Evden Kaçan Kızların Başına Ne Gelir?

31 December 2015
Meltem ONAY

Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden mezun oldu. Adnan Menderes Üniversitesi-İşletme Bölümü’nden doktora unvanını aldı. Celal Bayar Üniversitesi’nde, Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2019 yılında, aynı üniversiteden emekli oldu. Şu anda Onbeş Kasım Kıbrıs Üniversitesi’nde rektör yardımcısı olarak görev yapmaktadır. 2020 yılında, tarıma olan hassasiyeti nedeniyle, Cemre Hareketi: Sürdürülebilir Tarım-Gıda Platformu’nu kurdu. Bu platform aracılığı ile ülkemizde, tarımda dijitalleşme ve döngüsel ekonomi uyumlu kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması konusunda çalışmalarına devam etmektedir.

Evden Kaçan Kızların Başına Ne Gelir?

  • 31 December 2015
  • 2239 Görüntülenme
  • YORUM

Bugünün kızları, geleceğin anneleridir. Bu anneler, ülkenin gelecekteki çocuklarını yetiştirenler olacaktır. Bu yüzden bilinçli bir toplum kadınlarına ve kız çocuklarına sahip çıkmalıdır

Geçtiğimiz günlerde yüksek lisans yapan bir kız öğrencimle üniversiteye giderken sohbet ediyorduk. Sohbet konumuz hayli ilginçti. Bir gece önce apartmanlarında oldukça ciddi bir sorun yaşandığını anlatıyordu. Alt kat komşularının kızı, eve sabaha karşı gelmiş. Baba kızını eve almamış ve kız mecburen evden çıkarak gitmek zorunda kalmış. Bunları duyunca düşünmeye başladım.

Acaba baba doğru bir harekette mi bulunmuştu; kızının henüz çok genç yaşta evini terk etmesi sonucunda başına geleceklerden kendisini ne kadar sorumlu hissedecekti? Çocukları yetiştirirken anne ve babalar, ne kadar rol modeli olabiliyorlardı? Bütün bu soruları birkaç dakika içinde aklımdan geçirdim. Bu sorunun sadece öğrencimin komşusunun başına gelmediğini, Türkiye’nin kim bilir hangi şehirlerinde, hangi mahallerinde, hangi evlerinde buna benzer ne tür olayların yaşanıyor olabileceğini düşündüm. Bütün bu bilgileri açıklayan istatistikler olabileceğini, önlemlerin alınmış, düşünülmüş olabileceğine kanaat getirerek internette kısa bir araştırma yaptım. Bulduğum veriler şüphesiz hem çok yetersizdi hem de pek iç açıcı değildi.

Evden kaçan kızların çoğunluğunun 13-14 yaşında oldukları görülüyordu bu verilere göre! Bazı kızlar tatil yapmak için evlerinden kaçıyorlardı, bazıları erkek arkadaşları tarafından zorla evde alıkonulmuşlardı, bazıları kendilerine yardım edeceklerini söyleyen erkekler tarafından tecavüze uğruyorlardı, bazıları sadece bir değil, beş-altı erkeğin cinsel saldırısına uğruyordu.

Bu kızların yaşamlarını düşündüm birden! Evlerine, ailelerine kabul edilmedikleri için zorla bir başka yaşama sürüklenmişlerdi. Tercihlerini kendileri mi yapmıştı bilinmez ama ülkemizde çare bulunması ve üzerinde düşünülmesi gereken konulardan birisinin de, evden kaçan kızları tekrardan topluma kazandırmaya yönelik projeler ve girişimler olması gerektiğine kanaat getirdim.

İnternette konuyla ilgili araştırma yaparken bu konuda faaliyette bulunan bir derneğin bulunma durumunu araştırdım. Çok ilginç, evet böyle bir dernek varmış ülkemizde: 'Evden Kaçan Kızlar, Sokakta Yatabilsinler Derneği'...

Ne amaçla kuruldu, ne kadar etkili ve neler yapıyor bu dernek bilmiyorum ama; kızlarımız doğru dürüst belki aile şefkati görmedikleri evlerinde, babaları, ağabeyleri tarafından tartaklanıyorlar. Dayak yiyorlar, çeşitli şiddete maruz kalıyorlar. İşin garip tarafı yine bir evdeki erkekten kaçıp, bir başka evdeki erkeğe sığınıyorlar.

Mutlu olmak istiyor aslında bütün kadınlar, aşkı, sevgiyi bulmak istiyorlar bir başka evde... Ama buldukları ne yazık ki, bir başka batağın başlangıcı, bir başka yalnızlığın kördüğümü... Cinsel tacize uğrayan, zorla tecavüz edilerek hamile kalan, çocuğunu doğurmak ya da aldırmak zorunda kalan küçük bedenler, hayatı sorgulayan ruhlar ve çare arayan eller...

Okullarda sadece eğitimin yeterli olmadığı, toplumun gelişmesinde öğretmenlerin öğrencileriyle daha yakından ilgilenmesinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor bu konuyla birlikte... Sivil toplum örgütlerine, medyaya, kamu ve özel kuruluşlara bu bağlamda büyük görevler düşüyor.

Bilinçli bir toplum, kadınlarına ve kız çocuklarına sahip çıkmalıdır. Onların gelişimi, ekonomik olarak güçlü olmaları, kendilerine olan güvenleri o ülkenin gelecek neslinin de ne ölçüde şekilleneceğini gösterecektir. Koç grubunun geçtiğimiz yıllar içerisinde 'Meslek Lisesi, Memleket Meselesi' sloganıyla başlattığı anlamlı mücadele aynı şekilde bu konu destek arayan kadınlar ve kızlar için de geçerlidir. Bugünün kızları, geleceğin anneleridir. Bu anneler, ülkenin gelecekteki çocuklarını yetiştirenler olacaktır. Bu nedenle hepimize aslında büyük görevler düşmektedir.

Yüksek lisans öğrencimin apartmanında yaşanan bu sevimsiz olay, belki de bu yazıyı okuyan okuyucularımın apartmanlarında da yaşanıyordur. Belki de kendi evlerinde de…

Unutmayalım hepimiz bir modeliz, ülkenin geleceğini şekillendirirken hepimize ayrı ayrı görevler düşünüyor. Umarım aramızda, bir ucundan tutmak isteyen kişiler çok fazladır…  

 

 

Meltem Onay


Yorumlar

Yorum Yap

500