1982 Eskişehir doğumlu olan Uzman Veteriner Hekim Ş. Tuğrul Kunt, 2007 yılında Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nde Veteriner Cerrahi Uzmanı unvanını aldı. Daha sonra Edinburgh, Münih ve Cambridge'de cerrahi ve ortopedi üzerine eğitim gördü. Halen Ege Üniversitesi'nde doktora eğitimini sürdüren Kunt, aynı zamanda kendi kliniğinde kurucu hekim ve Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme & Farmakokinetik Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır.
Eklem cerrahisi, küçük hayvan ortopedisinde en sık vakaya rastlanan ve en önemli alanlardan bir tanesidir. Kedi ve köpekler ile memeli ortak atalardan geldiğimiz için eklemlerin anatomik ve fizyolojik özellikleri insan eklemlerine benzese de duruş pozisyonlarımızdaki farklılıklardan dolayı kedi ve köpek eklemleri biyomekanik açısından insanlardan çok daha farklıdır. Kedi ve köpeklerin hareket yeteneklerini düşündüğünüzde her bir eklemin onlar için ne kadar önemli olduğunu anlarsınız. Çok yüksekten atlayabilen bir kedinin, kızak çekebilen bir iş köpeğinin bacak ya da omurga eklemlerinden birinin hasarlı olduğunu hayal edin. Bu durum hastayı ömür boyu kısıtlı bir harekete mahkûm bırakacaktır. Eklem cerrahisi ile ilgilenen bir hekimin, cerrahi ve ortopedi bilgisinin yanında ileri derecede biyomekanik ve fizik tedavi bilgisine sahip olması gerekmektedir. Bir eklemin üzerine binen fazla yük, pozisyonundaki hata ya da eklemi oluşturan yapıların hatalı duruşları çok hassas ve kompleks bir yapı olan eklemin çalışmasına engel olacak, başarılı görünen bir operasyon milimetrik bir hatadan dolayı aslında başarıyla sonuçlanmamış olacaktır. Öte yandan post-operatif dönemdeki bakım ve fizik tedavi prosedürlerinin incelikle yerine getirilmediği vakalarda cerrahi işlem ne kadar başarılı olursa olsun sonuç iyi olmayabilir.
Genel olarak kedi ve köpeklerin eklemlerine bakacak olursak: Ön bacakta omuz, dirsek, bilek ve parmak eklemleri, arka bacakta kalça, diz, arka bilek ve arka parmak eklemleri ile vücudun ana çatısı diyebileceğimiz omurga eklemlerini ve çene eklemini görmüş oluruz. Bu sayılan yapılardan her biri kendi içinde özel bir alandır. Her birine yapılacak farklı müdahaleler özel bilgi ve tecrübe gerektirir.
Prensip olarak, ameliyatı son çare olarak benimsesek de maalesef pek çok eklem vakasının operasyondan başka iyileşme seçeneği yoktur. Örneğin teşhisi çok zor olan bir "dirsek displazisi" vakasını ilaç ya da ek vitaminlerle tedavi edemezsiniz. Vaka ilerler, hasta çok ağrı duyar ve bir süre sonra da o bacağını kullanamamaya başlar. Keza, en sık rastlanılan eklem hastalıklarının başında gelen "kalça displazisi" vakaları hastaya çok ağrı verir ve yürümeyi güçleştirir. İleri dereceye gelene kadar operasyondan kaçınarak displaziyi ilaçlarla o düşük seviyede tutmaya ya da ilerlemeyi yavaşlatmaya çalışsak da sonuç genellikle ameliyattır. Bu tür vakalarda operasyon öncesi ve sonrasında sıkı hekim takibi ve konsültasyonu çok önemlidir. Teşhisin koyulmasından sonraki süreçte konusunda uzman olan bir hekim size her türlü bilgi ve öneriyi sunacaktır. Bize göre "İyi bir cerrah nasıl ameliyat yapacağını bilir. Daha iyi bir cerrah ne zaman ameliyat yapacağını bilir. En iyi cerrah ise ne zaman ve hangi hastaya ameliyat yapılmaması gerektiğini bilir."
Şu ana kadar bilgi ve birikimden bahsetsek de eklem cerrahisi özel implant, malzeme ve makinalara ihtiyaç duyulan bir alandır. Bu ekipmanların ve olanakların sağlanamadığı yerlerde başarılı eklem cerrahisi olasılığı oldukça düşüktür. Öte yandan pre-operatif dönemde yapılması elzem olan ölçümler yüksek teknolojili radyoloji ekipmanı gerektirir. Hata payının sıfıra yakın olması bu radyolojik ekipman ile yakından ilgilidir.
Medicapet Ortopedi'de omuz çıkıkları, dirsek displazileri, karpal ve tarsal eklem hasarları, kalça çıkık ve hasarları ile diz, diz kapağı, ön çapraz bağ ve menisküs hasarlarını başarı ile opere edebiliyoruz. Bu vakalar ve tedavileri ile ilgili detaylı bilgileri sitemizde bulabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
Ş. Tuğrul Kunt