Sürdürülebilir Tarım İçin Döngüsel Tarım

01 December 2020
Meltem ONAY

Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden mezun oldu. Adnan Menderes Üniversitesi-İşletme Bölümü’nden doktora unvanını aldı. Celal Bayar Üniversitesi’nde, Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2019 yılında, aynı üniversiteden emekli oldu. Şu anda Onbeş Kasım Kıbrıs Üniversitesi’nde rektör yardımcısı olarak görev yapmaktadır. 2020 yılında, tarıma olan hassasiyeti nedeniyle, Cemre Hareketi: Sürdürülebilir Tarım-Gıda Platformu’nu kurdu. Bu platform aracılığı ile ülkemizde, tarımda dijitalleşme ve döngüsel ekonomi uyumlu kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması konusunda çalışmalarına devam etmektedir.

Sürdürülebilir Tarım İçin Döngüsel Tarım

  • 01 December 2020
  • 1725 Görüntülenme
  • YORUM

Sürdürülebilirlik kelimesi anlam itibariyle, çeşitlilik ve üretkenliğin devamlılığı sağlanırken, sürekli olabilme yeteneğini artırmak ve çevreyi korumayı ifade ediyor. Sürdürülebilirlik kavramı ilk defa 1987 yılında BM bünyesi altında çalışmakta olan “Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu”nun yayınlamış olduğu “Ortak Geleceğimiz” isimli raporunda kullanılmış ve mevcut imkanları ve kaynakları en verimli şekilde değerlendirmeyi öngörmenin yanında, çevreyi ve üretim potansiyelini de korumayı içermektedir.

 

 

Hayatın her alanında sürdürülebilirliği, yaşamın devamı için zorunluluk olarak artık kabul etmek zorundayız. Yoksa ekosistemdeki sınırlı kaynaklar kısa sürede tükenecek ve yaşam bütün canlılar için yaşanmaz bir duruma gelecek. Bu doğal kaynakların başında ise tüm canlıların gıdalarını sağladıkları “toprak” gelmektedir. Bir insan faaliyeti olan tarımın sürdürülebilirliği ise tarımsal kaynakların doğa ve insan arasında bir denge oluşturmasını amaçlamaktadır. Bu bağlamda sürdürülebilir tarım temelde doğa bütçesinin en önemli saç ayağı olan toprağın verimliliği ve üretkenliği ve onun sağlıklı yönetilmesi ile ilişkilidir.

 

 

Bugün 7.7 milyara ulaşmış olan dünya nüfusunun tükettiği bütün yiyecekler hayvansal ve bitkisel kaynaklar dolaylı olarak topraktan sağlanmaktadır. Günümüzde artan gıda ihtiyacını karşılamak için sürdürülebilir tarım doğal olarak sadece topraklarımız ile de ilgili değildir.

 

 

Sürdürülebilir tarım; gıda güvenliğini garanti altına almanın, sağlıklı ekosistemleri beslemenin, toprağın, suyun ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini desteklemenin yolu olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak böyle bir bütüncül yaklaşımla çölleşme ve erozyon ile mücadele edebilir, tarımdaki olumsuz çevre koşullarını azaltarak, istenilen üretim artışını gerçekleştirebiliriz.

 

 

Döngüsel (dairesel) bir ürün olan tekerlek, toplumsal gelişime katkıda bulunan çığır açan icatlardan biri olmuştur. Döngüsellik sayesinde insan faaliyetlerini etkileyen önemli bir ekonomik model ortaya çıktığında tarihin kendisini tekrar ettiği söylenebilir.

 

 

Döngüsel ekonomi, doğası ve amacı itibariyle iyileştirici olan ve kaynakların döngüsel bir şekilde yönetildiği endüstriyel bir ekonomi olarak tanımlanabilir. Döngüsel ekonomi kavramı, toplumun kaynaklardan maksimum değer almasını ve kaynak tüketimini reel ve gelecek ihtiyaçlara göre uyarlamasını sağlar. Atık önleme, yeniden kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım (malzeme ve enerji) toplumun kaynaklarından maksimum değer almasını ve tüketimi reel ihtiyaçlara göre uyarlamasını mümkün kılar. Bu şekilde birincil kaynaklara yönelik talep optimize edilmiş olur ve bununla bağlantılı olarak çevreye etki ve enerji kullanımı hafifletilmiş olur. Daha net bir açıklama ile döngüsel ekonomi, mevcut üretim süreçlerinde tüketim aşamasında oluşan çıktıların, başka bir sürecin girdisi olarak türetilmesi, yeniden dönüştürülerek çevre dostu, ekonomik ve sürdürülebilir alternatifler sunmaktadır.

