Bayramlar Neden Önemli?

01 September 2019
Meltem ONAY

Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden mezun oldu. Adnan Menderes Üniversitesi-İşletme Bölümü’nden doktora unvanını aldı. Celal Bayar Üniversitesi’nde, Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2019 yılında, aynı üniversiteden emekli oldu. Şu anda Onbeş Kasım Kıbrıs Üniversitesi’nde rektör yardımcısı olarak görev yapmaktadır. 2020 yılında, tarıma olan hassasiyeti nedeniyle, Cemre Hareketi: Sürdürülebilir Tarım-Gıda Platformu’nu kurdu. Bu platform aracılığı ile ülkemizde, tarımda dijitalleşme ve döngüsel ekonomi uyumlu kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması konusunda çalışmalarına devam etmektedir.

Bayramlar Neden Önemli?

  • 01 September 2019
  • 932 Görüntülenme
  • YORUM

 

Oğlum Cem’in, çocukken ilginç bir sorusu vardı: “Senin çok anıların var, anlatıyorsun, benim hiçbir özel hikâyem yok, ne anlatacağım çocuklarıma?” derdi. Ben de ona “Yaşadıkça anıların birikecek” derdim. Gerçekten “Anılar biriktikçe çoğalıyor”. Ve bir gün öyle zengin oluyorsun ki, geçmişte yaşanan bütün anılar, senin birikimlerin oluyor ve belki de seni sen yapan değerlerin.


 

Ramazan Bayramı kadar, Kurban Bayramları da benim hayatımın özel ve hiç eskimeyen günleridir. Geçmişe gittiğimde, anneanne evinde bir sofranın başında, bütün ailecek yenilen “kurban kavurması”, zaman geçtikçe, yerini başka aktivitelere dönüştürse de yine aile büyüklerinin bu retoriği sana sunmaları sayesinde gelenekselleşiyor. Bir gün sen de bakıyorsun, bu yolculuğa katılmışsın. Yapamadığın zaman kendini mutsuz hissediyorsun. Aile olmayı aslında çocukluğumuzda bize sunulan bayramlar aracılığı ile öğreniyoruz. Ailenin verdiği ve gösterdiği her mesaj, bizim de “kim” olduğumuzu ve olacağımızı gösteriyor. Ben çok şanslı bir yetişkin olmalıyım ki, şu günlerde söyleyecek çok sözüm var. Hem bugün için hem de gelecek için…

Son günlerde en çok duyduğum kavramlar birisi “değerlerimiz”. Değer ifadesi; bir toplumda, genel kabul gören veya benimsenen her türlü duydu, düşünce, davranış ve kurallardır.

 

 

Değerlerin oluşmasında, insanın doğuştan getirdiği özellikler ile içinde yaşadığı toplumun önemli etkileri vardır. Davranışlarımıza yön veren değerlerin bir kısmı, insanın kendi yaradılışının içinde bulunmaktadır. İnanma, saygı duyma, merhametli olma, yardımsever olma gibi değerler her çağda ve toplumda aynı anlam taşır. Yalancılık, haksızlık ve zulüm gibi olumsuz ifadeler de yanlışlıkları ve hataları ifade eder. Bu kadar açık ve net bir şekilde tanımlanan kavramlar sizce, günümüzün çağında geçerli midir? Bahsetmiş olduğum kavramlar, toplumdan topluma, kültürden kültüre değişse de geçerliliğini sizce neden yitirmiştir?

 

 

Değerlerin ilk oluştuğu ve şekillendiği yer ailedir. Çocuğun dünyayı anlama çabası içerisinde çevresinde gördüğü etkiler önemlidir. Paylaşım, sevgi, saygı, adalet, hoşgörü gibi birçok değer çocukken davranışlara yerleşmekte ve onun karakteri hâline gelmektedir. Ailede bu değerlerin kullanımı ve onlara atfedilen anlamları gören çocuk, bunları kendi hayatında da yerleştirmeye çalışmaktadır. Bu bakımdan değerlerin oluşumunda aile kurumunun yeri büyüktür.

