Homeopati
Sevgili okuyucularım bu ay bir hekim olarak benim bile çok bilgi sahibi olmadığım ama araştırılmaya değer bulduğum bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim. HOMEOPATİ
Homeopati öncelikle bedenin bilgeliğini kabullenip, onun savunma ve bağışıklık sistemlerini güçlendirerek, iyileşme sürecini başlatan bir iyileştirme yöntemidir. Cerrahi müdahale gerektiren durumların dışındaki hastalıkların büyük çoğunluğunda homeopati kullanılabilir genellikle iyileştirir, iyileştiremediklerine ise kesinlikle hiçbir zarar vermez.
Tarihçesine gelince 200 yıl kadar önce Almanya’da Dr. Samuel Hahnemman tarafından geliştirilerek dünyaya yayılan bedenin kendini doğal olarak iyileştirmesine yardım eden etkili bir bilimsel sistemdir homeopati. “BENZERİ BENZERLE TEDAVİ”, homeopatinin temel yasasını oluşturur.
Buna göre , herhangi bir madde sağlıklı bir kişide hastalık belirtisine yol açıyorsa, aynı hastalık belirtileri gösteren bir hasta o maddeyle tedavi edilebilir. Homeopati, hastalıkların belirtilerini insanın içindeki uyuşmazlığın bir dışavurumu olarak kabul eder. Bu tedavideki amaç ise, hastaya zarar vermeden, ılımlı ve güvenilir bir yöntemle hastalığı tümüyle ve kökten iyileştirmektir!
Aynı hastalığa her insan değişik tepkiler gösterir. “Hastalık yoktur; hasta vardır” felsefesi homeopatinin temel taşlarından biridir. Bu yüzden de hastalığın değil hastanın tedavisi öngörülür.
Homeopatinin dört temel kuralı
Benzer benzeri ile tedavi edilir: Bir ilaç sağlıklı kişiye verildiğinde hangi bulgular ortaya çıkarıyorsa, benzer bulguları olan kişi bu ilaçla tedavi edilir. Örneğin; hastanın uykusuzluk şikayeti var bunun yanında çok gergin ve sinirli. Sağlıklı insanı bu hale getirebilecek bir madde var mıdır? Kahve, eğer çok sert ve bol miktarda içilirse böyle bir etki yaratabilir. Bu yüzden buna benzer semptomlara eşlik eden uykusuzluk, kahvenin homeopatik hazırlanış bir şekli olan Coffea ile tedavi edilebilir.
İlaç bilgisi: İlaçların ortaya çıkarabileceği semptomların ayrıntılı şekilde bilinmesi gerekir. Bunlar ilaç denemeleri adı altında sağlıklı insanda tatbik edilir, ortaya çıkarılır.
Tek ilaç: Hahnemann’a göre yapılan klasik homeopatide sadece bir ilaç kullanılır birbirine karıştırılmaz.
Dosis minime: Kural olarak bu bir maddeden tek bir granül kullanılması anlamına gelir. Mümkün olan en küçük doz verilir.
Homeopatik ilaçlar nasıl etkili olur?
Modern tıp’ın tedavi biçimi hastalık belirtilerini ilaçlarla baskılayarak tedavi etmektir. Bu durum vücudun kendi kendini iyileştirme yeteneğini yok eder. Sonuçta; vücut dışarıdan destek almadan hastalıkların üstesinden gelemez. Hastalıkla benzer belirtiler oluşturan homeopatik ilaçlar ise, vücudun kendi iyileştirme gücünü harekete geçirerek sonuca ulaşır. Bu da doğal yolla birçok şikayetin ortadan kalkmasını sağlayabilir.
Homeopatik ilaçlar bitkilerden, hayvanlardan, minerallerden ve madenlerden elde edilir. Belli oranlarda seyreltilerek, etkili olabileceği en düşük dozda hastaya kullandırılır. İçerdikleri etken maddenin miktarı az olduğu için herhangi bir yan etkileri yoktur ve alışkanlık yapmazlar. Yetişkinlerde olduğu gibi her yaş grubundaki çocukta ve hayvanda da kullanılabilirler.
Tedavi süresi
Bu sürenin uzunluğu tedavi edilecek hastalığa bağlıdır. Akut durumlarda iyileşme çok çabuk gelişir ama mide ülserinde olduğu gibi uzun sürelerde gelişmiş olan kronik hastalıklarda iyileşme için belli zaman geçer. Bu zaman da hastadan hastaya değişiklik gösterebilir.
Homeopatinin sınırları ve başarıları
Her tedavi alanında olduğu gibi tabi ki homeopatinin de sınırları vardır ve gerektiğinde diğer tedavi yöntemleri ile çalışılmalıdır. Kanser gibi hastalıklarda kanserin aşaması ve bazı hastalıklarda vücudun yıpranmışlığı tedavinin başarısını belirler. Ya da ağır organ hasarı söz konusu olan bir hastada başka yöntemlerinde tedaviye dahil edilmesi gerekir.
Diğer yandan homeopatik tedavi ile uyuşmayan durumlarda vardır. Örneğin hasta düzenli olarak antibiyotik, kortizon, iltihap dindirici vs. alıyorsa homeopatik tedavi başarılı olmayabilir. Ayrıca çok nadir de olsa bazı insanların homeopatik ilaçlara karşı aşırı hassaslığı ya da aksine duyarsızlığı gözlenmiştir. Bu konuda homeopatlar farklı görüşlere sahiptirler.
Homeopatinin başarı gösterdiği alanların bazıları şöyle;
-Migren ve diğer baş ağrıları
-Çocuk hastalıkları ve gelişim problemleri
-Alerjiler, cilt hastalıkları
-Solunum yolu hastalıkları, astım
-Romatizma, eklem ve kemik hastalıkları
-Depresyon, panik ataklar ve korkular
-Uykusuzluk
-Grip, üst solunum yolu enfeksiyonları
-Kadın hastalıkları, adet düzensizlikleri
-Kanser önleme, kanserin tamamlayıcı tedavisi ve kemoterapi sonrası tedavi
-Psikosomostik hastalıklar
-Şeker
-Böbrek ve idrar yolları hastalıkları
Son söz... Diğer Avrupa ülkelerine göre ülkemizde yerleşimi ve tanıtımı geç kalınmış bir tedavi metodu olan HOMEOPATİ’nin bazı çalışmalarda hala bilimsel olarak ispatlanamadığı, tedavide kullanılan homeopatik maddelerin aslında hiçbir etkisi olmadığını ve iyileşmenin plasebo etkisi sebebiyle olduğu savunulmakta. Kişisel görüşüm bir hekim olarak modern tıptan vazgeçmemek şartıyla bu konuda eğitim almış homeopatlardan uygun vakalarda destek almanın kimseye bir zararı olmayacağı yönündedir.
Sağlıkla kalın...
11.11.2016