Lâl Dalay, 11 Eylül 1996 yılında İzmir’de dünyaya geldi. 2014 yılında Tevfik Fikret Anadolu Lisesi’nin bitirdi, lise döneminde Fransızca ve İngilizce eğitimi aldı. 2019 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nü birincilik ile bitiren Lâl Dalay, şu anda yüksek lisans eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde devam etmektedir.
Size, evinizi değiştirmeden odalarınızı daha büyük gösterebileceğinizi, hatta sadece göstermekle kalmayıp, küçük değişimlerle daha fazla alan kazanacağınızı söylesem, ne derdiniz?
“Mekan Tasarımında İllüzyon” kullanımı, Eski Yunan toplumundan günümüze kadar gelmiş, herkesin kendi evinde ufak dokunuşlarla uygulayabileceği bir yöntemdir. Kendi normal yaşantımızda aslında fark bile etmediğimiz bu mekansal dokunuşlar, alanın tüm atmosferini değiştirme gücü taşır. Mekanın rengi, ışıklandırması, tasarımında kullanılan materyaller hatta farklı bir duvar kağıdı bile alanın büyüklük algısını yerle bir edebilir. Odanızın özellikleri, sizin ruh halinizi ve hislerinizi etkiler. Kendinizi daha rahat ve mutlu hissetmek için yapabileceğiniz değişiklikler aslında gözünüzde büyüttüğünüz kadar büyük değildir.
İlk olarak; alanınızı büyültmek, basık atmosferinden kurtarmak için duvar yıktırmanız her zaman şart değildir. Küçük bir dokunuşla duvar kağıtlarınızı dikine çizgili kullanmanız, bir anda odanızın atmosferini değiştirecek ve basık olmaktan kurtaracaktır. Tabii doğru renk seçiminin etkisi de bu noktada oldukça büyüktür. Özellikle tavanda kullanılan renkler, tavanın yükseklik algısını fazlaca etkiler. Kısaca, tavanı daha aşağıda göstermeye çalışmıyorsanız tavan renginde koyu renk kullanmak büyük bir hata olacaktır. Aynı zamanda, resimdeki gibi çizgilerin tavanda devam etmesi köşelerin yok olmasını sağlayacak ve odanın atmosferini ferahlatacaktır.
Fakat sadece duvar kağıdı değişimi her durumda yeterli değildir. Başka bir önemli nokta da, odadaki eşyaları en aza indirmektir. Fazla eşya odanızı küçük gösterecek ve otomatik olarak ruh halinizi ve atmosferi etkileyecektir. Sadelik, özellikle küçük alanlarda rahatlık ve sakin bir atmosfer yaratır, göz yormaz, daha dingin olmanıza yardım eder. Çok fazla eşya, biblolar, gereğinden fazla sandalyeler, küçük sehpalar sadece sizin alanınızı gereksiz yere kapladığıyla kalmaz, aynı zamanda göz yorgunluğuna da sebep olurlar. Fazla çeşitli renk kullanımı, göz yorgunluğunun başka bir sebebidir ve odanızda bulundurduğunuz bu gereksiz eşyalar genelde alanı renk karmaşasına dönüştürme potansiyeli taşır.
“Peki ya ben renkli renkli kitaplarımı, tam odamın ortasındaki kıyafet yığınımı nereye kaldıracağım” dediğinizi duyar gibiyim. Bu noktada, dolap alanları çok büyük önem taşır. Örneğin odanızda bir dolabınız var ve bu dolabın kapakları yok... Tüm kıyafetleriniz ya da kitaplarınız birbirine uyumlu renklerde ve desenlerde olamayacağına göre, göz yorucu bir etken olarak alanınızı dağınık göstereceği gibi atmosferi de bozar. Bu durumda yapacağınız şeyse, bu dolaba bir kapak yaptırmak kadar basit bir eylemdir. “Benim dolaplarımın hepsi kapaklı” diyorsanız, her şeyin yerli yerinde olmasına dağınıklık yaratmamak için önem gösterilmeli, pratik depolama çözümleri yaratılmalıdır. Bu çözümlerden biri; eğer yatağınızın altı boşsa, o alanı plastik kutulara yazlık yada kışlıklarınızı koyarak değerlendirmek olabilir ve bu, size pratik bir çözüm sunabilir. Bu sayede, mevsimlik eşyalarınızı sandalyeden kaldırıp, boşalan raflarınıza yerleştirebilirsiniz.
Renklerin etkisi ise; bu karışık ve dağınık görünümlü atmosferde bizi etkileyen temel etkendir. Renklerin kullanımı, insanların antik çağlardan beri kullandığı bir başka illüzyondur. Renkler ve atmosfer, birbine sıkı sıkıya bağlıdır. Sıcak bir atmosfer yakalamak istiyorsanız, dekorasyon yaparken sarı, turuncu ve kırmızı tonları kullanmalısınız. da bir dekorasyon yapmakta saklıdır. Tercihiniz sakin bir atmosferse, açık pudra ve açık mavi tonları sizin için bu ortamı yaratacaktır. Kahverengi ve yeşil tonları beraber kullanıldığında ise, doğayı anımsatarak natural bir etki yaratmayı sağlar.
Son noktada tabii ki ışıklandırmada kullanılan renklere dikkat edilmelidir. Işıklandırma, mekan algısını ve atmosferi direkt olarak etkileyen bir başka önemli faktördür. Sıcak atmosfer sağlanmak istenildiğinde beyaz floresan ışık yerine, sarı renkte ve daha doğal ışıklandırma kullanımı önerilir. Işıklandırmada doğallığı yakalamak içinse tavan ışıklandırması yerine, kenarlardan dağınık ışıklandırma sağlamanın da, odada yaratmak istediğiniz atmosfere olan faydası kaçınılmazdır.
Lâl DALAY
11.11.2016