Ezgi Bağcı, 1991’in Mart ayında Denizli’de dünyaya gelmiştir. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Hukuk eğitimini tamamlamıştır. Küçük yaşlardan beri, bir tutku halinde yazmaktadır ve on yılı aşkın süredir yazdıklarını internet ortamında yayımlamaktadır. 2015 yılının Mart ve Kasım aylarında roman serisi olan Hançer I-II kitapları basılmıştır. Meslek hayatını ve yazma aşkını İzmir’de sürdürmektedir.
Yönetmen : Justin Baldoni
Senaryo : Mikki Daughtry, Tobias Iaconis
Oyuncular : Haley Lu Richardson, Cole Sprouse, Moises Arias, Parminder Nagra
Tür : Dram, Romantik
Ülke : ABD
Süre : 116 dakika
Stella hayatının büyük bir kısmını, artık neredeyse evi hâline getirdiği hastane odasında geçirmiştir. Kistik Fibroz adında ölümcül bir hastalıkla mücadele eden Stella, aynı zamanda akciğer nakli için beklemektedir. Kistik Fibroz hastalarının yaşam mücadelesinin yanında, olası bir bakteriyel enfeksiyonu engellemek için de bir diğer KF hastasından uzak durmaları gerekmektedir. Tedavisi sürerken, hastanede yine kendisi gibi Kistik Fibroz hastası olan ve bakteriyel enfeksiyondan kurtulmak amacı ile orada bulunan Will ile tanışır.
Tedavi olmak için tüm gücüyle hayata tutunan Stella, asi ve risk almaktan korkmayan Will’den yalnızca hastalık için değil, duygusal olarak da uzak durmak ister. Fakat ne Will ne de Stella kendilerini, birbirlerine doğru çekilmekten alabilecektir.
Düzen takıntısı olan Stella, Will’in ilaç tedavisine uymadığını görünce onunla bir anlaşma yapar, bu anlaşma ile Will tedavi programına daha iyi uyum sağlarken, hayatları boyunca ölüm kıyısında yaşamış iki genç birbirlerine iyice yakınlaşacaklardır.
Modern bir imkânsız aşk hikâyesi olan yapım seyirciye yalnızca romantik ve imkânsız bir hikâye sunmaz, aynı zamanda karakterlerin yaşadığı duygularla da buluşturur. Hızla akan hayatta sürekli bir koşturma hâlinde olan insanlar, ölümün çok da uzak olmadığını, sevdikleri ile çok zamanları olduğunu unuturlar, hâlbuki küçük bir temasın bile hayattaki en önemli anı olan insanlar da vardır yanı başımızda.
Stella’nın hayatta kalma mücadelesinde, herkese gösterdiği gülen yüzünün ardındaki içsel karmaşası, Will’in asi görünüşünün ardındaki yaşama isteği, her ikisinin de sevgiye ve aşka olan özlemleri; Poe’nin dostluğu ve çevrelerindeki insanların onların hayat mücadelesindeki yeri ile yapım duygu açısından bambaşka bir yere taşıyor seyirciyi. Elbette her romantik filmde var olan klişeler burada da oldukça yer alıyor, yine de filmin duygu yoğunluğunun içinde göze batmıyor.
Çoğu zaman görmezden geldiği, unuttuklarını hatırlamalı insan; elbette aşkla birlikte hayatımızda var olan, sevdiğimiz veya bizi seven insanların dokunuşunun ne kadar önemli olduğunun farkına varmalı.