Doğum Günlerini Kim İcat Etti?

31 December 2017
Reyhan TANSU ŞENAY

Reyhan Tansu Şenay, Marmara Üniversitesi Radyo TV Sinema bölümünü bitirdikten sonra uzun yıllar çeşitli televizyon kanallarındaki çalıştı ve daha sonra İzmir'deki bir gazetede muhabirlik, editörlük ve yurtdışı yayınları koordinatörlüğü yaptı. İnsan kaynakları ve çocuk gelişimi üzerine eğitimler aldı. Şu anda pazar günleri TRT Kent Radyo'da yayınlanan Sen Büyürken adlı çocuk gelişimi programını ve Anahtar adlı kişisel gelişim programını hazırlayıp sunmaktadır. Bir erkek ve bir kız çocuğu annesi olan Şenay, aynı zamanda kendisine ait yazılarını mutlubiz.com sitesinde paylaşmaktadır.

Doğum Günlerini Kim İcat Etti?

  • 31 December 2017
  • 3565 Görüntülenme
  • YORUM

Herkes için doğum günleri özeldir.  Bir farklı hissedersiniz o gün… Doğduğun gün aslında zamanla bir iç hesaplaşmadır. Rakamlar, kafanızda bir saatli bomba gibi döner.  Biz büyükler için yapamadıklarımız listesi öne geçerken, yaşlanma korkusu çöker. Çocuklar içinse büyümek çok önemli olduğu için her doğum günü adeta bir zaferdir. Tek basamaklı sayıların yanına buçuklar ekleyerek hangimiz konuşmadık?

Biz aileler de istek ve hevesle bebeklikten itibaren bu özel günü daha çok, daha çok kutlamak için çocuklardan daha fazla hevesliyiz. İşte bu yüzden kocaman bir doğum günü parti organizasyonu sektörü yarattık. Hele o 1 yaş partileri olmazsa olmaz bir gelenek haline geldi.  Daha tıpış tıpış yürüme evresine bile geçmemiş bebekler akülü arabaların içinde ya da prenses tahtların üstünde özel olarak tutulmuş doğum günü mekânlarında o kucaktan bu kucağa saatlerce geziyor. Anne ve baba hazırlıklardan perişan, en az bir asgari ücretlinin bir aylık maaşını harcayarak, gelenleri mutlu etmeye çalışıyor. Çünkü 1 yaş unutulmaz olmalı. O bebeğe sorsanız 1 yaşında nasıl doğum günü kutlamak istersin diye acaba ne cevap verir merak ediyorum.  

Oysa çok eskiden takvim mi yoktu bilmiyorum ama insanlar doğum günlerinin tam tarihini bilmiyordu. Annenizin anneannesine sorsanız bir bahar günü, dedenizin dedesine sorsanız o zaman doğum günü mü vardı derdi. Hatta kimlik uygulaması olmadığı için çocukların bırakın gününü, ayını hangi yılda doğduğu bile belli değildi. 


Peki bu doğum günlerini kim icat etti?

Aslında doğum günü kutlama geleneği çok eskilere dayanıyor. Yunan mitolojisinde av ve ay tanrıçası Artemis her ayın altısında doğum gününü kutluyor ve kendisine un ve baldan kocaman bir pasta yapıyordu. Yunan ilahları her ay doğum günlerini kutladıkları için yılda on iki doğum günleri oluyordu. İnsanlarda ise sadece erkeklerin doğum günleri kutlanıyor ve bu kutlamalar adamın ölümünden yıllar sonrasına kadar devam ediyordu.

Eski Mısır’da ise, Milattan Önce 3000’lerde kutsal firavunun doğum gününün kutlanmasıyla başladı. Doğum gününü kutladığını bildiğimiz ilk kadın da, sevgilisi Marcus Antonius’la davetlileri kabul eden ve davetlilere değerli armağanlar veren güzeller güzeli Kleopatra!

Romalılar önemli devlet adamlarının doğum günlerini resmi tatil günü yaparak bugün de devam eden bir uygulamayı başlattılar.