 

 

Son yıllarda çok sık karşımıza çıkan döngüsel ekonomi modellemeleri genellikle sanayi alanında fabrikalar ve işletmeler için kullanıldığını biliyoruz. Aynı mantıkla tarımda bu modellemelerin kullanılabilirliği olabilir mi bakıldığında, bu örneklemelerin “döngüsel tarım” başlığı içinde ele alındığını görebiliyoruz. O hâlde döngüsel tarım nedir? Tarımın gelişmesine döngüsel tarım (circullar agriculte) metodolojisi önemli bir ivme kazandırabilir mi?

 

 

Döngüsel tarım; tarımsal üretimde ortaya çıkan yan ürünlerin de tarımsal üretime dahil edilip döngüden çıkmaması olarak tarif edilebilir. Aslında bu tarımda bir yaşam döngüsü modelidir. Bütün sistemlerin birbirine entegre edilerek planlanmasını dikkate alır. Aslında bu ciddi bir bakış açısıdır. Çünkü, tüm tarım ve gıda ekosistemi iç içe geçmiş ayrılmaz parçalardan oluşmaktadır. Sistemin tek bir aktörünü bile dışarıda bıraktığında, çemberin doğru bir şekilde işlemesi mümkün olamayacaktır.

 

 

Bütüncül yönetim yaklaşımı ilk defa Zinbaweli doğa bilimci, yabanıl hayat uzmanı Allan Sovey’in kendi ülkesi ve bütün Afrika ülkelerinde çölleşmeye karşı önlem almak için kullandığı bir yönetim ve davranış modelidir. Bütüncül yönetim bizlere herhangi bir konuda karar alınırken dünyayı bir bütün olarak ele alıp kararlarımızın olası sonuçlarını da göz önünde bulundurarak hareket etmemizi söyleyen bir düşünce biçimi ve yöntemidir. Bana kalırsa, burada en dikkat çekici kelime “dünyayı bir bütün olarak” ele almak… Ve alınan kararların olası sonuçlarını düşünmektir. Günümüzde ülke tarımının düştüğü sıkıntıların en başında geleceği düşünmeden verilen günlük kararları olduğunu söylemek bu açıdan bakıldığında yanlış olmayacaktır.

 

 

Tarım uzun soluklu bir yolculuktur. Ülkemizde tarım, olası geçmiş eksiklikler ve hatalar nedeniyle sorunlu sektörlerimiz arasındadır. Bunun en önemli nedenleri arasında, bitkisel ve hayvansal tarımın birbiri ile entegre edilerek kurgulanmamış olmasıdır. Üstelik döngüsel tarım mantığı ile bakıldığında ise karbon dioksit/sera gazı azaltımını sağlayacak olan “yenilebilir enerji” kaynaklarımızı da bu vesile ile üretebilmiş olabilecektik. Bu da tarımda “girdi maliyetlerinde” ciddi bir düşmeye imkân sağlayarak, çiftçilerimiz için sürdürülebilir tarımın geleceğini garanti altına alacak gelir artışına imkân sağlayabilecekti.

 

 

Doğa dostu tarım anlayışı, doğanın tarım yoluyla iyileştirilmesini, mevcut ekosistemleri, toprak ve su varlıklarını, her türlü canlı çeşitliliğini korumanın ötesinde iyileştirmeyi öngörür. Doğaya aykırı olmaktan ziyade onunla birlikte çalışma, uzun süreli düşüncesizce hareket etmekten ziyade, uzun süreli gözlem yapmayı, bütün işlevlerini dikkate alarak planlamayı gerekli kılar. Bu da çiftliklerin veya kooperatiflerin küçük veya büyük yönetilmesini sistematik olarak zorunlu görür. Ancak böylelikle bundan sonraki dönemlerde “yeşil bir devrim”den söz edilebilir. Döngüsel ekonomi modellemeleri gibi tarım ve gıda ekosisteminde, “döngüsel bir yaşam modeli” oluşturularak yeniden bir tarım ülkesi olma şansımızı artırabiliriz. Böylelikle gıda da dışa bağımlılığımızı da azaltmış olabiliriz.

 

Meltem Onay


Yorumlar

Yorum Yap

500