Pandemi; Zorluklarla Uzlaşma, Mantık ve Sabır Zamanı

31 March 2020
Ferda ERCAN UYULAN

Uzun zamandır Okültizm, Parapsikoloji, Ezoterizm ve Teorik Fizik üzerine araştırmaları olan İzmir doğumlu yazar; ilk kitabı ''Kozmik Arayış''ın ardından bilinmeyenlere yönelik ''Gizli Boyutlar'' TV programlarını hazırlayıp sunmuştur. İkinci kitabı ''Okültizm ve Enerji'' ile okuyucu gizemler dünyasında dolaştırırken, aynı zamanda hakikat arayışı ve bilgi ile güçlenmeye çağırıyor. Yazar, Facebook sayfasını da aktif olarak kullanmaktadır. facebook.com/okultizöveenerji

Pandemi; Zorluklarla Uzlaşma, Mantık ve Sabır Zamanı

  • 31 March 2020
  • 1065 Görüntülenme
  • YORUM

Tanığı olduğumuz Küresel Pandemi, ister kendiliğinden ortaya çıkmış bir zoonoz, isterse, biyoteknoloji laboratuvarı kaçkını bir virüs olsun; her tür varsayım ve komplo teorisi bir yana, insanları mekanik bir izolasyon çemberine hapsetti. Özellikle sağlık çalışanları ve doktorların verdikleri özverili hayat kurtarma savaşı eşliğinde, herkesin, belirginleşmiş yaşamsal bir tehdit altında hissettiği, zorlu, ayrıca acı kayıplar getiren bu salgında; zorunlu yapılan kısıtlamalara tepki vermek veya kendimizi disipline etmeye karar vermek arasında kalınan bir geçiş aşaması yaşanıyor. Ayrılığı ya da uyumun yapıcılığını tercih edenler var. Olaya adaletsiz olarak bakıp, mağdur hissedenler var. 


    Durumun kabulü veya reddi ile, çeşitli gerçeklik analizlerini seçebiliriz: Belirsizliğin, sararmış donuk tablosunda, eskisinden farklı, ortalama, ancak sürekli dijitalleşen bir dünya mı? Bazen güçlüler ve seçkinler adına yeniden düzenleneceği söylenen, diğerlerinin uçuruma itildiği bir dünya mı? Bazen de ümidin neşeli, pembe ışığında, eskisinden iyi ve herkese mutlu bir dünya mı? Bu örnekler, sayısız teorilerle, sayısız modellere evrilebilir. 

 

    Şimdilik; bu büyük, kaynağı tartışmalı ve göze görünmeyen düşmanla yapılan savaşta, hayatın verdiği kartları kabul etmek zorunda iken, kazanmak için kartlarla nasıl oynayacağımıza karar verelim. Her savaş, önce kendi içimizde kazanılır. O halde, mantıkla, her zorluğu uzlaştırmak da bir savaştır. 
    

 

Çocuklarımızın ve yaşlıların ise, şu zamanlarda, içinde bulundukları soyutlanma hissine, gerginliği öteleyen her türden çözücü tutumla yaklaşmamız çok değerli. 
 

    Astrolojik anlamda, bu küresel felaketin durumuna ilişkin öngörüler yapılabilir. 21 Mart'ta Satürn, teknolojik inovasyonun, yenilenme anlamında işareti olan Kova'ya girdiği için; yeni teknolojik sistemler oluşturma gereğine işaret etmektedir. Kova aynı zamanda toplum iş birliği getirecektir. Yaklaşık 35 şirket ve akademik kurum, bir aşı oluşturmak için yarışmaktadır, 4 ayrı aşı, hayvanlarda test edilmiştir. Bunlardan ilki, Boston'daki biyoteknoloji-Moderna tarafından üretilerek, insanlı denemelere başlanacağı duyurulmuştu. Hızlı bir aşı onayı, riskli olacağı için, virüsün zayıf noktasını bulmanın (1 yıl) süreceği söylenilmektedir. Satürn den sonra Jüpiter, 2021 sonlarında Kova'da ilerlerken, bu bağlantılar için, yine teknolojiye güvenmek gerekecek. Patojene karşı aşının, antikor üretmeye teşvik edilmesinin, bağışıklık hafızasını yükseltmesi beklenirken, virüsün hastalık yapma kabiliyetinin bir kısmı sabit kalırsa, gerekli koruma yakalanmasında, tekrarlanan virüs dozları gerekeceği biliniyor. Jüpiter'in etkisi, virüsün süren yayılması için çare olabilecek teknolojik ilerlemelerde fırsat sayılabilir. 28 Mart'taki Satürn ve Plüton kombinasyonları, artık Jüpiter'in iyi huylu tesiri, Nisan ayının başlangıcından itibaren, tedavi atılımları ve bunların sonuçları için umut vericidir.
 

 

    Bize virüsün getirdiği iyiliklerden söz edenler olabilir, oysa sözünü ettikleri her yoksunluk ve basit yaşamlarla içe dönüş, sabır, tüketimin gözden geçirilmesi, israfın azaltılması, temizlik, doğanın arındırılması, sağlığın korunması, insani empati ya da birbirimizden farksızlık hissi; zaten olması gerekendi ve evrensel etiğin, ayrıca büyük dinlerin de bilinen önerileriydi.
 

    Bilim kaynaklı biyoteröre dair sorular veya bir biçimde çıkan virüslere bilimin getireceği yeni çareler hakkındaki soruların yanıtları beklenirken, sorulardan biri de şu olmalı; “Ahlaktan uzak bir bilim anlayışı ve bilimden soyutlanmış bir din anlayışı düşünülebilir mi?” Bu gezegende, her gün daha çok ortaya çıkan ve çıkacak olan, farklı şok dalgalarını tutabilecek “maddi-manevi sütunlar”a ihtiyacımız artıyor. 
 

    Yaşam belki bir kalp atışı kadar ve bugün elimizde tutmayı düşündüğümüz şeyler; evrenin ifadesinin sadece bir nefesi olduğu için elimizden uçabilir. Ancak, ellerimizde seçtiğimiz anahtarlar bulunacak ve herkes bir portal açacak. Bunun için duyularını, aklını ve ruhunu eğiterek, başına gelenlerden dolayı, her gün tam sorumluluk alan; çaresizlik ve acının gözyaşlarını kurutacak bir Güneş'e benzeyecektir. Sabır, en büyük kozmik inşa sanatlarından bir tanesidir ve gerçek bir savaşçı, her zaman, önce kendi içinde kazanır!


www.facebook.com/okultizmveenerji

 

Ferda Ercan Uyulan


Yorumlar

Yorum Yap

500