Osmanlı’da devlet katında kutlamalar padişahların tahta çıkma günleri, şehzade ve sultanların doğum ve düğünleri, halk arasında düğün, sünnet, ilk tıraş, okula başlama gibi dönemeçlerdir. Osmanlı padişahları doğum günleri kutlamalarında, Avrupa krallarının devlet salnamelerinde de yer alan doğum günlerinden etkilendiği söylenir. 

Kısacası mitolojik tanrılarla başlayan, imparatorlarla devam eden bu gelenek, biz sıradan insanların da hayatına zaman içinde dâhil oldu. 

İki çocuklu bir anne olarak birçok doğum günü yaptım ve sayısız doğum gününe katıldım. Şundan eminim ki çocuk 5 yaşından önce yapılan doğum gününden hiçbir şey anlamıyor. O doğum günleri telaşı uyku, yeme düzenini de ayrıca bozduğu için çocuk da ayrı bir huysuz ve mutsuz da olabiliyor. Peki biz anne, babalar neden doğum günü yapıyoruz? Cevap veriyorum: kendimiz için. Çocuğumuzun büyümesi kesinlikle kutlanacak bir durum ve bunu biz başardık! Kısacası aslında kendimizi kutluyoruz. O yüzden kaç çeşit ikram olduğu, masa süsü, pastanın büyüklüğü önemli. :) 

Ancak bu büyü çocuk okula başlayınca bozuluyor. Bu sefer çocukların istekleri ön plana çıkıyor. Kalabalık sınıf partisi gibi doğum günleri hafta sonlarının vazgeçilmez eğlencesi haline geliyor. Düğün gibi bir de hediye merasimi var. O benimkine geldi, benim de gitmem lazım… 

Okullar başladığından beri her cumartesi doğum gününe gidilir mi? Gidilir. Çocuk hasta olmadığı sürece zorunlu ders gibi oldu. Mekânlar çeşitleniyor. İşin içine çizgi film karakterleri, palyaçolar, pinyatalar giriyor.  Pastayı bırakın pet su şişeleri bile süsleniyor. Sanat eseri gibi şeker hamurundan pastalar çocukların tabaklarında kalırken, biz anneler ziyan olmasın diye yiyip duruyoruz.  Bir de hediye meselesi var. Bir oyuncakçı açsam batarım, açmasam yine batıyorum. Tüketmeyi sıradanlaştıran bir toplum olarak çocukların tüketim çılgınlığı da doğum günleri ile zirve yapıyor. Kısacası biri bu doğum günlerine dur demeli!

Aslında hediye alternatifleri yaratabilirsiniz. Ben bu sene 10. Yaşını kutlayan oğluma kendi hikâyelerinden oluşan bir kitabı yazdım, düzenledim ve bastırdım. Onun hayali bir kitap yazmaktı ben de bunu gerçeğe dönüştürdüm. Sizin çocuğunuzun hayali ne? 

Sevdiği eğlenceli aktiviteyi birkaç yakın arkadaşıyla birlikte o gün yapması da olabilir. Sinemaya gitmek, lego yapmak, playstation oynamak, buz pateni kaymak gibi daha önce yapmadığı bir etkinlik olabilir. Ya da çok sevdiği ama sık göremediği birini ziyarete gitmek de bir seçenek olabilir. 

Yardıma ihtiyacı olan birilerine bağış yaparak yardımcı da olabilirsiniz. Bunun için; Darüşşafaka, LÖSEV, TOÇEV, Koruncuk, TEMA, UNICEF, Bana Göz Kulak Ol gibi sivil toplum kuruluşları var. Ya da hayvan barınaklarına gidip mama verebilirsiniz.

İlla da hediye diyorsanız çocuklara kostüm dışında kıyafet almayın lütfen. Oyuncakları da yaşına uygun zekâ ve el motor becerilerini destekleyen oyunlardan seçebilirsiniz. Pek tercih edilmese de bence kitap en güzel hediyedir.

Ne diyelim o zaman mumları üflerken; “Nice mutlu yaşları tüketmeden, eğlenerek ve paylaşarak kutlayalım. İyi ki doğmuşuz! :)”

Reyhan Tansu Şenay

 


Yorumlar

Yorum Yap

500