Pandemi ve Şehir Evi

01 February 2021
Lâl DALAY

Lâl Dalay, 11 Eylül 1996 yılında İzmir’de dünyaya geldi. 2014 yılında Tevfik Fikret Anadolu Lisesi’nin bitirdi, lise döneminde Fransızca ve İngilizce eğitimi aldı. 2019 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nü birincilik ile bitiren Lâl Dalay, şu anda yüksek lisans eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde devam etmektedir.

Pandemi ve Şehir Evi

  • 01 February 2021
  • 780 Görüntülenme
  • YORUM

Pandemi ile birlikte her birimizin evlerimize, yaşam alanlarımıza bakış açımız farklılaşmaya başladı. Hayatımızı virüs korkusunun girmesi, yaşam alanlarımızın algısını tamamen, hiç olmadığı gibi değiştirdi. Evlerimizde, ayakkabılarımızı direkt yere koyarken artık bir dolaba ihtiyacımız oldu, maskemizi atmak veya asmak için bir yer aramaya başladık eve girer girmez. Hiçbir yeri ellemeden dezenfektan arar olduk, alışveriş poşetlerini, dışarı kıyafetlerimizi koyabileceğimiz yeni mekânlar tanımlandık. Evden çalışmayanlarımız da evden çalışmaya, derslere evden girilmeye ve bu eylemlerin hepsi için arkası düz bir duvar olan mekânlar aranmaya başladı evlerin içinde. Evlerimizde daha fazla vakit geçirdikçe mekânları kendimizle daha içselleştirmeye başlamamız ve doğa ile yakınlaşma isteğimiz de beraberinde geldi. Kimimiz bir online görüşmeden diğerine geçerken kimimiz ise kendini yeni hobiler edinmeye çalışırken buldu. Ama hepimiz doğaya olan ihtiyacımızı bu yıl bir başka anladık. Özellikle evden çıkmadığımız günlerde penceremizden gördüğümüz bir ağaç, evimize süzülen güneş ışığı bile farklı bir anlam taşıdı sanki.

Şehir evi dendiğinde her ne kadar aklımızda daha soğuk, kimliksiz mekânlar canlansa da bu mekânları kişiselleştirmemiz, doğa ile yakınlaştırmamız, hobilerimiz, zevklerimiz doğrultusunda şekillendirmemiz aslında bize bağlı. Hadi hep beraber pandemi ile değişen yaşam alanlarımızda ne gibi iyileştirmeler yapabileceğimize göz atalım.

Günün büyük çoğunluğunu evlerimizde geçirdiğimiz bugünlerde ister istemez içinde bulunduğumuz alanı güzelleştirme ve kişiselleştirme eğiliminde oluyoruz, içinde bulunduğumuz yaşam alanlarımızın bizleri yansıtıyor olması bize içinde kendimizi rahat hissettiğimiz mekânlar sağlıyor. Neyin bizi mutlu edip bizi yansıttığını en iyi kendimiz biliriz aslında, bu sebeple de dekorasyona başlamadan en önce kendimize dönmek önemlidir. Mesela mekânlarınızı şekillendirmeye ise en çok vakit geçirdiğiniz yerden başlayabilirsiniz. Kimi insan için mutfak en çok vakit geçirdiği yer iken, başka biri için çalışma odası evin en çok kullandığı odası olabilir. Bu sebeple o alana konsantre olup, daha çok sizi yansıtan bir yaşam alanı oluşturmak uzun vadede sizi daha mutlu edecektir.

Bir diğer yandan, evde kaldığımız günlerde kıymetini daha da anlağımız “Doğa”, aslında hepimizin içinde bulunduğu mucizevi bir atmosfer, tasarımcıların, bilim insanlarının, her zaman bir numaralı ilham kaynağı olmuştur ve hâlâ olmaktadır. Bizler her ne kadar şehir hayatından kopamasak da kendimizi doğada hissetmek isteriz. Bu sebeple evimizin içine süzülen güneş ışığı, evimizin içindeki saksılarımız, bizi mutlu eden doğadan dokunuşlardır aslında. Doğa ile ilişkili her unsur yaşam alanlarımız için önemlidir. Gün ışığının enerji verici ve motive edici etkisi ise tasarımınızda atlanmaması gereken bir konudur örneğin. Eğer şansınız varsa, çalışma alanlarını çok kullandığınız mekânları güneş alan bölgelerde konumlandırmak size alanınızı organize ederken yardımcı olabilir.

