İç Mekânlarda İllüzyon

31 October 2017
Lâl DALAY

Lâl Dalay, 11 Eylül 1996 yılında İzmir’de dünyaya geldi. 2014 yılında Tevfik Fikret Anadolu Lisesi’nin bitirdi, lise döneminde Fransızca ve İngilizce eğitimi aldı. 2019 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nü birincilik ile bitiren Lâl Dalay, şu anda yüksek lisans eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde devam etmektedir.

İç Mekânlarda İllüzyon

  • 31 October 2017
  • 1237 Görüntülenme
  • YORUM




Mekânlarımızı büyük göstermek, aslında küçük illüzyonlarda saklıdır. Eski çağlardan bu yana kullanılan bazı göz yanılması niteliğindeki teknikler ile büyük değişikliler yaratabilirsiniz. Sadece duvar renkleri, ışıklandırma detayları gibi ufak değişiklikler bile mekânın genişlik algısını yıkmanıza yardım edebilir. Odanızın özellikleri, sizin ruh halinizi ve hislerinizi etkiler. Kendinizi daha rahat ve mutlu hissetmek için yapabileceğiniz değişiklikler, aslında gözünüzde büyüttüğünüz kadar büyük değildir.




İlk olarak; alanınızı büyültmek için duvarların yıkılması aşamasına gelmeden, metrekaresi aynı kalsa da size çok daha ferah gelecek ortamlar yaratmak mümkündür. Duvar kağıtlarınızı dikine çizgili kullanmanız, bir anda odanızın atmosferini değiştirecek ve basık olmaktan kurtaracaktır. Özellikle dikey çizgili duvar kağıtlarını odanızın tüm duvarlarına değil de karşılıklı iki duvarına uygulayarak hem karışıklığı engellemiş olursunuz, hem de geniş görünen bir odaya sahip olabilirsiniz. 


Doğru renk seçiminin etkisi de bu noktada oldukça büyüktür. Özellikle tavanda kullanılan renkler, tavanın yükseklik algısını fazlaca etkiler. Kısaca, tavanı daha aşağıda göstermeye çalışmıyorsanız tavan renginde koyu renk kullanmak büyük bir hata olacaktır. Olabildiğince yan duvarlardan birkaç ton açık renk kullanarak tavanı yüksek göstermek mümkündür. 





Başka bir önemli nokta, odadaki eşyaları en aza indirmektir. Fazla eşya, odanızı olduğundan küçük gösterecektir. Sadelik özellikle küçük alanlarda rahatlık ve sakin bir atmosfer yaratır, göz yormaz, daha dingin olmanıza yardım eder. Çok fazla eşya, gereksiz yer kapladıklarıyla kalmayıp aynı zamanda göz yorgunluğuna da sebep olur. Fazla çeşitli, birbirinden uyumsuz renk kullanımı da göz yorgunluğunun başka bir sebebidir. Odanızı yenilerken bir renk paleti seçip ona bağlı kalmanız işinizi kolaylaştırabilir.





İç mekânlarımızda renklerin üzerimizdeki etkisi o kadar büyüktür ki bizim o anki ruh halimizi, psikolojimizi ve davranışlarımızı direkt olarak etkileyebilirler. Her rengin ve renk grubunun üzerimizdeki etkisi ve bize verdiği mesajlar farklıdır. Örneğin kırmızı renkle dekore edilmiş bir oda, bize agresif bir ruh hali verebilir. Buna karşın mavi ve tonları, bize soğuk bir atmosfer sağlar. Bu sebeple özellikle soğuk ülkelerde ve kuzey yöne bakan odalarda mavi ve tonlarının kullanılması, alanı daha da soğuk hissettirip sizi hüzünlendiren bir atmosfer yaratabilir. Bunun yerine bu gibi odalarda; kırmızı, turuncu, sarı gibi bize güneşi anımsatan renkler içinizi ısıtıp sıcak, samimi bir atmosfer yaratabilir.





Mobilyalarınızın fazla yer kaplamasını önlemek için ise büyük parçaları duvara paralel yerleştirerek odanızın orta kısmını genişletmeniz mümkündür. İkinci olarak ise mobilyalarınızı seçerken çok işlevli parçalara yönelebilirsiniz, yani çekmeceli bir orta sehpası ya da kütüphane işlevi gören bir televizyon ünitesi çözüm olabilir.






Ayna kullanımı da size odanızı geniş göstermeye çalışırken yardım edecektir. Aynalar ışığı yansıtarak, derinlik duygusu katar ve göz yanılsamasıyla bir odanın sanki devamı varmış gibi gösterebilir. Yerleştirirken ışığı yansıtacak şekilde yerleştirirseniz daha iyi sonuç alırsınız.





Lâl DALAY

01.11.2017


Yorumlar

Yorum Yap

500