Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden mezun oldu. Adnan Menderes Üniversitesi-İşletme Bölümü’nden doktora unvanını aldı. Celal Bayar Üniversitesi’nde, Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2019 yılında, aynı üniversiteden emekli oldu. Şu anda Onbeş Kasım Kıbrıs Üniversitesi’nde rektör yardımcısı olarak görev yapmaktadır. 2020 yılında, tarıma olan hassasiyeti nedeniyle, Cemre Hareketi: Sürdürülebilir Tarım-Gıda Platformu’nu kurdu. Bu platform aracılığı ile ülkemizde, tarımda dijitalleşme ve döngüsel ekonomi uyumlu kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması konusunda çalışmalarına devam etmektedir.
Evrenin mucizelerine inanan biriyim. Doğal çekim, benim için gerçektir ve vardır. Eğer bir hayalim varsa ya da inandığım bir yolculuğa çıkmışsam, muhakkak karşıma benimle aynı düşünceye sahip kişiler ile karşılaşırım. Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Funda Barbaros ve Sururi Uras ile tanışmam ve onlarla yol arkadaşlığına başlamam da böyle bir tesadüf ile oldu. Evrende birbirimizi bulduk, aynı kalp atışlarına ve ritmine kendimizi bıraktık. Onlar beni sevdiler, ben onları… Onlar anlattı, ben öğrendim. Ben anlattım, onlar heyecanlandılar. Aynı DNA’nın sıralanmış kromozomları gibi, birbirimize kenetlendik. İnsanlık için, doğa için yeni rotalar belirledik.
Prof. Dr. Funda Barbaros, Ege Üniversitesi-İktisadi İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi. Uzmanlık alanları; makro iktisat, Türkiye ve Avrupa İktisat tarihi ve Ekolojik İktisat. Ekolojik iktisat yeni bir bilim değil ama biz bunun önemini henüz kavrıyoruz.
Basit bir anlatımla ekolojik iktisat, doğayı iktisadın önemli bir olgusu olarak hesaba katan, insan, çevre, ekonomi, toplum arasındaki ilişkileri inceleyen; insanın tüm canlılıkla birlikte ekolojik sisteme bağımlı olduğunu ve onun bir parçası olduğunu kabul eden; interdisipliner iktisat yaklaşımı. Daha açık ifade ile “yeşil iktisat” gibi neoklasik iktisada ya da mikro iktisada yakın dalları içeren bir anlayış.
Funda Barbaros ile yolum, üniversite öğrencilerime “ekolojik okuryazarlık eğitimleri” aldırma kararını verdiğim zaman kesişti. Ekibiyle birlikte gönüllü verdikleri tüm günlük eğitim aracılığı ile dostluğumuz pekişti. Onlar bir hayali, kendi kahramanlık hikâyelerini yazarak gerçekleştirmişlerdi. Bana düşün görev de bu kahramanları sırasıyla anlatmaktı. İlham almıştım, yeni ilham kaynakları yaratmak istedim.
Neden ‘Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’?
Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, ekolojik yaşam pratikleri konusuna merak duyan ve çoğunluğu akademisyenlerden oluşan bir grup tarafından 2013 tarihinde kuruldu ve şu anda mevcut 35 üyesi bulunuyor. Her derneğin bir kuruluş hikâyesi var ise, bu derneğin de temel kuruluş amacı; doğayı daha iyi kavramak ve doğayla uyumlu ekolojik yaşam pratiklerini hayata geçirmek olmuş. Ama bunu hayata geçirirken, bir sembole ihtiyaç duymuşlar. Tüm üyeler düşünmüşler ve sonunda, barışın ve dostluğun en güzel sembolü olan zeytini seçmişler. O günden bu yana “zeytin”, derneğin üretimle ve toprakla bağını kuvvetlendiren sembolik bir kahraman oluvermiş.
Derneğin kurucularından olan Dr. Zeynep Delen Nircan, zeytinin yaşadığımız coğrafyadaki anlamını yeniden kavranmasında önemli bir katkı sağlamış. Derneğin ilk faaliyet yılında, dernek üyelerinin grup içi eğitimlerine ağırlık verilmiş ve bu alanda çok sayıda çalışma yapmışlar. Sağlıklı Gıda ve Sağlıklı Gıdaya Erişim, Zeytin’in Kimyası ve Bileşenleri, Zeytinyağı Tadım Eğitimleri, Budama ve Sıkım gibi çok sayıda eğitim organizasyonları gerçekleştirmişler. Ekolojik yaşam pratiklerine ilişkin öğrenme sürecinde, Ege’de Atölye, Doğa Okulu, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Marmariç, Adatepe Taş Mektep, Nesin Matematik Köyü gibi pek çok sivil toplum kuruluşu ve dernek ile temasa geçmişler, ziyaretler gerçekleştirmişler ve bu derneklerin düzenledikleri faaliyetler yakından takip etmişler.
