Liderliğin Temeli Hayal Midir? Hedef Midir?

01 August 2020
Meltem ONAY

Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden mezun oldu. Adnan Menderes Üniversitesi-İşletme Bölümü’nden doktora unvanını aldı. Celal Bayar Üniversitesi’nde, Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2019 yılında, aynı üniversiteden emekli oldu. Şu anda Onbeş Kasım Kıbrıs Üniversitesi’nde rektör yardımcısı olarak görev yapmaktadır. 2020 yılında, tarıma olan hassasiyeti nedeniyle, Cemre Hareketi: Sürdürülebilir Tarım-Gıda Platformu’nu kurdu. Bu platform aracılığı ile ülkemizde, tarımda dijitalleşme ve döngüsel ekonomi uyumlu kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması konusunda çalışmalarına devam etmektedir.

Liderliğin Temeli Hayal Midir? Hedef Midir?

  • 01 August 2020
  • 889 Görüntülenme
  • YORUM

 

Bazen bir yazıyı yazmaya başlarken kendimden geçiyorum. Ders mi anlatıyorum, yoksa anlattıklarım ile ilgili soracağım soruların yanıtlarını merak mı ediyorum diye. Liderlik konusu, bütün yaşamım boyunca ilgi alanım içinde oldu. Farklı liderleri, farklı dönemlerde inceledim. Her birinden, kendince dersler edindim. Onların başarı sırlarını, yazdıkları kelimeler arasından seçtim. Bir eğitmen olmam nedeniyle de paylaşmayı çok sevdim. Sanki yeni “liderlerin” doğmasına imkân verecekmişim gibi.

Lider ya da önder kavramı literatürde; bulunduğu çevreye yarar sağlayan, süregelen gelenekte köklü değişiklikler yapan ve çevreyi yönetmek için sorumluluğu; sezgi, zekâ ve bilgiye dayalı karar ve uygulamalarla arkasındaki kişileri yönlendiren, teşvik eden kişidir. Liderlik ise, insanları ortak bir hedefe ulaşmak için harekete geçirme kabiliyetidir. Lider, kendisinde bulunan mevut gücü ve motivasyonu, başkalarına da kazandırandır. Durum böyle olunca, günümüzün son liderlerini sizlerle paylaşmak istedim. Onların kısa hayatlarını anlatırken, sizleri de düşündürmeyi amaçladım. Umarım bu hayalimde, sizlere de bir hedef belirlemeye şansı sunabilmişimdir.

 

GRETA THUNBERG

İklim değişikliği ile savaşılmaya hemen başlanması gerektiği konusunda protestolara başlayan İsveçli bir eylemci. “İklim için okul grevi” ile medyanın dikkatini çekmeye başlayan Thunberg, o zamandan beri iklim aktivistliği yapmaktadır. 2019’da dünyanın dört bir yanındaki 11 ülkeden tahmini 1,4 milyon öğrenci grev ve protesto çağrılarına yanıt vererek protestolara katıldılar. Petrol İhracatçı ülkeler örgütü adına, Genel Sekreter Mohamed Barkindo, Thunberg ve diğer gençleri “fosil endüstrisi” için en büyük tehdit olarak ilan etti.

Mart 2019’da Norveç Parlamentosu’nun üç üyesi, Nobel Barış Ödülü için Thunberg’i aday gösterdi. Mayıs 2019’da 16 yaşındayken, Time dergisinin kapağında yer aldı. Bazı medyalar, dünya üzerindeki etkisini Greta Thunberg etkisi olarak nitelendirdi. Greta, 3 Ocak 2003’de doğdu. Annesi İsveçli bir opera sanatçısıydı, babası aktördü. Dedesi ise yönetici ve oyuncu. Kasım 2018’de Greta, TedEx konuşmasında, ilk olarak 8 yaşında iklim değişikliğini duyduğunu ve neden bu kadar az şey yapıldığını anlayamadığını söylemişti. 11 yaşındayken depresyona girdi ve konuşmayı bıraktı. Daha sonra Asperger Sendromu, Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Selektif Mutizm (seçici konuşmazlık) tanısı kondu. Thunberg, “protesto etmezsem, içimden ölüyormuşum gibi hissediyorum” diyordu.

Babası okula gitmemesinden üzgündü ama şöyle diyordu: “Biz ayakta durma isteğine saygı duyuyoruz. Evde oturup gerçekten mutsuz olabilir ya da protesto edip mutlu olabilir” Greta, ailesinin karbon ayak izini azaltmak için, vegan olmalarını ve uçmayı bırakmaları konusunda ısrar etti. Onlara bu nedenden dolayı, geleceğimizi çalışıyorsunuz diyordu.

