Prensesin Uykusu

31 December 2017
Ezgi BAĞCI

Ezgi Bağcı, 1991’in Mart ayında Denizli’de dünyaya gelmiştir. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Hukuk eğitimini tamamlamıştır. Küçük yaşlardan beri, bir tutku halinde yazmaktadır ve on yılı aşkın süredir yazdıklarını internet ortamında yayımlamaktadır. 2015 yılının Mart ve Kasım aylarında roman serisi olan Hançer I-II kitapları basılmıştır. Meslek hayatını ve yazma aşkını İzmir’de sürdürmektedir.

Prensesin Uykusu

  • 31 December 2017
  • 1312 Görüntülenme
  • YORUM

 

Prensesin Uykusu



“Uyandırmak için bir masal anlatıyorum sana, dünyadaki bütün masalların aksine.” 




Prensesin Uykusu, masal ile gerçek dünya arasında seyirlik sunuyor insana ve düşlere dalmak istediği bir alan yaratıyor. 



Kütüphanede çalışan Aziz’in hayatı, Seçil ile küçük kızı Gizem’in bir üst kata taşınması ile değişiveriyor ve renkleniyor; fakat Gizem kötü adam yüzünden derin bir uykuya dalınca, o renkler soluklaşıyor. Seçil kızının defterini getiriyor Aziz’e, şöyle yazıyor defterde;



“Bu defterde hep mutluluklar yazılacak ve her gün mutlu bir gün olacak.” 



Aziz de Gizem’in kaldığı yerden devam ediyor yazmaya, bir yandan da yazarak konuşuyor Gizem’le. Belki de o yazdıkça Prenses de uykusundan uyanacak, belki de Gizem’in üç dileği yerine getirilirse Prenses’in o kırgın kalple daldığı uykuya ihtiyacı kalmayacak. Bu üç dilek ile Prenses sadece Aziz’in hayatına girmiyor, herkesin hayatını kesiştiriyor ve tüm dünya Prenses’in uyanmasını bekliyor.



“İnansak da inanmasak da, şimdi, hepimiz bekliyoruz. Tüm dünya; cüceler, prensler ve periler artık nefeslerini tuttu; küçük, inatçı Prenseslerini bekliyorlar. Hatta belki de hak veriyorlar. Çünkü bir zamanlar küçük olmanın ve bir zamanlar küskün olmanın ne demek olduğunu onlar da biliyorlar.”



Prensesin Uykusu, hayatın içinden bir film… Kapılıp gittiğimiz akışta içimizdeki çocuğun özlemini anlatıyor. Otobüs sahnesini izlerken şu düşüyor aklımıza; “Hayat…” diyoruz da hepimizin suratında, baktığımızda bir ölü ifadesi; ama Aziz’in gülüşünde yaşam var. Tüm yaşadıklarına rağmen gülümsüyor ve hayatın ince ayrıntılarında yaşamaya devam ediyor. 



Filmin en etkileyici sahnelerinden biri, Aziz’in çocukluğunun anlatıldığı animasyon sahnesi… Ayrıca birkaç sahne daha var ki değinmeden geçmemek gerekiyor. Genco Erkal’ın oyunculuğunu konuşturarak Kahraman’ın rejisörlüğünü yaptığı filmleri anlattığı sahne; Aziz, Neşet ve Kahraman’ın rakı sofrasındaki sohbetleri; Işıl Yücesoy’un canlandırdığı hayalet ile Aziz’in konuşması…



Filmin bu kadar etkileyici olmasının sebeplerinden biri de sade ve güçlü oyunculuklar…



Çağan Irmak filmlerine özgü o atmosferde kayboluyor insan. O akış içerisinde gerçek hayattan kopup filmdeki hayatlara kapılıp gidiyor. İnsanda, Aziz’in hayal dünyasında yaşama isteği uyandırıyor. Elbette ki sorgulatıyor, ne zaman bir ağacı dinledik? Ne zaman onun da bir yaşama sahip olduğunu hatırladık? Masmavi gökyüzünün orada durduğunu ve bakmayı unuttuğumuzu anımsadık?



Aziz, Prensesine uyanması için seslenirken belki de en içe dokunan sözler şunlar;



“Daha sevdiğim ağaçları anlatacağım sana. Bir gün elimizle dokunacağız gövdelerine. Yıllar yıllar geçti üzerinden ya hâlâ dimdik durmanın nasıl bir şey olduğunu soracağız onlara. Kulaklarımızı dayayıp gövdelerine, özsularını dinleyeceğiz bir gün. İşte, diyeceğiz; yaşamak bunun adı.” 



Prensesin Uykusu, Çağan Irmak’ın yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı 2010 yapımı bir film. Redd grubunun Prensesin Uykusu şarkısından ilham alınarak doğmuş ve bizlerle buluşturulmuş. İçindeki animasyonlarla da kendine özgü bir harmoni yakalamış. Yapım yılı ve Türk yapımlarındaki çok başarılı sayılmayan animasyonlar göz önüne alındığında, filmin animasyon ayağı çok başarılı…



“Sadece birkaç santimlik eğri bile daha güzel şeyleri getirip kapına bırakabilir.” 



Sonla birlikte ise insanın aklına bir cümle düşüyor: Hayal kurarken deli miydik, yoksa asıl delilik hayal kurmamak mıydı?



Prensesin Uykusu


Yönetmen/Senaryo : Çağan IRMAK

Oyuncular : Çağlar ÇORUMLU

Sevinç ERBULAK

Genco ERKAL

Ali YÜCESOY

Yapımcı : Mustafa OĞUZ

Tür : Aile, Dram, Komedi

Süre : 110 Dakika

Ezgi Bağcı

 

01.01.2018


Yorumlar

Yorum Yap

500