Ülkemizde dernek kurmak oldukça kolaydır. Ancak başarılı bir dernek yaratmak ve sürdürmek istersen, bazı koşulları vardır. Bu koşulu, “adanmışlık” olarak değerlendirmek istiyorum. Gönüllü olarak çalışan bütün üyelerin aynı duygu ve heyecanı içlerinde hissetmeleri ve bu amaç doğrultusunda hareket etmeleri gerekir. Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin tüm üyeleri, 2015 yılında, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen “Efes- Mimas Yolu”nun alt güzergâhı olan Zeytin Rota’sının oluşturulması konusunda gönüllü olarak çalışmışlar, Yarımada Bölgesi’nin zeytin envanterinin oluşmasına katkı sağlamışlar. Bu çalışma, kendini kadim toplumların bu günkü mirasçıları olarak gören Zeytince için de “insan-doğa” ilişkisinin yeniden sorgulanmasına olanak tanımış…
Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri için, kadim zeytin ağacını, zeytini, geleneksel ve modern üretim tekniklerini tanımak ve onların hikâyesinin içinde olmak başlı başına bir öğrenme süreci olmuş.
Yerel Üret, Yerel Tüket
2016 yılında, Zeytice Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin Tohumlar Kampüse projesi kapsamında, dernek üyelerinin çabaları ve Buğday Derneği ile temasları sonucunda, fakülte öğrencilerinin üretim ve tüketim süreçlerine ilişkin farkındalıklarının artmasını sağlamak amacı ile Ege Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde “Ege Bostanı”nı kurmuşlar. Neydi amaç? Neden kurulmuştu Ege Bostanı?
Ana amaç; “Sağlıklı Gıdaya Erişimde”, Toplum Destekli tarım projelerini başlatmaktı. İzmir’de şu anda 3 tane gıda topluluğunun var olmasının önemli temellini böylelikle oluşturmuş oldular. Nedir, kimdir, ne amaçla oluşur “Gıda Toplulukları” derseniz, söylenecek çok söz vardır.
Gıda Toplulukları, merkezinde gıda üretimi ve gıdaya erişim olan ve gönüllü birliktelik temelinde işleyen topluluk demektir. Etik, sağlıklı, doğal üretim yapıp, gerçek gıda üreten “üreticiler” ile tükettiği gıdanın nereden geldiğini bilmek isteyen, üretim için harcanan emeğin parçası olmaya gönüllü “tüketiciler” ile arasında bağ kurmayı hedefler…
Dernek üyeleri Ege Bostanı Projesi aracılığıyla, Balıklıova’dan organik tarım kriterlerini sağlayan üreticiler ile toplum destekli tarım grubu üyelerini buluşturdular. Her hafta belirli bir günde fakülteye gelen üreticiler, süt, yumurta gibi ürünlerini, kendi yetiştirdikleri mevsimlik sebze ve meyvelerini, aracısız bir şekilde tüketiciye ulaştırdılar. Model buydu: “Yerel üret, yerel tüket”
Kısacası, Zeytince Derneği, zeytinden çıkılan yolda biriktirmiş oldukları bilgiyi paylaşmayı, yeni bilgiler biriktirmeyi, zeytinin odağından dünyaya bakacak bir ‘çatıları’ olmasını istediler. Hayallerini kurdukları bu çatı sonunda, 2016 yılında, Karaburun, İnecik Köyü’nde, yıkık dökük eski bir okulun izlerinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eşsiz katkılarıyla, temelleri atıldı ve 2017 yılının 6 Mayıs’ında Zeytin Okulu olarak faaliyete geçti. Okulun tüm eşyaları, araç ve gereçleri Zeytince gönüllülerinin ve birbirinden değerli bağışçıların katkılarıyla tamamlandı, tamamlanıyor.
Zeytin Okulu açıldığı 2017 yılından itibaren, Ekonomi-Felsefe-Ekoloji (E.F.E.) başlıklı yılda bir kez olmak üzere lise öğrencileri, iktisat fakülte lisans öğrencileri, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile fakülte öğretim üyeleri ve İzmir Türk Koleji lise öğretmenlerinin katılımıyla iki gün süren seminerler düzenleniyor. Bu seminerlerde eğitim alan lise öğretmenleri, kendi derslerinde çevreyi, doğayı farklı bir dil ile anlatıyorlar.
Zeytin Okulu ekibi yıllar içerisinde gönüllü olarak yaptıkları hizmetlerin artık kendilerine yetmediğini fark ediyorlar. Kendilerini bambaşka yolculuklara ve deneyimlere kucak açmaya artık hazırdırlar. Karaburun Yarımadası’nda yaşayan yerli üreticilerin zeytin sineği ile ilgili şikâyetleri üzerine Zeytin Okulu gönüllüleri, zeytinyağının verimlilik ve kalitesi üzerinde olumsuz etki yaratan bu konu ile ilgili uzmanlara danışmış ve biyolojik mücadele esas alınarak kitlesel bir tuzaklamanın yapılması konusunda bir proje hazırlayarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sundular. 2017-2019 döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ve Zeytin Okulu gönüllüleri ile birlikte, Karaburun yarımadasında yer alan Eğlenhoca – İnecik - Kösedere köylerini içine alan küçük havzada pilot bir uygulama gerçekleştirdiler.