Thumberg’in öğretmenlerinden bazıları onun okulu asması konusunda farklı düşüncelere sahiptiler. Onun insanlık için yaptığın eylemi doğru bulanlar olduğu kadar, onu bir baş belası ve yetişkinleri dinlemeyen kişi olarak da değerlendiriyorlardı.

2010’de İsveçli bir gazetenin düzenlediği iklim hakkında bir kompozisyon yarışmasında birinci oldu. Makale yayınlandıktan sonra iklim değişikliği konusunda bir şeyler yapmak isteyen bir grup, Thunberg ile temasa geçti. Bu grup ile Thunberg greve başlama kararı aldı. Arkadaşlarına bu teklifi götürdüğünde, hiç kimse ona olumlu yanıt vermedi. Ama Thunberg, kararlıydı ve bunu tek başına başlatacaktı.

2018 yılındaki sıcak dalgaların ve orman yangınlarının ardından, İsveç genel seçimlerine kadar okula gitmeme kararı aldı. Talebi, İsveç hükümetinin Paris Anlaşması’na uygun olarak “karbon emisyonu”nu azaltmasıydı ve haklı da olabilirdi. İklim için okul grevini üç hafta boyunca her gün evinde oturup protesto yaparak sürdürdü.

 

Thunberg’in bu fotoğrafları, Instagram ve Facebook’dan yayınlandı ve bütün dünyada ses getirdi. 2018 Aralık itibariyle en az 270 şehirde, 20 000’den fazla öğrenci grev yapmıştı.

 

Sonuç ne mi oldu?

 

1) ABD’de bazı yatırımcılar, okul grevlerini desteklemek için yarım milyon sterlin bağışta bulundular.

2) ABD Başkanı, iklim değişikliğini hafifletmek için yüz milyonlarca Euro harcama önerisini açıkladı.

3) Yeşiller Partisi seçimlerde oylarını iki katına çıkardı.

4) Yeşiller Partisi’ne, Avrupa Parlamentosu’nda karar verici olma şansı verildi.

5) İsveç demiryolları, gelirlerini o yıl yüzde sekiz arttırdı.

6) Çevresel etkilerinden dolayı, uçağa binmekten utanmak, sosyal medyada “Uçmaktan Utan” olarak “hashtag” rekoru kırdı.

 

Sonuçlar böyle olunca, sorular da kaçınılmaz olacaktı, ben de Greta Thunberg’in yaşamına yönelik olarak sorularımı sıraladım:

 

1) Sizce, Greta Thunberg’in girdiği bu mücadele, neden pek çok öğrenci için ilham kaynağı oldu?

2) Onun iklim krizi için yaptığı bu eylemi, onaylıyor musunuz ve neden?

3) Greta’nın öncülünde başlattığı bu eylem için karşılaştığı en büyük zorluk neydi? Sizce bu zorluklar ile nasıl baş edebildi?

4) Greta’nın bu eyleminde onu destekleyen ve mücadelesini kolaylaştıran etmenler sizce neydi?

 

MALALA YOUSAFZAİ

Bir anda dünyanın konuştuğu, herkesin hayranlıkla baktığı ve desteklediği bir kız oldu. Küçücük yüreğinde öyle bir cesaret, kahverengi gözlerinde öyle korkusuz bakışlar vardı ki, amacı uğruna çıktığı yolda başına yediği kurşun bile onu durduramamıştı. Aslında o kadar imkânsız, zor bir şeyde değildi istediği. Savunduğu tek bir konu vardı, başta yaşadığı bölge olmak üzere, tüm dünyada kız çocuklarına “eğitim hakkı” tanınmasıydı.

Malala, 1997 tarihinde Pakistan’ın kuzeybatısındaki Mingora şehrinde doğdu. Malala’nın babası, aynı kızı gibi eğitim haklarının savunucu eğitmen ve şairdi. Kızını her zaman destekledi ve onunla gurur duydu. Malala’nın aile ile birlikte yaşadığı Svat Vadisi, o dönemlerde Taliban ve güçleri tarafında denetim altına alınmıştı. O güne kadar vadi girişinde “cennete hoş geldiniz” yazısı vardı. Halkın maruz kaldığı bu eziyet, cennet vadiyi cehenneme dönüştürmüştü birden.

