İç Mekânlarda Sürdürülebilir Tasarım Yöntemleri

01 January 2021
Lâl DALAY

Lâl Dalay, 11 Eylül 1996 yılında İzmir’de dünyaya geldi. 2014 yılında Tevfik Fikret Anadolu Lisesi’nin bitirdi, lise döneminde Fransızca ve İngilizce eğitimi aldı. 2019 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nü birincilik ile bitiren Lâl Dalay, şu anda yüksek lisans eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde devam etmektedir.

İç Mekânlarda Sürdürülebilir Tasarım Yöntemleri

  • 01 January 2021
  • 1302 Görüntülenme
  • YORUM

Lal Dalay

2021 yılının ilk ayında yeni umutlar ile yıla başlıyor olsak da yaşadığımız yüzyılın küresel ısınma gerçeği ile geçtiğimiz yıl itibari ile artık daha da karşı karşıya kaldığımız bir gerçek. Küresel ısınma, çevre kirliliği, yok olan yaşam alanları ve benzeri sorunla iç içe olduğumuz bir yıllarda, sürdürülebilirlik tasarımcının da göz önünde bulundurması gereken bir kavram olarak günümüz tasarım dünyasında büyük önem taşıyor. Sürdürülebilirlik kelime anlamı ile “çeşitlilik ve üretkenliğin devamlılığı sağlanırken, sürekli olabilme yeteneğini korumak” olarak tanımlanıyor. Peki mimari ve iç mimari projelerinde biz bu kavramın uygulanışını hangi şekillerde görüyoruz ve olması gereken sürdürülebilir tasarım nedir?

Doğadan faydalanarak elde ettiğimiz malzemeler yok olmasını istemeyeceğimiz ve yok olursa tekrar elde edemeyecek olduğumuz için çok kıymetlidir bizim için. Doğaya saygılı tasarımlar yapmanın temeli de buna dayanmaktadır. Bu süreçte mimarinin inşa edileceği alandan kullanılan ahşabın sürdürülebilir bir şekilde yönetilen bir ormandan alınıp alınmadığını analiz etmeye kadar sorumluluk bizlere aittir. Yani kısaca balkonlarımıza koyduğumuz çiçekler binalarımızı daha sürdürülebilir kılmaktan oldukça uzaktır.

Enerji, su tasarrufu, malzeme seçiminde elimizden geldiğince çevre dostu ve yerel malzemeler kullanmak iç mekânlarda doğru seçimler ile sağlanabilecek yöntemlerden bazılarıdır. Enerji tasarrufu, sadece gereksiz ışıkları kapatmaktan öte iç mekânların organizasyonu ile minimize edilebilecek öğelerden biridir. Hava sirkülasyonu, güneş alma açıları, binanın kuzey güney oryantasyonu dikkate alınarak tasarlanan iç mekânlar; klima, ışıklandırma gibi gereksiz enerji kullanımını azaltmakta oldukça büyük önem taşır. Aynı zamanda bu noktada tasarımın yapıldığı bölgenin iklim koşullarının da göz önünde bulundurulması gereklidir.

Farklı iklimlerdeki mimariler doğal olarak farklılık gösterir ve bu onların daha sürdürülebilir olmasını sağlar. Yağmurlu ve az güneş alan iklimlerde, güneşin önemi oldukça fazladır. Bu bölgelerde güneş zaten bulutlar sayesinde dağılarak geldiği için, iç mekânlara güneşi direkt almak, yansımaya ve aşırı ısınmaya sebep olmaz. Bu yaşam alanlarında esas amaç; güneşten olabildiğince fazla faydalanmaktır. Pencerelerin olabildiğince geniş ve yukarıda konumlanması, içeriye ışık alımını kolaylaştırır. Fakat çok sıcak iklimli bölgelerde güneş ışığı mekâna dik bir açı ile düştüğünde yansımaya ve aşırı ısınmaya sebep olur. Aşırı ısınma, yaz aylarında klima kullanımını arttırarak, ekonomik anlamda bizi etkileyebileceği gibi, aynı zamanda eşyaların yapısını bozabilir, rengini soldurabilir. Bu sebeple, böyle bölgelerde güneş ışığını doğrudan değil de yansıtıcı yüzeylerden yansıtarak; endirekt olarak mekâna almak, en akıllıca çözüm olacaktır. Işık rafı sistemi pratik ve uygulanabilir bir çözümdür. Bu sistemde, evin dışına yerleştirilen raf benzeri yansıtıcı yüzeyli plakalar, güneşin dik geldiği durumlarda ışığı yansıtarak içeriye alıp, olumsuz etkilerini engellerken, aynı zamanda evinizi aydınlık yapacaktır. Mekânların ışık alma saatleri, manzara alma açıları, hava sirkülasyon hattı gibi öğeler öncülüğünde tasarlanmasıyla sürdürülebilir iç mekânlar oluşturulmasına katkı sağlanabilir.

İç mekân tasarımında malzeme seçimi sürdürülebilir olması açısından bakıldığında o malzemenin üretim, işlenme, nakliye, bakım gibi tüm aşamalarının da çevresel etkileri düşünülmelidir. Ayrıca malzemenin geri dönüştürülmüş veya yeniden kullanılabilir olması da malzeme seçimi sırasında dikkat edilmesi gereken bir unsurdur. Malzemelerin seçimi sırasında olabildiğince yerel malzemeler kullanmak, nakliye aşamasında daha düşük enerji kullanımı ve hava kirliliğinin azalması gibi açıların yanı sıra toplumsal kalınmaya da faydası boyutundan sürdürülebilirliği destekler ve olumlu yönde etkiler.

Sürdürülebilir malzemelerin bir diğer ortak özelliği ise karbon salımı düşük olmasıdır. Malzemenin bu özellikte olması hem küresel ısınma açısında fayda sağlamış hem de çevresindeki hava kalitesini arttırarak kullanıcının sağlık standartlarını da yükseltmiş olur.

İç mekânlarımızda sürdürülebilirliği sağlamak için malzeme seçimi, mekânların doğru yerleşimi, iklim koşullarının önemi oldukça fazladır. Çevreye saygılı, etik mimariler yaratmak için yaşadığımız doğa koşullarını doğru analiz etmek ve gereksiz zarardan kaçınmak sürdürülebilirliği sağlamak için tasarımcıların sürdürülebilirliğe yapabileceği katkılardandır. Bulunduğumuz yüzyılın gerçeği ile yüzleşmek ve yaşadığımız dünyayı iyileşmeye götürmek için atacağımız her adım bize fayda olarak geri dönecektir. Buna iç mekânlarımızda kendi elimizden geldiği kadar sürdürebilirliğe yönelerek yapmak ise küçük ama değerli bir başlangıç olacaktır.


Yorumlar

Yorum Yap

500