En az gün ışığı kadar önemli bir diğer konu ise yeşili evinize davet etmenizdir, bunu da en basit şekilde, evinizdeki bitki sayısını arttırarak sağlayabilirsiniz. Bitkilerin bakımını yapmak hem sizi meşgul edecek hem de onların güzel enerjisi sizi doğaya daha yakın hissettirip kendinizi iyi hissettirecektir. İç mekânlarımızda bitki ve doğal malzeme kullanımı ise bize yaşayan mekânlar yaratma imkânı sunmaktadır. Araştırmalar ise iç mekânlarda kullanılan peyzaj elemanlarının ruh hâlimizi düzeltme, üretkenliği ve hatta iyileşme hızını arttırma gibi özellikleri olduğunu söylemektedir.

Bitkiler yapılarına ve şekilleri ile bağlantılı olarak içinde bulundukları mekâna farklı mekânsal etkiler yaratabilirler. Örneğin, eğer çeşitli boylarda bitkiler beraber bir grup oluşturacaklar ise, öne kısaların arkaya ise daha uzun boyluların konumlandırılması gerekmektedir, bu sayede her biri rahatlıkla görüneceklerdir. Saksılar boyları değiştikçe yer değiştirebilirler fakat ekili grup bitkilerde uzayabilecekleri maksimum boy dikkate alınarak konumlandırmak önemlidir. Bitkileri gruplandırırken bir diğer önemli faktör ise renk ve koku özellikleridir. Gruptaki her bitki yoğun kokulu ise koku karmaşası yaratabilirler aynı şekilde renkler de göze karmaşık gelmeyecek şekilde seçilmeli ve çiçeklenme mevsimleri dikkate alınmalıdır. Uzun veya çiçekli bitkiler odak oluşturmak amacıyla da geniş açıklıklarda kullanılabilirler.

Değişikliklere açık olmanız, aradığınız iç mekâna sahip olmanız için önemlidir. Yaşam alanlarınızda değişiklikler yaparken birçok akımdan yararlanabilirsiniz. Örneğin; Asya kültürünün Feng Shui felsefesinden yararlanabilirsiniz. Bu felsefeye göre, iç mekânlarda huzurlu atmosferi yakalamanın bir yolu da suyun eşsiz ferahlık hissini odanıza taşımaktan geçiyor ve akan bir suyun sesi odanızın içinde pozitif bir atmosfer yaratıyor. Mesela, odanızın ya da koridorlarınızın bir köşesine dekoratif su havuzları yerleştirerek bu dinginliği kolayca sağlayabilirsiniz. Bir başka akım olan Minimalizm ise belki de hep aradığınız yaşam alanını yaratmanız için gerekenlere uygun bir tasarımdır, temelde denge üstüne kurulu olan minimalizm, “İç mekânlarınızda ne kadar denge sağlarsınız o kadar rahat hareket edebilirsiniz.” felsefesine uygundur. İlk olarak eşyalarınızı yarıya indirmekle buna başlayabilirsiniz. Ne kadar az eşya, o kadar az dağınıklık. Bunu unutmayın… Klasik büyük avizeler, işlemeli renkli halılar, bu dekorasyon felsefesinde çok dikkatli kullanılmalı ve mümkünse en az sayıda olmalılardır. Göz yormayan, sade bir iç mekân yaratmak için, bazı eşyalarınızı gözden çıkarmak önemlidir.

İç mekânlarda bu kadar fazla zaman geçirdiğimiz bu günlerde evimizle ilgilenmek, onu güzelleştirmek ve içinde rahat hissedeceğimiz alanlar yaratmak bize iyi gelecektir. Tasarlamak, araştırmak ve kimi zaman ise alışveriş yaparak geçen bu süreçte, alışverişlerinizi mümkün olduğunca internet üzerinden ve sosyal mesafeye dikkat ederek yapmanızı tavsiye ederim. İç mekânınızda değişiklikler yaparken, kendinizin bu mekânı kullanacağınızı unutmayın ve kendi sevdiğiniz ve en rahat kullanabileceğiniz şekilde kararlar verin ve bunu yaparken tadını çıkarın!


Yorumlar

Yorum Yap

500