“Anne, ben büyüyünce Youtuber olacağım!”

31 August 2018
Reyhan TANSU ŞENAY

Reyhan Tansu Şenay, Marmara Üniversitesi Radyo TV Sinema bölümünü bitirdikten sonra uzun yıllar çeşitli televizyon kanallarındaki çalıştı ve daha sonra İzmir'deki bir gazetede muhabirlik, editörlük ve yurtdışı yayınları koordinatörlüğü yaptı. İnsan kaynakları ve çocuk gelişimi üzerine eğitimler aldı. Şu anda pazar günleri TRT Kent Radyo'da yayınlanan Sen Büyürken adlı çocuk gelişimi programını ve Anahtar adlı kişisel gelişim programını hazırlayıp sunmaktadır. Bir erkek ve bir kız çocuğu annesi olan Şenay, aynı zamanda kendisine ait yazılarını mutlubiz.com sitesinde paylaşmaktadır.

“Anne, ben büyüyünce Youtuber olacağım!”

  • 31 August 2018
  • 874 Görüntülenme
  • YORUM
 “Anne, ben büyüyünce Youtuber olacağım!”

Bir yaz tatilini daha tamamlamanın gönül rahatlığını kutlamak için Kurban Bayramı tatilinde çocuklarımla ve sevgili eşimle bir otele kapağı atanlardandım. Niyetim tüm yazı ev hapsinde geçiren zavallı çocuklarımı güzel bir denizle buluşturmak, otelin tüm animasyonlarına katılmak, onlarla keyifle sabahın köründe işe gitme telaşı yaşamadan uyumaktı. Tatil cenneti yurdumun eşsiz güzellikteki bir lokasyonunda balıklarla yüzmenin keyfini yaşadık mı yaşadık. Ta ki  yabancı ve yurt dışında yaşayan Türk çocuklarla bizimkiler tanışıncaya kadar… Bir anda sevgili oğlum Avusturya’da ve İngiltere’de yaşayan yaşıtlarıyla otelin bilgisayar merkezine gömüldü. Ondan sonra ne deniz, ne anne, ne baba kaldı. Oğlum tipik ergen modunda bir elinde telefon, bir elinde mouse umurunda mı dünya havasında, hiçbir animasyon gösterisini izlemedi. Kaldı ki tüm animasyon gösterileri yabancı dansçılardan, Ukraynalı müzik gruplarından, “Lazer Show”lardan oluşuyordu.

Bendeniz, “eyvah oğlum ergen oldu” diye paniklerken, 6 yaşındaki kızım tüm animasyon gösterilerine katılıp, “little little in to the middle” Türkçe İngilizcesiyle konuşmaya başladı. Sık sık kulağıma eğilip, “mommy burada Türkçe konuşmuyorlar İngilizce söyle…” gibi uyarılarda bulundu.

Şunu anladım ki böyle bir ortamda 1 ay kalsak, çocuklar İngilizce, Rusça, Portekizce  gibi dilleri öğrenecekler. Özel okullara para dökmeye ya da çocuğum yabancı kültür görsün diye yurt dışı yaz okullarına göndermeye gerek yok.  Otel görevlilerin bir kısmı yabancıydı. Portekiz tur operatörü ile bile tanıştık. Çok uluslu bir köyde yaşadığınızı hayal edin… Masa tenisi oynayalım diye çocuğu bilgisayar başından kaldırıyorum, rakip İngiliz, babası Brezilyalı. Olimpiyatlara katılmış gibiyiz. Plaj voleybolu daha fena… Bir de her sporu iyi oynayan, tüm kurallarını bilen çocuklar var karşımızda… Bizim oğlan Çemişkezek Voleybol’da, onlar Avrupa liginde oynuyor. Bir an acaba biz neredeyiz diye panikledim. Türk dansözü görünce rahatlar mı insan? Bizde öyle bir etki oldu. “Yaşasın dansöz Türk” gibi… Bir de Muhammed vardı Diyarbakır’dan… Çin restoranında çalışan saçlarının bir kısmı kazınmış, kalanı da tepede at kuyruğu olmuş Muhammed… Konuşmazsa anlamazsın nereli olduğunu… Muhammed bile  o derece yabancılaşmış…

Enes Batur hayal mi gerçek mi?

Euro Dolar bize değil ama yurt dışında yaşayanlara çok yaradı anlayacağınız. Tatilin ilk günü sevgili kocamın cep telefonunu denize düşürünce de tüm tatil boyunca telefonlarımı çocukların elinden almaya çalışarak geçirmem de ayrı bir tatil neşesi oldu bana... Eve döndüğümüzde ilk izlediğimiz filmi tahmin edin… “Enes Batur hayal mi gerçek mi?” :) Kızım tatil sonrası dansçı olmaya, oğlum sporu komple bırakmaya,  youtuber olmaya karar verdi. Kısacası bu tatil bize çok yaradı. 

Şimdi okullar açılıyor. Kızım ilkokula, oğlum ortaokula gidecek. Çifte bayram yaşayanlardanız. “Evet sevgili arkadaşlar…” diye tüm tatil boyunca video çeken çocuklarım, evet sevgili öğretmenim diyecekler mi acaba? Peki ya öğretmenler? Bu 2000’den sonra doğan Alfa kuşağı olduğu söylenen çocuklara nasıl, ne öğretecekler? Şimdiki çocuklar mühendis, doktor olmak istemiyor. Youtuber kafasında yaşıyorlar. Her şey sanal dünyalarında… Tahta da okuma yapmak, yazı yazmak, 45 dakika sırada oturarak öğretmeni dinlemek onların dünyasından bakınca çok zor görünüyor. “Hayallerinin peşinde koş” gibi kişisel gelişim reklam metinleriyle büyüyorlar. İnanılmaz yaratıcılar. İnanılmaz bir teknolojinin içinde her gün yeni bir dijital oyun keşfediyorlar.  Okul kavramı ise onlara sadece sıkıcı, anlamsız kurallarla dolu görünüyor. Ders çalışmak ise bir kabus…  Ben kendimi hazırladım. Oğlunuz, kızınız… diye başlayacak şikayet cümlelerine…. Bence siz de hazırlayın. Yeni nesil bu eğitim sistemi için fazla ileri…O yüzden her yıl yeni okul arayışına giren aileler artıyor. Çocuk ve ergen psikiyatristlerinin önü o kadar kalabalık ki, bir ay önceden randevu almanız gerekiyor. Bence şimdiden randevuları alalım. Çünkü Enes Batur gerçek. :) Yeni eğitim öğretim yılımız çok eğlenceli olsun diliyorum….
 
Reyhan Tansu Şenay

Yorumlar

Yorum Yap

500