Uzun zamandır Okültizm, Parapsikoloji, Ezoterizm ve Teorik Fizik üzerine araştırmaları olan İzmir doğumlu yazar; ilk kitabı ''Kozmik Arayış''ın ardından bilinmeyenlere yönelik ''Gizli Boyutlar'' TV programlarını hazırlayıp sunmuştur. İkinci kitabı ''Okültizm ve Enerji'' ile okuyucu gizemler dünyasında dolaştırırken, aynı zamanda hakikat arayışı ve bilgi ile güçlenmeye çağırıyor. Yazar, Facebook sayfasını da aktif olarak kullanmaktadır. facebook.com/okultizöveenerji
Gerçekte küçük bir kısmı açıklanan önemli çalışmalar arasında, genetik deneylerden çeşitli ilaç etkileşimlerine, mikrobotlardan, uzay teknolojisine süregelen bilimsel bir katlanma var. Teleportasyon çalışmaları, nanoteknoloji ile görünmezlik arayışı, çiplerin harikaları, yapay organlar, yapay kan, dondurarak uyutma ve canlandırma çabaları bunlar arasında yer alıyor.
Yaşam uzatmak için, nanoteknoloji sayesinde, doğal bağışıklık ve tamir gerçekleştirerek, sürekli vücudumuzda seyahat eden mikro "nanobot doktorlar" a ne dersiniz? Bunlar hücresel, hatta atomik düzeyde onarım yapabilir.
İnsan DNA'sı taşıyan domuz organlarının, yine insana nakil için domuz böbrekleri kullanımının 2018 yılında yaygın olabilirliği Times Online tarafından bildirilmişti.
Sibernetik Ölümsüzlük arayışı ise, biyolojik yedek parça ile hasarlı veya yıpranmış organ parçalarının değiştirilmesi. Böyle bir düşünce "cyborg" siborg oluşturmaya benzeyen yapay teknoloji ile, yapay implantlardan kalp pillerine ve gözde retina implantlarına dek uzanıyor.
DONDURARAK UYUTMA VE CANLANDIRMA
Ana damarlarını keserek domuzları ani öldürme ve canlandırma deneyleri de, yaşam uzatma amaçlı çalışmalardan biri. Neşter ile ana arterleri keserek domuzlarda ölümcül yaralar oluşturulduktan sonra, 10 santigrat dereceye ani inen vücut ısısı ile birlikte, 4 derecelik tuzlu bir solusyon ile domuz kanı değiştirilir.
Bu teknik, dahili yerine, harici bir soğutma sistemini kapsar. Bir cerrah ekibi, domuzun tüm kanını bu soğuk sıvı ile değiştirir, işlem aort içine yerleştirilen büyük tüplerle ve vücudun önemli ana arterleri yoluyla uygulanır. Bu işlemle, önemli ölçüde oksijen ihtiyacı azalarak, vücudun metabolik işlevleri yavaşlar.
Sonra, bir kalp-akciğer makinesi kullanılır. Derin hipotermi veren bir kanama sonrasında (10 º C) ısı teşvik edilir. Diğer bir deyişle bu klinik ölümdür. Domuzlar tümü ile ölerek, bir kaç saatin sonrasında yüzde 90 hayatta kalma oranını göstermiştir. Daha sonrasında ise, domuzların hiçbir fiziksel ya da bilişsel bozukluk göstermediği bildirilmiştir.
Oysa bellek, konuşma merkezi gibi özelleşmiş kısımları insan gibi olmadığı için bu gerçekte böyle midir, araştırmacılar kadar bilemiyoruz.
Fransa'da yapılan uygulamalarda, teknik; göğüs boşluğu açıkken operasyonda hazır bulunan ve aslında ağır travmatik bir yaralanma sonrası kalp krizi geçirmiş hastalar için geliştirilmeye çalışılmaktadır. Hasar oluşmaması için beyni korumak, geçici bir kalp krizinin ardından hastalardaki nörolojik sıkıntıları gidererek hücre intiharını önlemek, soğuğun beyin üzerindeki koruyucu etkilerine dairdir.
Kan dolaşımını soğutan cihazlar sayesinde, Avusturya’da vücut sıcaklığı düşürülenlerin, 22 saat boyunca hipotermide bulunması sonunda bile, yüzde 60’ hayat'a çıktıkları gözlenmiş. Yeniden canlandırma ise, 3 saat içinde ve doğal ısıda kan enjeksiyonu yapılıyor.
Böylece, nöronların kendi kendilerini yok etme düzeni değiştirilmektedir, nöronlar bedenin hızlı soğumasıyla kurtulmaktadırlar. İnsan bedenini en fazla 28 dereceye kadar soğutabiliyorlar.
Kalp durduktan üç saat sonra, vücut sıcaklığını 10 dereceye düşürerek, bir domuzda yaşama bağlanma gerçekleştirilmiştir. Kan hacmi azalırken, kanın tam yarısı yerine buzlu solüsyon yüzde 50’sinin yerine buzlu solüsyon konulur, hayvanın ısısı 10 derecede iken, üç ay boyunca kalbi çarpmadan uyuyabilir.
Bu teknik, uzun sürecek insan veya hayvanlı uzay yolculuklarına hazırlık için de, ayrı bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Derdine çare bulunamayan hastaların dondurularak saklanması ABD’de özel şirketlerde yüksek ücretler karşılığında sıvı azotta gerçekleştiriliyor, ancak kadavra donduruculuğu yapmak yasak. Yeniden "canlandırılmak" için vücutlarını, sıvı nitrojen içinde derin dondurulmuş halde bekletmek isteyen zenginlerin sayısı ise çok fazla.
Yaşamı uzatarak sürdürmeye önemli bir neden ölümsüzlüğü aramak ise, bunun bir kutsanma mı, yoksa bir lanet mi olacağı düşündürücü.
Dondurularak uyutulan bir hastanın ölü olmadığını düşünelim, Ruh; donmuş bir insan embriyosunun veya komadaki bilinçsiz bir kişinin ruhu halinde bedene bağlı durumda bulunmalıdır.
NÖRONAL AKTİVİTENİN TERMO GENETİK KONTROLÜ
Sineklerin nöronları ve aktivitesi, artık FlyMAD adlı sistemle kontrol edilebiliyor. Drosophila melanogaster sineklerine, bu sayede hızlı zihin değişiklikleri yaşatılılmış.
Belirli vücut bölgeleri hedef alınarak lazer ışını etkisi sağlandığında, genetik olarak tadil edilmiş duyarlı bu sinekler, kızılötesi ışıkla, davranışlarının belirli yönlerini ellerinde olmadan değiştiriyorlar. Karmaşık davranışlar sergilemelerini sağlamak için de, sineklerin nöronlarını ısı yolu ile kontrol eden termogenetik kullanılıyor.
Sinekler uçarken, kafalarına ısı vermeyi sağlayan lazer ışıkları ile ikazda bulunulduğunda, kas yönetiminde görevli nöronların nişan alınması ile sineklerin geri geri yürütülmeleri sağlanabiliyor.
Aslında önceleri, ısıyla aktive edilen bir proteinin bulunması çok işe yaramıştı. Protein belirli görevlerle ilişkilendirilen nöronlara eklendiğinde, sinekler bu ısı aracılığıyla kontrol edilebiliyorlardı.
Dahası, nöronları ışık aracılığıyla kontrol eden bir tekniğin farelerde başarıya ulaşması, farenin beynine fiber optik bir parça eklenerek gerçekleştirilen bu deneyin, ileride, ışıkla aktive edilen bir proteinle birlikte test edilmesini içerebilir.
Ferda Ercan Uyulan