Devrim Arabaları

28 February 2018
Ezgi BAĞCI

Ezgi Bağcı, 1991’in Mart ayında Denizli’de dünyaya gelmiştir. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Hukuk eğitimini tamamlamıştır. Küçük yaşlardan beri, bir tutku halinde yazmaktadır ve on yılı aşkın süredir yazdıklarını internet ortamında yayımlamaktadır. 2015 yılının Mart ve Kasım aylarında roman serisi olan Hançer I-II kitapları basılmıştır. Meslek hayatını ve yazma aşkını İzmir’de sürdürmektedir.

Devrim Arabaları

  • 28 February 2018
  • 2041 Görüntülenme
  • YORUM


DEVRİM ARABALARI


“Devrim durduğunda en azından halk onu sırtlar demiştim.” 


Devrim Arabaları, ülkemizin hüzünlü bir gerçeğini muhteşem bir kadroyla seyre sunan bir film… Yönetmenliğini Tolga Örnek’in yaptığı film, Monaco Charity Film Festivali’nde de en iyi film ödülünü almıştır. 


“Otomobil demek, yerli sanayi demek; yerli sanayi demek, iktisadi özgürlük demek…” 




Filmin başında Necip’in şimdiki halini canlandıran Haluk Bilginer, yorgun görünen adımlarla gelir ve gözü dalar. Gördükleri onu elli yıl öncesine, Türkiye’de değişiklik yapılmak istenen ve tarifsiz bir emeğin sarf edildiği zamanlara götürür. Türkiye’nin ilk yerli otomobilini üretmek için Cemal Gürsel Paşa’nın isteğiyle yirmi mühendis bir araya gelir. Zaman kısıtlıdır, imkânlar kısıtlıdır… Ortaya koydukları inançları ve emekleridir. 
En kötü yanı ise neredeyse hiç kimseden destek görmüyor olmalarıdır. Siyasetçiler, bürokratlar, gazeteler ve hepsinden öte halk böyle bir projenin hayata geçirileceğine inanmamakta, imkânsız olduğunu düşünmektedirler. Projede yer alan tüm mühendislerin ruhunda ise bir inanç vardır ki, halkları ve ülkeleri için bu projeyi mutlaka hayata geçireceklerdir. Çünkü ismini Devrim koydukları araba, sadece ilk yerli araba unvanını taşımayacaktır, ülkenin bağımsızlığının ve başarısının da simgesi olacaktır.





“Ben bir Türk mühendisi olarak bir Türk otomobili yapmak istiyorum. Üstelik bizim bir avantajımız var, kimse yapacağımıza inanmıyor.”


Onlar başardıkça, yollarına taş koymak isteyenler de artar. Gazetede çıkan yazılarla ve sunulan projelerle, hem projeyi takip edenlere hem de halka çok farklı bir görüntü yansıtılmaya çalışılır. Hatta Cemal Gürsel’i canlandıran Sait Günay ilk yerli otomobil ile ilgili yapılan toplantının ardından itiraz seslerine karşı bir söz söyleyecektir; “Galiba bizim asıl devrimi zihinlerde yapmamız gerek.” 





Filmde en çok ilgimi çeken diyaloglardan birisi Necip ile Selçuk Yöntem’in canlandırmış olduğu Mühendis Latif Bey arasında geçen diyalog… Atatürk’ün emriyle kurulmuş olan, 2. Dünya Savaşı’na kadar 112 farklı uçak üretilen ve 185 tane eğitim uçağı üretilen tayyare fabrikasından bahsediyorlar. Hollanda’dan 1955 yılında gelen 30 tane uçak siparişi dönemin İşletmeler Bakanı tarafından kabul ettirilmeyince, Hollanda siparişleri İngiltere’ye verir. Birkaç yıl sonra ise uçak fabrikası kapatılıp traktör fabrikasına çevrilir. Büyümekte olan bir tablonun, ressamın renkleri kullanmayı bir anda bırakması gibi küçülüşü birkaç cümle ile özetleniyor filmde. Latif Bey hemen sonrasında içe dokunan bir cümle kullanıyor.


“Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmaz.” 





Mühendisler ve teknik kadro, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenine kadar, toplam yüz otuz günde bir değil iki otomobil yapıyorlar, Devrim arabaları, Türkiye’nin ilk yerli otomobil kardeşleri… Bir simsiyah, birisi de bej renginde. Trenle Ankara’ya götürülüyorlar fakat güvenlik gereği içlerindeki benzin yok denecek derecede azaltılıyor. Görkemli bir şekilde meclisin bahçesine getiriliyorlar. Umudun simgesi gibi, halkın gözlerine büyük bir heyecan yerleşiyor. Cemal Gürsel’in binmesi için, ekip bej arabayı tahsis etmek istese de, makam arabası siyah olur denilerek siyah olan Devrim seçiliyor. Fakat siyah Devrim’de benzin yok, doğal olarak araba meclisin bahçesinden çıkamıyor. Cemal Gürsel ise diğer Devrim’le törene katılıyor. Aslında tören Devrim arabasının başarıyla çalışmasıyla sonlansa da gazetelerde “Devrim Yolda Kaldı” başlığıyla haber yapılıyor ve Devrim arabaları ile mühendis ekibinin başarısı yok sayılıyor.




“Adı devrim olan otomobilin sokaklarda dolaşmasına zaten izin vermezlerdi.”


Gerçekte ise mühendislerimiz 4 otomobil ve 10 motor yapmışlardır. Fakat bu başarıya rağmen sadece benzini bittiği için başarısız olarak addedilen Devrim projesi iptal edilmiş, arabalardan 3 tanesi hurdaya çıkartılmıştır. Filmin sonunda verilen bilgiyle de destekleyerek belirtmek gerekir ki, geriye kalan ve hurdaya çıkartılmış üç kardeşinin gururunu da taşıyan son “Devrim,” Türkiye’mizin ilk yerli otomobili olarak bugün hâlâ yürümekte ve Eskişehir’de ikamet etmektedir.





Tolga Örnek’in yönetmenliği ve güçlü oyuncu kadrosuyla Devrim Arabaları filmi, Devrim arabalarını anmakla birlikte, alt metninde ülkemizde nelerde geri kaldığımızı nerelerde hata yaptığımızı da anlatıyor. Yazının başında geçen ve filmde beni en çok etkileyen söz; halk olarak birçok “Devrim”i bu şekilde bıraktığımızı, sırtlanmadığımızı, unuttuğumuzu yüzümüze çarpıyor. Eğer halk olarak kendi yolumuza taş koymasaydık, şu an daha farklı bir yerde olur muyduk?



Devrim Arabaları


Yapım Yılı : 2008
Yönetmen : Tolga Örnek
Senaryo : Tolga Örnek – Murat Dişli
Oyuncular : Haluk Bilginer – Taner Birsel – Ali Düşenkalkar – Halit Ergenç – Sait Genay – Altan Gördüm – Vahide Gördüm – Seçil Mutlu – Serhan Tutumluer – Onur Ünsal – Selçuk Yöntem
Tür : Belgesel – Dram - Tarih
Süre : 115 dakika

Ezgi Bağcı

 

01.03.2018


Yorumlar

Yorum Yap

500