Yeşil Sihirli İksir

30 September 2017
Melis BARÇIN

Melis Barçın, 1983 İzmir doğumludur. İngiliz Dili ve Edebiyatı'ndan mezun olduktan sonra, eğitimine Roma'da devam etmiştir. Çocukluğundan bu yana peşini bırakmayan hayal dünyası sayesinde yazmaya aşık bir blogger ve iki çocuk annesidir.

Yeşil Sihirli İksir

  • 30 September 2017
  • 1049 Görüntülenme
  • YORUM

 

Yeşil Sihirli İksir


 


 

Bu aralar kafayı acayip bir şekilde sağlıklı yaşama takmış durumdayım. Daha iki sene önceye kadar maydanoz ve dereotunu ayıramazken, son iki aydır sebze bilgim resmen on katı kadar arttı. Bu beslenme şeklimden dolayı, dolabın içi bir anda yeşillerle, çeşit çeşit meyvelerle doldu. Pazara çıkmaya başladım. İnanmazsınız bir pazar çantam bile var. Eve muz, elma, kereviz, ıspanak yetiştiremiyorum. Mutfakta öyle bir sirkülasyon var ki, daha önce mutfakta hiç bu kadar çok vakit geçirmemiştim.

 

Peki ben bu kadar sebze pişirirken, çeşit çeşit yemek yaparken bizimkilere yedirebiliyor muyum?

 

 

Hayır.

 

Ancak, onlara bunu yedirmenin farklı bir yolunu buldum. Size anlatayım…

 

Bir sabah çocuklar uyandıklarında, mutfağın üzerindeki kırmızı renkte kabarık bir örtü görünce şaşırdılar. Yanına hazırladığım sebze ve meyvelere anlam vermeden hınzırca tezgaha tırmandılar.

 

 

 

“Bu ne anne?”

“Bu örtünün altında ne var?”

“Neden burada bu kadar yiyecek var anne? ”gibi gibi çeşitli sorularla sanki hepsine bir anda cevap verecekmişim gibi beni sıkıştırdılar.

Bu sorulara yanıt verirken kullanacağım kelimeler çok önemliydi. Bu işi güzel bir biçimde pazarlamalıydım. Yoksa bu çocuklar hiçbir zaman yeteri kadar sebze yiyemeyecekti. Anlayacağınız bu olay bizim için hayat memat meselesiydi.

 

“Bu kırmızı örtünün altında sihirli bir alet var çocuklar.”

İkisinin de gözleri fal taşı gibi açıldı.

“Cedric gibi mi?” ( Sofia adlı çizgi filmdeki sihirbaz)

“Külkedisindeki yaşlı peri gibi mi?”

“Evet ona benzer bir şey.” diye geçiştirdim.

“Şimdi örtüyü kaldırayım mı?”

“Evet!” diye hep bir ağızdan bağırdılar. Tam istediğim manzaraydı. İkisi de çok heyecanlıydılar.

 

 

Örtüyü kaldırınca içinden çıkan kırmızı renkteki meyve sıkacağını görünce uzay gemisi görmüş gibi sesler çıkardılar. Dikkatle aleti incelediler.

“Bu kırmızı sihirli makine ne yapıyor?”

“Size çok sağlıklı içecekler hazırlıyor. Hem de çeşit çeşit ve her renk.”

Ufaklık, “Gökkuşağı gibi mi?” diye atıldı.

Başımla onayladım. Gerçekten çok etkilenmişlerdi. Artık iş benim hazırlayacağım karışıma kalmıştı. İlgiyi çekmiştim. Belli ki yaptığım pazarlamadan fazlaca etkilenmişlerdi. Şimdi sıra sebze ve meyvelerin birleşimindeydi.

 

Kullanacağım sebzelere karşı ön yargılı olmamaları açısından (ki verdikleri tepkilerle birbirlerini çok etkiliyorlar.) ikisini salona oturttum ve orada beni beklemelerini söyledim.

 

 

Mutfakta şimdi sizinle paylaşacağım vitamin deposunu hazırladım.

 

1 adet avakado

2 adet havuç

2 salatalık

1 elma

2 dilim ananas

1 kase ıspanak

4 kereviz sapı

 

Ortaya yeşil bir içecek çıktı. Bardaklara güzelce koyup biraz süsledikten sonra içeriye masaya götürdüm. Ufaklık heyecanla bardağa atıldı.

 

“Sihirli içecek mi? Hem de yeşil renkte!”

Büyük kızım renk konusundan pek hoşlanmamış olacak ki biraz daha temkinli yaklaştı.

“Şimdi bunu içtiğinizde vücudunuzdaki bütün küçük savaşçı hücreler güçleniyor. Sizi daha güçlü yapıyor ve mikroplara karşı koruyor.”

İkisi de önce bardaklarını kokladı. Yüzlerindeki yumuşayan ifadeden kokudan hoşlandıkları anlaşılıyordu. Masada karşılıklı oturarak yeşil sihirli içeceklerimizi içmeye başladık. İlk yudumda ağızlarına gelen tattan hoşlanmış olacaklar ki ikinciyi de aldılar. Sohbet ede ede koca bardağı bitirdiler.



 

O sırada başka sihirli içeceklerden konuştuk. Onların da bunu hazırlayabileceğini söylediğimde neredeyse kulaklarım sağır oluyordu. Şimdi küçük taburelerini, mutfak tezgahına çekip ufak elleriyle, hazırladığım meyveleri kırmızı meyve sıkacağımızın içine atıyorlar. Sonra ne kadar sağlıklı olduklarını konuşuyorlar. Tabii yeşil sihirli iksirimizi hala onlar görmeden hazırlıyorum. Malum işin içinde sihir olunca ayrıntıların bende kalması hepimiz adına daha sağlıklı…

 

 

 

 

 

 

 

Melis Barçın

01.10.2017


Yorumlar

Yorum Yap

500