Reflü

31 July 2017
Dr. Semra ASKER

Reflü

  • 31 July 2017
  • 1925 Görüntülenme
  • YORUM


 

REFLÜ

 

Yemek borusu ile mide arasındaki kasların görevlerinde bozulma sonucu mide içeriği yemek borusuna gelir ve uzun süre temas sonucu yemek borusunun asitten kendini koruma özelliği yok olur. Bu durum REFLÜ hastalığına sebep olur.Mide yanması, reflünün en yaygın görülen şikayetidir. Göğsünüzün arkasından yukarı, boğazınıza doğru yayılan, yanma ve rahatsızlık hissidir. Geğirme ve şişkinlik gibi belirtilerin yanı sıra, boğazınızın arkasında acı veya ekşi bir asit tadı da hissedilebilir.

 

Reflü ya da tıbbi adıyla Gastro-özofajial reflü hastalığı, asitli mide içeriğinin mide ile yemek borusu arasındaki bağlantı yerini aşarak, yukarı doğru kaçak yapmasının oluşturduğu bir rahatsızlıktır. Halk arasında mide reflüsü olarak bilinen bu hastalık, aslında bir yemek borusu hastalığıdır. Normalde sindirim sisteminin hareketi ağızdan yemek borusuna, yemek borusundan mideye ve mideden de onikiparmak bağırsağına doğrudur. Yani gıdaların mideye geçmesinden sonra yemek borusuna geri gelmemeleri gerekir. Yemek borusu ve mide arasındaki kaslaar görevlerini yerine getirememesi sonucu mide içeriğinin yemek borusuna geri gelmesi ve yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yitimi, reflüye neden olur. Mideden yemek borusuna doğru olan bu kaçak sadece yemek borusunun alt kısmına kadar geliyorsa "Gastro-özefageal reflü" (GÖR), gırtlak seviyesine kadar geliyorsa da "Faringo-larengeal reflü (FLR)" adı verilir.

 

 

Reflü günümüzde oldukça sık görülen bir hastalıktır. Batı Avrupa’da ve Amerika’da çok iyi bilinir. Ülkemizde de her beş erişkinden veya her yirmi çocuktan birinde görülebilecek sıklıkta olmasına rağmen az tanınmaktadır. Bunun sebebi ise hastaların çok üzerinde durmaması, bazen de doktorların bu hastalığı ön planda düşünmemesi nedeniyledir.

 

Reflü Bulguları:

 

Reflüde ortaya çıkan bu asit kaçağı, önce yemek borusunun alt kısmında enflamasyon (iltihap) ve bazen de ülserlerin oluşumuna neden olur. Zamanla bu asidin oluşturduğu hasar daha da yukarılara çıkarak yemek borusunun üst kısmını, gırtlak ve ses tellerini, boğaz ve genizi ve hatta soluk borusunu dahi etkileyebilir. Etkilediği bölgeye göre değişik şikayetler oluşturur. Bu şikayetler tipik veya atipik olabilir.

 

Tipik Belirtiler

 

1) Göğüste göğüs kemiği arkasında yanma

2) Ağza acı ekşi sıvı gelmesi

3) Geğirme, şişkinlik

4) Ağza gıda artıkları gelmesi

5) Yutma güçlüğü, yutakta takılma duygusu 

 

Atipik Belirtiler

 

1) Ses kısıklığı

2) Gıcık öksürüğü

3) Ağız kokusu

4) Çarpıntı, kalbe bası hissi

5) Nefes darlığı, nefes yetmezliği duygusu

6) Astım

7) Diş çürüğü

8) Süreğen yutak yangısı (kronik farenjit)

9) Hıçkırık

10) Süreğen sinüzit

 

Reflü oluşmasını kolaylaştıran bazı faktörler vardır. Bunlar şu şekilde sayılabilir:

 

-Mide ile yemek borusu arasındaki, kasların yaptığı kapağın gevşemesi

-Mide fıtığı

-Şişmanlık

-Mideden fazla asit salgılanması

-Mideden yiyeceklerin bağırsaklara geçişinin yavaşlaması

-Sigara ve alkol kullanımı

-Fazla yağlı yiyeceklerin yenmesi

-Mideye bir seferde aşırı besin gönderilmesi

-Sırt üstü yatmak

 

 

Ne Gibi Şikayetlere Neden Olur?

 

Reflü olan hastalarda bazen hiçbir şikayet olmaz. Ancak reflü, şiddetine göre hastayı çok fazla rahatsız edebilir. Eğer sadece yemek borusuna kaçış varsa, göğüste yanma, sindirim bozukluğu, hıçkırık ve bazen yalancı kalp ağrısı gibi şikayetler yapar. Eğer asit salgısı boğaza kadar yükseliyorsa boğazda gıcık hissi, yabancı cisim hissi, kronik öksürük, ses kısıklığı gibi şikayetler yapar. Gıcık hissinden dolayı hastalarda sürekli boğazı temizleme refleksi oluşabilir. Boğazla ilgili şikayetler olduğu zaman mutlaka yemek borusu ve mide ile şikayetlerin de beraber olması şart değildir. Reflü sadece KBB ile ilgili şikayetlerle kendini gösterebilir. Çünkü yutak ve gırtlak asit salgısına yemek borusundan daha hassastır.

