İç Mekânlarda Bitki Kullanımı

01 February 2020
Lâl DALAY

Lâl Dalay, 11 Eylül 1996 yılında İzmir’de dünyaya geldi. 2014 yılında Tevfik Fikret Anadolu Lisesi’nin bitirdi, lise döneminde Fransızca ve İngilizce eğitimi aldı. 2019 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nü birincilik ile bitiren Lâl Dalay, şu anda yüksek lisans eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde devam etmektedir.

İç Mekânlarda Bitki Kullanımı

  • 01 February 2020
  • 1626 Görüntülenme
  • YORUM

Gün içinde zamanımızın büyük bölümü iç mekânlarda geçiriyoruz. Özellikle şehir hayatı bizleri git gide doğadan uzaklaştırıp betonarme, yapay ışıklı yapıların içlerinde yaşamaya zorluyor. Bunun sonucunda ise doğaya ihtiyaç ve özlem duygumuz kaçınılmaz oluyor. İç mekânlarımızda bitki ve doğal malzeme kullanımı ise bize yaşayan mekânlar yaratma imkânı sunuyor. İlgili araştırmalar iç mekânlarda kullanılan peyzaj elemanlarının ruh hâlimizi düzeltme, üretkenliği ve hatta iyileşme hızını arttırma gibi özellikleri olduğunu söylüyor.

İç mekânlarda bitki kullanımı dendiğinde akla genellikle masanın ortasına konmuş bir adet saksı gelse de aslında bitkilerin doğru kullanımı ile mekâna çok şey katmak mümkün. İç mekân bitkileri stratejik bir şekilde konumlandırılmaları ve seçilmeleri doğrultusunda mekân algımızı tamamen değiştirebilecek özelliklere sahip birer mimari eleman işlevi görebiliyorlar aslında. Bir tasarımda, seçili alana vurgu yapmak, akustik performansı kontrol etmek, bariyer işlevi görmek gibi birçok işleve sahip olabiliyorlar. Bu fonksiyonların tanımlanması sırasında tabii ki bitkilerin türleri ve yaşam koşulları büyük önem taşıyor.

Bitkiler yapılarına ve şekilleri ile bağlantılı olarak içinde bulundukları mekâna farklı mekânsal etkiler yaratabilirler. Örneğin, eğer çeşitli boylarda bitkiler beraber bir grup oluşturacaklar ise, öne kısaların arkaya ise daha uzun boyluların konumlandırılması gerekmektedir, bu sayede her biri rahatlıkla görüneceklerdir. Saksılar boyları değiştikçe yer değiştirebilirler fakat ekili grup bitkilerde uzayabilecekleri maksimum boy dikkate alınarak konumlandırmak önemlidir. Bitkileri gruplandırırken bir diğer önemli faktör ise renk ve koku özellikleridir. Gruptaki her bitki yoğun kokulu ise koku karmaşası yaratabilirler aynı şekilde renkler de göze karmaşık gelmeyecek şekilde seçilmeli ve çiçeklenme mevsimleri dikkate alınmalıdır. Uzun veya çiçekli bitkiler odak oluşturmak amacıyla da geniş açıklıklarda kullanılabilirler.

Yaşam alanlarımızda bitki kullanmak, daha sıcak ve karakteri olan bir atmosfer yaratmanızda sizlere yardımcı olur. Evlerin dışında, alışveriş merkezleri, oteller, bankalar, ofisler ve diğer ticari amaçlı alanlarda da çalışma verimliliğini arttırma amacıyla bitkilere yer verilir. Bitkileri kullanarak, mekânları bölmemiz veya insanları yönlendirmemiz de mümkündür. Bir diğer özellikleri filtreleme olarak özellikle sık dokulu bitkiler kokuyu, ışığı ve gürültüyü filtrelemek amaçlı iç mekânlarda kullanılırlar.

Şu sıralar oldukça popüler bitkilerden örnek vermek gerekirse bunların büyük çoğunluğunu kaktüsler oluşturur. Kaktüs tipi bitkiler bakımı kolay olması sebebi ile bir çoğumunuz için tercih sebebidir. Dekoratif ve bakımı kolay bazı bitki tiplerinden örnek vermek gerekirse akla ilk gelenlerden biri Aloe Vera olabilir. Bu bitki dekoratif ve bakımı kolay olmasının yanı sıra içindeki jelsi yapısıyla yanık ve benzeri durumlar içinde evde bulunmasının faydasını göreceğiniz bitkilerden biridir. Kışın 10 günde 1 defa yazın ise hafta 1-2 defa ortam sıcaklığına bağlı sulanması oldukça yeterlidir. Çoğu bitki için geçerli olan bir diğer önemli nokta ise bitkilerin çeşme suyuyla değil içme suyu ile sulanması gerekliliğidir.

Bir diğer popüler bitki grubu ise tropikal bir bitki olan deve tabanlarıdır. Bilimsel adıyla Monstera deliciosa olarak da bilinir. Kafelerde de sıklıkla rastladığımız bu bitki büyük delikli yapraklarıyla kolayca tanınabilir. Bu bitki tropikal bir bitki olması sebebiyle daha sık sulama ihtiyacı duyar ve suyun ılık ve içme suyu olması gerekmektedir. Sıcak yaz günlerinde her gün su verilebilir; ancak kış mevsiminde toprağın nemi kontrol edilerek su verilmesi en doğrusudur. Ek olarak yapraklarına su püskürtmek de yeterli nem sağlanmadığı durumlarda kullanılan bir tekniktir.

Bitkilere fonksiyon yüklerken onların yaşayan canlılar olduklarını unutmamak sürdürülebilirliği olan tasarımları da beraberinde getirir. Işık ihtiyaçları sulama koşulları, toprak özellikleri dikkate alınmazsa ilk başta harika görünen bitkileriniz bir aya kalmadan bozulabilir.

 

Lâl DALAY


Yorumlar

Yorum Yap

500