversitesi'nde doktora eğitimini sürdüren Kunt, aynı zamanda kendi kliniğinde kurucu hekim ve Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme & Farmakokinetik Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır.
KEDİ TÜYÜ ALERJİSİ VE ALERJİ YAPMAYAN KEDİ TÜRLERİ
Merhabalar, bu sayımızda sizlere kedilerden kaynaklanan alerjiden ve alerjiye sebep olmayan kedi türlerinden bahsetmek istiyorum.
Eğer bir kişi alerjiden şikayetçi ise ve kedilerle teması varsa ya da kedilerle aynı ortamı paylaşıyorsa, tıp hekimlerinin ve çevrenin aklına ilk olarak alerjinin kediden kaynaklanacağı gelmektedir. Fakat detaylı bir alerji testi yaptırmadan kedileri günah keçisi olarak görmek ve ilk fırsatta onlardan kurtulmaya çalışmak hem vicdanen hem de mantık çerçevesinde doğru değildir. Öncelikle alerjinin kaynağı tespit edilmeli, daha sonrasında bu alerji eğer kediden kaynaklanıyorsa kediden değil alerjenlerden kurtulmanın çareleri aranmalıdır. Alerji rahatsızlığınız olduğu için kedinizi test yaptırmadan, doktor ya da arkadaş tavsiyesi üzerine uzaklaştırdığınızı ve daha sonra nezle ve hapşırıkların polenden, evdeki bir başka maddeden ya da hiç aklınıza gelmeyecek bir şeyden kaynaklandığını öğrendiğinizi düşünün. Bunun vicdani yükünü taşımamak için ilk adım “alerji testi” yaptırmaktır. Birçok tıp hekimi, insanların alerjilerinin sebebi olarak direkt kedileri sorumlu tutsa da bazı araştırmalara göre köpekler kedilere oranla daha fazla alerjik reaksiyona sebep olmaktadır.
Alerji öyle bir durumdur ki, daha önce alerjinizin olmadığı şeylere birden alerjiniz çıkabilir. Ya da başkalarında hiç alerji yapmayan şeyler sizde alerji meydana getirebilir. Alerjen skalası çok geniştir ve alerji kaynağının iyi araştırılması gerekir. Suya bile alerjisi olan insanların olduğunu düşünecek olursak bu söylediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Öncelikle kedilerden kaynaklanan alerjinin kedinin tüyünden değil, o tüylere bulaşan salgılardan meydana geldiğini belirtmekte fayda var. Yani alerjinin, kedinin uzun ya da kısa tüylü olmasıyla alakalı değil, kedinizin tüylerinde ne kadar alerjen bulunduğuyla ilgilidir. Uzun tüylerde daha fazla alerjen madde barınabilse de bu durum tüysüz ya da kısa tüylü kedilerde alerjen olmayacağı anlamına gelmez.
Pek çok türü olmasına rağmen kedilerden kaynaklı en yaygın alerjen fel d1 proteinidir. Kedinin salyasında bulunan bu protein, yalanma/temizlenme esnasında tüylere bulaşır ve bu tüylerle temas edilmesiyle ya da proteinin havaya karışmasıyla alerji meydana getirebilir. Alerjinin belirtileri olarak da ilk akla gelenler, ağız-burun akıntısı, hapşırma, öksürme, nefes darlığı, gözlerde kızarıklık, kaşıntı gibi semptomlardır. Yalnız hekim olarak şunu belirtmeliyim ki, hiç doktora gitmeksizin bu belirtilerden bazılarını yaşayan ve kedisinden kaynaklandığını düşünen bazı kişilerin psikolojik olarak bu belirtileri gösterebileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmak şarttır.
Alerjinin kediden kaynaklandığı tespit edildikten sonra eğer kedinizden ayrılmayı istemiyorsanız bazı önlemler alabilirsiniz: Kedilerin yıkanmasını çok önermesek de bu tür özel durumlarda, kedinizi özel bir şampuanla düzenli olarak yıkayabilirsiniz. Evi sık sık havalandırmak çok iyi olacaktır. Kedinizi yatağınıza ve yatak odanıza almamanız, mümkün mertebe evin her köşesine –özellikle mutfağa- ulaşmasını engellemeniz gerekir. Sertifikalı ve alerji önleyici “hepa filtreli” bir elektrikli süpürge ve yine hepa filtreli hava temizleyiciler kedi alerjisi problemi yaşayanlar için çok faydalıdır. Eğer yeni bir kedi, sahiplenecekseniz dişi kedilerin daha az alerjen taşıdığını aklınızda bulundurabilirsiniz. Erkek kedilerdeki önemli bir durum ise şudur ki: kısırlaştırılmış erkek kediler, kısır olmayanlara oranla 5 kata kadar daha az alerjen taşırlar. Yine düzenli tıraş ettirme de daha az tüyle temas anlamına geleceğinden faydalıdır. Evde mümkün mertebe az halı ve kumaş malzeme bulundurmak da faydalı olacaktır. Tüm bunlara ilaveten kedinin tüylerine sürüldüğünde alerjenleri ortadan kaldıran bazı ürünler mevcut. Bu ürünleri de araştırabilirsiniz. Bütün bu önlemleri aldıktan sonra “kedinize ve kendinize” biraz zaman tanımanızı öneririm. Bazı durumlarda alerji hali alınan basit önlemlerle ortadan kalkabiliyor.
Bazı kedi ırkları baş alerjenimiz fel d1’i diğer tür kedilere göre çok daha az bulunduruyorlar. Her ne kadar ırk ayrımına karşı olsam da, yeni kedi sahiplenecek ve alerjisi olan kişiler aşağıda yazacağım ırkları tercih edebilirler. Sonuçta söz konusu olan sizin sağlığınız ve kedinizin refahı.
Sibirya kedileri: Uzun tüylüdürler fakat alerjen proteini diğer ırklardan çok daha az taşırlar. Hatta tüm dünya da “hipoalerjenik kedi” olarak tanınırlar.
Oriental Shorthair: Koca kulaklı, sevimli bir türdür. Kısa tüylüdür ve mizacı siyam kedisine benzer.
Devon Rex: Geniş bir aileniz ve alerjiniz varsa, sizin kediniz Devon Rex’tir. Çocuklarla çok iyi anlaşır, sakin mizacı ile dikkat çeker ve en önemlisi çok az alerjen protein taşır.
Cornish Rex: Hipoalerjenik ama hiperaktiftir. Sakin bir kedi arayanlara önermesem de enerjik ve hareketli hayvanlardan hoşlananlar için birebirdir.
Ayrıca, Birman, Balinese ve Bengal kedileri de yine hipoalerjenik ırklar arasında gösterilir.
Sonuç olarak alerji çok yaygın bir problem, alerjenler ise sayılamayacak kadar fazladır. Eğer bir alerji hastası iseniz, öncelikle mutlaka bir tıp hekimine görünerek alerji testi talep ediniz. Alerji kedinizden kaynaklanıyor ise de yukarıdaki önlemlere ek olarak bu konuda konuşmak için sizi görüşmeye bekleriz. Sağlıklı günler dileklerimle...
Ş. Tuğrul Kunt
01.03.2018