Bu projenin amacı net ve açıktı. Üç köyde yaşayan zeytinyağı üreticilerinin verimlilik ve kalitenin arttırılmasına yönelik bilgilerinin geliştirilmesi, tuzakların hazırlanması ve eğitim çalışmalarının yapılması, üreticilerle birlikte sahada uygulamanın gerçekleştirilmesi, sonuçların saha ve anket çalışmaları ile raporlandırılmasıydı. Ekip projeyi başarıyla sonlandırdı. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu uygulamayı, şu anda diğer ilçelerde de sürdürmektedir. Bu gerçek bir başarıdır; çünkü konuşarak değil, deneyerek ve deneterek “deneyime değil, bilgiye dayalı tarım” yapmaya ve öğretmeye gönüllü neferlerdir.
Yeryüzünün Dilini Anlamak ve Ekolojik Okuryazarlık
Dünyayı ve ülkemizi birden çok fazla etkileyen koronavirüs krizinin olumsuz etkilerinin dışında, pozitif katkı sağlayan bazı etkileri de oldu. Biz doğamızı, yediğimiz içtiğimiz sebze ve meyveleri, iklim krizinin olumsuz etkilerini, tarım ve gıdanın önemini bu süreç içerisinde daha iyi anladık. Pek çok kişi “doğa hakkında” konuşmaya başladı. Çünkü doğal kaynaklarımızın her geçen tükendiğini görmeye ve hissetmeye başladık. Bu süreci çok iyi fark eden Zeytin Okulu kurucularından Doç. Dr. Meneviş Uzbay Pirilli, aslında 2017 yılında başlatmış oldukları “Yeryüzünün Dilini Anlamak İçin Ekolojik Okuryazarlık” seminerlerini, şu günlerde çok yaygın bir kitleye vermeye devam ediyor. Üniversite öğrencilerine, ilkokul öğrencilerine ve işletmelerde çalışan kişilere… Bu projeleri ile de örnek oldular, rol modelleri yarattılar…
Zeytince E.Y.D.D. gönüllüleri artık karşı konulmaz bir inançla koşmaya devam ediyorlar. Her yaz Zeytin Okulu’nun bulunduğu köydeki çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenlemeye başladılar. Kodlama eğitimi, resim dersleri, piyano dersleri, tiyatro dersleri, el sanatları eğitimleri, oyun teknolojileri, grup oyunları, geleneksel köy oyunları vb. alanlarda çok sayıda faaliyete imza attılar.
Zeytin Okulu faaliyet gösterdiği bölgelerde ekolojik varlıkların korunmasının yanı sıra kültürel mirasın da korunması, gelecek nesillere aktarılması ve yaşatılması için de faaliyetler de bulunuyorlar. Bunların içinde en ünlüsü ve önemlisi 2018 yılından itibaren, artık geleneksel hâle gelen, “Masal Buluşmaları”dır. Bugüne kadar 4 kez yüz yüze, 2 kez çevrimiçi düzenlenen masal günlerinde hem köydeki masal anlatanlar hem de masal anlatıcılığı eğitimi almış olan gönüllüler bir araya gelmektedir.
Mekânların Mucizesi
Zeytin Okulu, Efes-Mimas Kültür Rotası üzerinde, bu rotanın ziyaretçileri, yürüyüşçüleri ve bisikletçileri için bir uğrak noktası olmanın yanında, zeytin ve zeytin ürünleri başta olmak üzere doğal, kültürel ve endüstriyel varlıkların korunmasını ve bölgede bu varlıklara dayalı istihdam ve gelir yaratılmasını amaçlayan bir eğitim ve dayanışma merkezi olarak artık faaliyet göstermektedir. Aynı zamanda, bilim, sanat, spor vb. alanlarda da insana ve doğaya faydalı/saygılı, ekolojik kaygıları taşıyan her türlü faaliyetin desteklendiği bir mekân yaratılabilir amacıyla, hayallerini büyük tutuyorlar.
Bu kapsamda Zeytin Okulu’nda, başta gençler olmak üzere her yaşta yetişkinlere doğa yürüyüşleri, doğa fotoğrafçılığı, zeytin rotası yürüyüşleri, arkeolojik yüzey araştırmaları, köyde yaşayanlar için sağlıklı yaş alma eğitimleri vb. çeşitli alanlarda çok sayıda etkinlik düzenlediler bile… Kutluyorum bütün Zeytin Okulu’nun gönüllülerini. Bölgeye vereceğiniz en büyük katkıyı sunduğunuz için. Kalplerdeki sevgiyi, zeytin ile buluşturduğunuz için…
Zeytin Okulu için sosyal medya hesapları:
https://www.instagram.com/zeytinokulu/?hl=tr
https://mobile.twitter.com/zeytinokulu
https://m.youtube.com/channel/UCTYgOeWBBwzEbS3_4um-B4Q
https://m.facebook.com/ZeytinceDernegi/