Lâl Dalay, 11 Eylül 1996 yılında İzmir’de dünyaya geldi. 2014 yılında Tevfik Fikret Anadolu Lisesi’nin bitirdi, lise döneminde Fransızca ve İngilizce eğitimi aldı. 2019 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nü birincilik ile bitiren Lâl Dalay, şu anda yüksek lisans eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde devam etmektedir.
Markalar için mağazaları sergi alanları gibidir. Ürünlerini müşteriye en iyi şekilde sunmak isterler ve bunu sağlamak için ışıklandırma, koku, renk, müzik ve mağaza içi organizasyon gibi duyularımıza hitap eden stratejilerden yararlanırlar. Bu stratejik seçimler ile ürünlerini müşteriye en net aydınlatılmış, marka karakterini doğru yansıtarak sunarlar ve müşteriyi içeride daha uzun süre tutmanın yollarını ararlar. Bu duyusal yöntemler günlük hayatımızda pek çok kez karşılaştığımız ufak görsel oyunlardır aslında. En basit örneği ile pazarda kırmızı muşamba altına yerleştirilen elmaların gözümüze daha güzel görünmesi bile bu tekniklerin ne kadar sık karşımıza çıkıp düşüncelerimizi etkilediğinin bir örneğidir.
Bizler müşteri olarak mağazaya adım attığımız andan itibaren mekânı beş duyumuz ile hisseder ve mağazada kullanılan kokuyu almamız ile beraber markanın imajı zihnimizde şekillenmeye başlar. Daha mağazanın dışından burnumuza gelen güzel bir koku bile mağazaya girmek için yönlendirebilir aslında bizi. Mağazalarda, kullanılan kokuların istenilen etkiyi yaratması için kullanılan kokunun hoş bir his yaratmasının yanı sıra ortama-temaya uygun olması da gerekir. Erkeklere yönelik ürünler satanların taze ya da baharatlı kokular; kadınlara yönelik ürünler satanların meyve, sabun ya da çiçek kokuları; çocuk ürünleri satanların pudra kokular kullanılması önerilebilir. Bir kokunun yaratacağı etki kişiden kişiye değişir. Bu durum kokunun pazarlamada kullanımını zorlaştırmak ile beraber, mağaza ve ürün kokulandırmasının dikkatli bir şekilde planlanmasını gerektirmektedir.
Müşterinin marka algısını etkileyebilecek bir diğer duyusal faktörü ise mağazada çalınan müziktir. Doğru müzik seçimi ile mağaza sahipleri müşterinin içeride keyifli zaman geçirmesini sağlayarak içeride daha uzun tutmayı sağlayabilirler. Bir araştırmaya göre, mağazada kullanılan popüler ve tanıdık müzik müşterileri olumsuz yönde etkilerken, popüler olamayan fakat konsepte uygun keyifli müzik tercihleri müşterilerin mağazada geçirdiği süreyi arttırmaktadır. Müziğin popülerliğinin yanı sıra, ritmi de müşterinin davranışına etkilidir. Yavaş ritim, müşterinin daha yavaş hareket etmesini sağlayarak mağazada geçirdikleri zamanı artırırken, daha hızlı ritimler daha hızlı hareket etmeleri için yönlendirir.
Koku ve müziğin yanı sıra, mağaza tasarımcıları, müşterinin zihninde marka imajı canlandırmak için ürünler ile uyumlu, markayı yansıtan renkleri kullanırlar. Bu renk seçimlerini yaparlarken ise renklerin psikolojik etkilerinden yararlanırlar ve müşteriyi satın alma havasına sokmaya yardımcı olarak kullanırlar. Bu seçimleri yaparken mağazanın konsepti, hangi kullanıcı kitlesine hitap ettiği ve ürünlerin genel renk paleti oldukça önemlidir. Çok sayıda karışık renkte ürünün sergilendiği bir mağazada daha sade ürünleri öne çıkaracak doğal malzemeler seçmek ve bu ürünleri doğru ışıklandırma üniteleri, spotlar ile aydınlatmak en doğru seçenek olabilir.
Duyusal etkilerin stratejik bir şekilde doğru kullanılması ile tasarlanan mağazalar müşterilerin ürünleri ve mekânı algılamalarını tamamıyla değiştirerek karar verme aşamasında büyük ölçüde etkili olurlar. Birçok mağazadan ağır kokusu, tarza uygun olmayan müzik seçimi veya gözünüze giren yanlış ışıklandırma sebebiyle ürünlere bile bakmadan çıkmış olmanız oldukça mümkündür. Bu sebeple mağaza açmayı düşünen işletmecilerin duyuların önemini göz ardı etmemeleri ve müşteriye içeride keyifli bir atmosfer yaratarak ürünlerini en doğru şekilde sergilemeleri faydalarına olacaktır.