 

 

Hayat koşuşturması içinde, yaşam felsefemizi oluşturan bazı değerleri belki de bu nedenle unuttuk ya da yaşamaz olduk. Milli bayramlarımızın kutlandığı dönemleri, bir tatil havası içinde kutlamaya başladık. Eğer sizi bağlayan bir geçmiş yok ise, bu bayramlar bizler için bir ara kaçamak olmaya başladı. Buna çok da kızmıyorum çünkü biliyorum ki, çalışma hayatını yoğun yaşayan aile bireyleri bu tatilleri önemli bir fırsat olarak görmeye başladılar.

 

 

Benim çocukluğumda, her bayram sabahı babam ve annem arka arkaya dizilirler, kız kardeşim ve ben hemen arkaya sıralanırdık. Babam annemin, annem babamın elini öperdi. Sonra biz de bu kurala uyardık. Bu aslında bir “saygı” sembolüydü. Babamın anneme, annemin babama karşı birbirlerine duydukları sevgiyi temsil ederdi. Bu benim hayatımda öyle bir etki yaratmış olmalıydı ki, hâlen kendi yeni kurduğum ailemde devam ettirmeyi bir “görenek” olarak kabul eder olmuşum. İşte budur aslında “değer” dediğimiz ifade. Sözel ya da sanal değil, gerçek ve inandırıcı… Uzaklardaki akrabalarımızı aradığımız kutlama telefonları da böyledir. Mesaj değildir, sestir yakınlık. Kutlamadır ve aile olmanın özelliğidir bu aramalar. Sen benim büyüğüm olduğun için arıyorum seni demektir kucak dolusu…

 

 

Bayramlardır küslüklerin bittiği, yeni başlangıçların yapıldığı… Her şeye rağmen merhaba denildiği ve kucaklaşıldığı anlardır bayramlar… Hoşgörünün, sevginin yeniden yeşerdiği günlerdir bayramlar aslında…

İnsan ruhunu besleyen tek duygu budur aslında… Çok uzağa gitmeye gerek yoktur, sana sunulanı kabul etmektir anılar ve değerler. Bizlerin bunu doğru algılaması ve bu tutum ve davranışları kendi hayatımızda içselleştirebilmemizdir. Annem bunu yaptı, halam, amcam bunu yaptı değildir yaşam. İç huzursuzluğa gerek yoktur. Kocaman kalbimize alacağımız çok fazla oda vardır ve her bir kişiye yer vardır. Her bir anı, bu nedenle özeldir ve anlamlıdır.

 

 

“İç sesinizi” dinlediğiniz müddetçe, hayatın hem anlamını hem de huzurunu bulacağınız kesindir. Dış sesler nedense her zaman bizlere olumsuzlukları çağrıştıracaktır. Halbuki, bu yaşam bizlere hem sevgi hem de hoşgörü sunarken, nedendir ki, içimizi acıtacak olayları daha öncelikli konular hale getiririz. Bu acının getirdiği, hoşgörüsüz ve katı davranışları sergileriz.

 

 

Her bayram sizler için bir İLK olsun. Belki çocukluğunuzda şu anda anlattığım anılara sahip olmamış olabilirsiniz, başlamak için bir nedeniniz var. Eğer yaşadıysanız da tekrarlamak ve çocuklarınıza örnek olabilmek için bir fırsatınız var.

 

 

Bencil, sadece kendini düşünen bir toplum olduk diyoruz ya, bunun tek nedeni aslında yine kendimiz olduğunu unutmayalım. Başkalarını suçlamak yerine, değişime kendimizden başlayalım. Bu ülkenin sakinliğe, barışa ve uzlaşmaya ihtiyacı var. Birbirimizi daha çok anlamaya çalışma zamanı… Küslükler, kırgınlıklar niye ki? Yeni bir bayram gününde, yeniden buluşmak dileğiyle, geçmiş bayramınızı sevgiyle kutluyorum.

 

Meltem Onay


Yorumlar

Yorum Yap

500