Uzun zamandır Okültizm, Parapsikoloji, Ezoterizm ve Teorik Fizik üzerine araştırmaları olan İzmir doğumlu yazar; ilk kitabı ''Kozmik Arayış''ın ardından bilinmeyenlere yönelik ''Gizli Boyutlar'' TV programlarını hazırlayıp sunmuştur. İkinci kitabı ''Okültizm ve Enerji'' ile okuyucu gizemler dünyasında dolaştırırken, aynı zamanda hakikat arayışı ve bilgi ile güçlenmeye çağırıyor. Yazar, Facebook sayfasını da aktif olarak kullanmaktadır. facebook.com/okultizöveenerji
“Zekanın gerçek göstergesi imajinasyon gücüdür, bilgi değil. Tasavvur (İmgeleme) bilgiden daha önemlidir, çünkü bilgi sınırlıdır.'' Albert Einstein
İmgelem, şeyleri gözümüzde tüm halleri ile canlandırabilme yeteneğidir. Zihin gözü ile ulaşılan bir ‘Güç’tür. Eğer çalışırsak, dilediğimiz sesleri zihnimizde duyabilir, müzik dinleyebilir, istediğimiz kokuyu koklayabiliriz. Duyum algılarını dilediğimizde zihinde canlandırabilir ve hissedebiliriz.
İmge ve yapıcı hayal gücü kavramları son derece önemlidir, kişisel gelişimi ve şifalanmayı arttırır. İlham veren imgelem ise, çeşitli imgeler arasında beklenmedik yeni ilgiler oluşturabilmektir. Bir konu üzerinde düşünürken aniden bir kıvılcım çakar, bir cevap doğar, bu durum, buluşları ve çözümleri beraberinde getirebilen ayrı bir haldir.
Einstein’in beyninde yapılan inceleme sonuçları, nöronları arasındaki ilişki sayısının çok fazla olduğunu göstermiş. Nöronlar arasındaki ilişkilerin çoğaltılması; imgelemeyi öğrenmekle daha fazla mümkün.
Diğer yandan, spesifik bir çok alanda başarı ve yetenek sahibi olabilmek; öncelikle imgeleme gücünün tıpkı bir yeti gibi, tekniklerle yüksek seviyeye ulaştırılmasına bağlıdır. Hayal gücünün aşkın imgeleme yeteneği, başkasına bir şeyi daha farklı gibi gösterebilecek kadar arttırılabilir. Majisyenler için de bunun anlamı büyüktür. Çünkü düşünce gücü, irade ve imgeleme bütün halinde kişinin oluşturacağı güce eşlik eder.
Konsantrasyon teknikleri gücü arttırılabilir. En mükemmel noktası, gözlerimiz açıkken önümüzde başka bir yerin veya insanın adeta 3 boyutlu görüntüsünün tahayyülündeki kusursuzluktur. İmgelemeyi geliştirmek; bir yer, eşya, kişi veya olayı, gözler açıkken zihinde 3 boyutlu kadar gerçekçi görebilmemize bağlı. Tesirleri ise çok önemli.
Dilediğiniz kişiyi veya çocuğunuzu, eğer yanınızda yoksa, göz önüne, karşınıza alarak koruma sağladığınızı, tehlikeleri sezdiğinizde gerekeni yaparken, diğer yandan kendinizi boşlukta, emniyette gördüğünüzü hızlı biçimde imgelemek gibi.
Kısaca zihni, gerektiği zaman tüm durumları gerçeğe yaklaştıracak biçimde bir imgelem gücünün zihin gözü sayesinde sağlayacağı yararlara uyumlamak gerekiyor. Gereksinim duyduğumuz bir isteği, hedefi, bir olayı gündelik yaşamın içinde yaşarcasına hayal etmek onu bize yakınlaştırabilir. Başta gözler kapalı sonra açıkken imgeleme, bir yere gitmeyi düşündüğünüzde gitmiş kadar gerçekçi hissedilmelidir. Sesler, kokular, dokunma ve duygusal bağlantılar zihin gözü ile kurulabilir.
Zihin gözümüz ile bir yerde bulunmayı başardığımızda, bilinçaltımız realiteyi şekillendirir. Bunu, hayali gerçeğe döndürme olarak nitelendirelim. Alıştırma örneği vermek gerekirse, bahçede otururken, sağ yanınızdaki yeşil ve kırmızı elma desenli örtü üzerindeki beyaz kafesteki sarı bir kuşu, serbest bıraktığınızı imgeleyerek; kuşun ötüşünü, uçuşunu, bulutların şekillerini, konduğu erik ağacının biçimini, gün ışığının süzülüşünü, havadaki akasya kokusunu hayal gücünü de ekleyerek görmeniz, bir alıştırma başlangıcı olabilir.
Aktif imgelemeye geçildiğinde, artık telefon numaraları unutulmaz, tutulan notları bir kez görmekle zihne kaydederek, bakmadan zihin gözü ile görmek kolaylaşır, fotoğrafik hafıza gelişir ve anılar canlı kalır. Daha ötesinde ise, eşyanın hafızasını okumaya varan farklı zihin gücü yeteneklerini geliştirmeye uzanabiliriz.
Ferda Ercan Uyulan