 

Mide yanması, reflünün en yaygın görülen şikayetidir. Göğsünüzün arkasından yukarı, boğazınıza doğru yayılan, yanma ve rahatsızlık hissidir. Geğirme ve şişkinlik gibi belirtilerin yanı sıra, boğazınızın arkasında acı veya ekşi bir asit tadı da hissedilebilir. Mide basıncı ve yakıcı ağrısı genellikle yemek yedikten sonra, akşam uzandığınızda veya eğildiğinizde artar.

 

 

Mide Yanmasını Artıran Besinler:

-Çikolata

-Nane

-Yağlı yiyecekler

-Kahve ve kafeinli içecekler

-Alkol

-Turunçgillerden olan meyveler ve meyve suları

-Domatesli ürünler

-Turşu ve turşu suyu

-Acılı ve ekşi yiyecekler

Tedavi Edilmediği Taktirde Reflünün Sebep Olduğu Rahatsızlıklar:

-Yemek borusu iç yüzeyinde kanama

-Yemek borusunda daralma ve tıkanıklık

-“Barret özofagusu” adı verilen yemek borusu iç yüzeyinde görülen ve tedavi edilmezse yemek borusu kanserine sebep olabilen bir doku dejenerasyonu

 

Reflüde Tanı

 

Hastanın yakınmalarının tipik olması reflüyü düşündürmekle birlikte, özellikle reflü sonucunda meydana gelmesi muhtemel hasarın derecesini saptamak ya da ameliyat kararı verilen vakalarda aşağıdaki tetkikler yapılabilir:

1- Özofagus Pasaj Grafisi

Baryum lokması yutturularak, yutma işlemi sırasında seri filmlerin alınmasıdır. Yutma güçlüğü olan tüm hastalarda pratik olduğundan hemen uygulanması gereken ilk tetkiktir.

2- Endoskopik İşlemler

Endoskop (gastroskop) ile yemek borusunun incelenmesidir. Yakınmanın nedenini araştırmak için ilk yapılan test olduğu gibi, özofagus pasaj grafisinde görülen lezyonun ayırt edilmesini de sağlar.

3- Manometrik İşlemler

Yemek borusunun hareketlerini, fonksiyonlarını ölçen kalp elektrosuna benzeyen, nispeten büyük merkezlerde yapılan bir tetkiktir.

4- pHmetrik İşlemler

Burundan içeri sokulan yemek borusu alt uçtan 5 santimetre yukarıda sabitleştiren 24 saat boyunca asit fışkırmalarını ve asidin kalma süresini gösteren gerçek reflü testidir. Maalesef ancak ileri düzey merkezlerde mevcuttur.

*** Reflüde erken tanı çok önemlidir.

Reflü Tedavisi

Reflü tedavisinde 3 adım vardır: Hastanın dikkat etmesi gerekenler, ilaç tedavisi ve cerrahi.

Reflü hastalığı olan hastaların dikkat etmesi gerekenler şunlardır:

-Sırtüstü yatmamak veya baş normalden daha yukarıda olacak şekilde yatmak

-Mideyi çok dolduracak kadar yememek

-Yatmadan önceki 3 saat içerisinde çay, kahve, alkol, kolalı içecekler ve çikolata gibi besinleri almamak

-Sigarayı bırakmak

-Yemek yiyip hemen yatmamak

-Fazla kiloları vermek

-Mide asidini arttıran ilaçları almamak (özellikle aspirin ve bazı ağrı kesici ilaçlar)

-Dar pantolon veya etek giymemek

-Boğazda gıcık hissedildiğinde sürekli temizlemeye çalışmamak, su içerek veya yutkunarak gidermeye çalışmak

 

 

İlaç tedavisi:

Reflü hastalığında asit salgısını azaltan veya asidin zarar vermesini önleyecek ilaçlar kullanılır. En çok kullanılan ilaçlar antiasitler ve asit pompası inhibitörü adı verilen ilaçlardır. Bu ilaçlar en az 6 hafta hatta bazen aylarca kullanılır. Ancak bu ilaçların dozu ve süresi doktor tarafından ayarlanmalıdır.

 

 

Cerrahi:

Reflü için bazen ameliyatlar da yapılır. Bu en çok mide fıtığı için uygulanır. Bazen de ilaçlarla sonuç alınamadığı zaman mide ile yemek borusu arasındaki kası kuvvetlendirmek için ameliyat uygulanır. En fazla tercih edilen cerrahi yöntem ise, laparoskopik Nissen funduplikasyonudur.

Peki Cerrahi Ne Zaman Uygulanmalı?

- İlaç tedavisine rağmen ağza acı su gelmesi devam ediyorsa; bu durum hastada akciğer enfeksiyonuna neden olabilir.

- Semptomları kontrol etmek için yüksek doz ilaç tedavisi gerekmesi durumunda;

- Hasta hayat boyu ilaç tedavisi kullanmak istemiyorsa;

- Hastada Barrett özofagus tespit edilmişse (cerrahlar cerrahi tedavinin reflüyü ve kansere yol açan değişiklikleri daha iyi önlediğini düşünmektedir.)

 

Sağlıklı bir ağustos ayı olsun. Sevgiler...

Dr. Semra Asker

01.08.2017


Yorumlar

Yorum Yap

500