Hayal Gücü ve Çocuk

28 February 2017
Melis BARÇIN

Melis Barçın, 1983 İzmir doğumludur. İngiliz Dili ve Edebiyatı'ndan mezun olduktan sonra, eğitimine Roma'da devam etmiştir. Çocukluğundan bu yana peşini bırakmayan hayal dünyası sayesinde yazmaya aşık bir blogger ve iki çocuk annesidir.

Hayal Gücü ve Çocuk

  • 28 February 2017
  • 1048 Görüntülenme
  • YORUM

 

Hayal Gücü ve Çocuk

 

Barney Saltzberg, Amerikalı bir çizer ve aynı zamanda çocuk kitabı yazarı. Geçenlerde bir röportajına denk geldim ve çocukluğuna dair anlattığı bir hikaye beni oldukça düşündürdü. Amerika’da ünlü çocuk kitapları olan (Beautiful opp! adlı kitabı çok popüler) ve tüm kitaplarını kendi çizen Barny’e, röportajı yapan kadın soruyor:

 

“Bu yeteneğinizi neye borçlusunuz?”

 

Barny çocukluğundan bir hikaye ile cevap veriyor:

 

“Çocukluğumda annem bana hiç boyama kitabı almadı. Her zaman önüme boş kağıt koyar ve onu istediğim gibi doldurmamı isterdi. Ona neden bir boyama kitabı almadığını ve boş kağıt verdiğini sorduğumda bana 'Neden başkasının çizdiği resimleri boyamak isteyesin?' diye cevap verdi. Bu yaklaşımın yaratıcılığıma yardımcı olduğunu düşünüyorum.”

 

Röportajın devamını yazmayacağım. Tabii ki, daha başka değerli sözler de söylüyor ama burada benim dikkatimi çeken şey annesinin oğluna verdiği o çarpıcı yanıttı.

 

“Neden başkasının çizdiği resimleri boyamak isteyesin ki?”

 

İnsana tokat gibi gelen bir yanıt. Hele ki her oynucakçıya gittiğimizde sticker’lı kitapları isteyen çocuklarıma aldığım kitapları düşününce bu cevap karşısında nasıl ezildiğimi tahmin edebilirsiniz. Böyle kitapları tercih ederken hiç şüphesiz ki onların iyi vakit geçirmelerini istiyoruz. O sticker’ların nerelere yapıştığının hiçbir önemi yok. Sadece mutlu olmalarını ve iyi vakit geçirmelerini istiyoruz.

 

Peki bu gerçekten onların yaratıcılığına ket vuruyor olabilir mi?

 

Yaratıcılığın sözlük anlamı, her bireyde var olduğu kabul edilen ve onu bir şey yaratmaya iten varsayımsal yatkınlıktır. Yani aslında bu özellik sadece birkaç kişiye bahşedilmiş bir özellik değil, hepimizde var. Bunu kullanabilmek, sınırları genişletebilmek bizim elimizde. Tabii aynı şekilde köreltebilmekte… Bu noktada Cem Yılmaz’ın çocuk aktivite programlarıyla ilgili yaptığı espri geliyor aklıma... Programı sunan kadın malzemeleri gösterir, aktiviteye başlar. Siz malzemeyi elinize alıncaya kadar o “Gerçi burada yapılmışı var.” deyip önceden hazırlanmış kağıdı gösterir. Siz öyle kağıt kalemle bön bön bakakalırsınız ekrana... İşte, bizi de körelten bu yaratıcılığımızı kullanacağımız, hayal gücümüzü katacağımız alanların önceden yapılmış ve hazır oluşu. Tabii ki zamanla yarışan bir çağ olarak bizim de bunu tercih etmemiz…

 

Bir oyuncakçı düşünün. Çocuk için hazırlanıp paketlenmiş o kadar çeşit oyuncak var ki, gerçekten bunca paketleri alacalı, parlak hazır oyuncakların onları geliştirebileceği ne olabilir? Bunu sadece sizlere değil, aynı zamanda kendime de soruyorum. Durmadan çıkan yeni karakterlerin esiriyiz. Her yeni çıkan çizgi film ve ardından o çizgi filme ait karakterin çıkan oyuncağı, T-shirt’ü, oda lambası derken bir alışveriş girdabına girmiş gibiyiz. Kapitalizmin bizim ve en önemlisi çocuklarımızın üzerinde nasıl bir oyun oynadığını ve bu düzene nasıl bilinçsizce ayak uydurduğumuzun farkında bile değiliz.

 

Hele ki teknoloji... Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olduğundan beri çocukların ellerine telefonları, ipad’leri vermeyi iyiden iyiye kanıksadık. Belki de işimize böylesi geliyor. En azından çocuk bir şeylerle meşgul diye vicdanımız rahatlıyor. O süre boyunca ağlamıyor, sızlanmıyor, onunla oynamamızı istemiyor ama öte yandan Barny’nin annesi sanki karşımda durmuş bana parmağını sallıyor: “Kolayı seçiyorsun.”

Şimdi aldığım tüm Çin işi oyuncaklardan kurtulup, masalarına sadece bir kalem, bir kağıt koyup sadece kitap ve ahşap blokları bırakmak istiyorum. Onları alışveriş merkezi yerine şehirde avuç içi kadar kalmış yeşil parklarda dolaştırmak ve hafta sonlarında şehirden oldukça uzaklaştırmak, şu an aklıma gelen tek kurtarıcı cevap.

 

Shakespeare'in ünlü sözüyle yazımı bitiriyorum:

 

“Önce hayaller ölür

Sonra insanlar…”

 

Çocuklarımızın hayal gücünü öldürmeyelim, var gücüyle yaşatalım. Sevgilerimle...

 

Melis Barçın

01.03.2017


Yorumlar

Yorum Yap

500