Taliban ve güçleri ilk etapta radyo yayını yaparak taraftar topladı, sonra televizyonları “günah listesine” aldı. Birçok kişi korkudan evindeki CD, DVD ne varsa yaktı, militanlar ahlak polisi olarak sokakları gezmeye başladı. Kadınlara, tek başına sokağa çıkma yasağı getirildi. Hedeflerinin merkezinde hep eğitim oldu. 400’e yakın okul yerle bir edildi. Özellikle önce kızlı erkekli eğitim yasaklandı, ardından da kızların okula gitmesi tamamen yasak oldu.

İşte böyle bir bölgede ve baskı altında yaşayan Malala, kız çocukların eğitim hakkını savunmayı kendine görev edindi. Bu dönemlerde, 11 yaşındaydı. BBC’nin Urduca servisinde takma bir blog yazmaya başladı. Yazılarında korkusuzca tüm olup biteni, yaşadığı zor günleri ve kadınların çektiği sıkıntıları paylaşıyordu.

Herkes susarken o bu duruma sessiz kalmayıp, görüş ve düşüncelerini dur durak bilmeden yazmayı seçti. Bu sayede tüm dünyaya kız çocuklarının yaşadığı sorunları duyuracaktı. O sene Newyork Times, Malala’nın hayatını konu alan bir belgesel çekti. Bu cesur, insan hakları aktivisti küçük kız gittikçe tanınıyordu, ama bir yandan da hem ailesinin hem de kendisinin hayatı tehlikedeydi.

15 yaşındayken, Malala’nın içinde bulunduğu okul otobüsünü durduran Taliban ve militanları Malala’yı başından ve boynundan vurdular. Mucize eseri hayatta kalmayı başaran Malala, önce bir askeri hastaneye arsından da İngiltere’ye gönderildi. Malala’nın vurulması ülkede büyük yankı uyandırdı, halk sokağa döküldü. 2 milyondan fazla imza toplandı ve Pakistan’da “eğitim yasası” değiştirildi.

Malala bütün bu mücadelesi için” eğitim, kadın ve erkek herkesin hakkı olmalıdır” diyordu ve ona göre kendisi sıradan bir kızdı. 2013 yılında dünyanın en etkili 100 kişisinden biri olan Malala: “Teröristler benim ideallerimi değiştireceklerini zannettiler, ama benim hayatımda şunun dışında hiçbir şey değişmedi. Zayıflık, korku ve umutsuzluk öldü. Kuvvet, güç ve cesaret doğdu”

 

Sorular:

1) Bir insanın ölümü bile göze aldığı mücadelesinde onu daima ayakta tutan güdü nedir? Neden bu mücadeleye bu kadar inanmıştı?

2) Eğer insanlığın iyiliği, başarısı söz konusu olursa, hayal ve hedefleriniz içinde neleri feda edersiniz?

3) Malala gibi inanıyorum ki, dünyanın pek çok yerinde çocuklar vardır. Sizin böyle biri olduğunuzu düşünürsek, kendi ülkenizde ne için mücadele verirsiniz?

4) Malala’nın bir hayali mi vardı, hedefi mi? Hedefine ulaşmak için verdiği yol ne kadar doğruydu?

 

ELON MUSK

12 yaşındayken yazdığı Blastar adındaki uzay oyunu yaklaşık 500 Dolar’a satarak ilk yazılım satışını yaptı. Forbes Dergisi’nde dünyanın en güçlü kişileri listesinde, 2016 yılında 21. sırada yer aldı.

 

1971 yılında Güney Afrika Cumhuriyet’inde, manken ve diyetisyen bir Kanadalı annenin, Güney Afrikalı Elektromekanik mühendisi, pilot ve denizci babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Anne ve babası boşanınca, Elon kız ve erkek kardeşi ile annelerinin yanında yaşamayı tercih ettiler. İki yıl sonra babasının çok yalnız kaldığını fark ederek, babasının yanında yaşamaya karar verdi. Boşanma Elon Musk’ın çocukluğunda yaşadığı tek travmatik sorun değildi. İçe dönük bir çocuk olan Elon, okulda zor günler geçiriyordu. Sık sık zorbalığa uğrayan Musk için dayak yemek sıra dışı bir durum değildi. Hatta bazen durum o kadar ileri gidiyordu ki, tek seçeneği saklanmak oluyordu. Okulda arkadaşları bir gün onu merdivenlerden atıp, ardından bayılana kadar dövmüşlerdi. Musk, gözlerini açtığında bir hastanedeydi.

Hem evde hem de okulda o yaşta bir çocuk için ciddi sorunlar yaşayan Musk’ın neredeyse tek sığınağı kitaplarıydı. Eline geçirdiği hemen her şeyi okuyordu. Hatta okunacak başka bir kitap bulamayınca 9 yaşında, Britannica Ansiklopedisi’ni okuyup bitirmişti bile. 10 yaşına geldiğinde hayatını değiştirecek yepyeni bir şey ile tanıştı. 5 kilobyte RAM’a sahip bir commodore. Uykusuz geçen üç günün sonunda Basic Program dilini öğreten kitabı okuyup bitirmişti. O günden sonra bilgisayar, Elon Musk’ın zorlu çocukluğunu katlanabilir hâle getirme görevini kitaplarla birlikte sürdürdü.

 

12 yaşında, Flappy Bird bilgisayar oyunundan kazandığı ilk paranın arkasından, 1984 yılında PC ve Office Technology adlı dergi oyununun kodlarını satarak, 500 Dolar kazandı.

Elon’un büyük hayalleri vardı ve bunları G. Afrika’da yapması mümkün değildi, 17 yaşında Kanada’ya taşındı. İlk önce Queen Üniversitesi’ne, daha sonra Pennsylvania Üniversitesi’nde ekonomi alanında, sonra da Bilim ve Sanat Okulu’nda fizik bölümünde yüksek lisans eğitimine devam etti. Fizik bölümünde doktora yaparken kardeşi Kimbal Musk’la beraber yeni organizasyonlar için bir çevrimiçi içerik yayınlama yazılımı olan Zip2 projesini başlatmak için okuldan ayrıldı. 1999’da Compaq AltaVista birimi Zip2’yi 309 milyon dolar nakit ve 34 Milyon Dolarlık hisse senedi vererek satın aldı.

Musk’ın üçüncü şirketi Space Exploration Technology’yi 2002’de kurdu. Bu şirket (Space X) roket teknolojisinin durumunu ilerletmeye odaklanmıştı. Falcon 1, Falcon 9, ve ilk uzay aracı Dragon, Musk’a göre uzayın keşfi, insanlığın bilincini korumak için değilse de genişletmek için önemli bir adımdı. Onun deyişine göre, çok gezegenli hayat, insan ırkının hayatta kalmasını tehdit eden durumlara karşı bir önlem olabilirdi. Bir asteroit veya büyük bir volkan bizi yok edebilirdi. Mühendislik ürünü bir virüs, yanlışlıkla oluşturulmuş bir mikro delik, küresel ısınma ya da sonumuzu getirecek henüz bulunmamış bir teknoloji... Er ya da geç hayatı mavi-yeşil topun ötesine genişletmek zorundaydık çünkü soyumuz tükenecekti.

 

Musk’ın amacı, insanlı uzay uçuşlarının maliyetini onda birine indirmekti. Tesla Motors, onun elektrikli araçlara olan ilgisi ile ortaya çıkmıştır. Musk özellikle kitlesel Pazar müşterilerine uygun fiyatlı elektrikli araçlar sağlama stratejisinden sorumluydu. Daha varlıklı kişilere Tesla Roodstar’ı satarak, buradan kazandığı paralar ile daha “düşük ücretli elektrikli araçlara” yatırım yapmak istiyordu.

 

Son olarak ABD’nin en büyük güneş enerji sistemi olan Solar City’yi kurdu. Hem Tesla hem de solar City’ye yatırım yapmasının altındaki motivasyon, “küresel ısınma” ile savaşmaktı. Mars’a insan taşımak, elektrikli araçlar, solaryum kiremit çatılar, sürtünmesiz ortamlarda hızlı yolculuk, trafik sıkışıklığında yer altında tüneller açarak çözümler bulmak, onun hem hayali hem de hedefi olmuştu.

Sorular

 

1)Sizce, Elon Musk, ne kadar vizyoner, ileri görüşlü biridir? Hiçbirimizin bundan 50 yıl sonra ne olacağını düşünmediğimiz bir dönemde, küçük yaştan itibaren bu öngörüyü nasıl görebiliyor ve harekete geçebiliyor?

2)Zor bir çocukluk (hem okulda hem de ev yaşamında) bu olumsuzlukları göz önünde bulundurmadan, hatta dert etmeden yola devam etmiş. Sizce bunu yapan kaç kişi vardır? Musk, bunu nasıl başarmıştır?

 

Her hayat hikâyesinin arkasında bir “liderlik macerası” ve doğal olarak “liderin değerleri ve inançları” vardır. İlham olması dileğiyle…

 

Meltem Onay


Yorumlar

Yorum Yap

500