1989’da Gaziantep’te dünyaya geldi. Ege Üniversitesi Biyokimya Bölümü’nde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. Diyetisyenlik eğitimini Yakın Doğu Üniversitesi’nde birincilik ile bitirdi. Şu anda Nutribiom ve Havucapp bünyesinde fonksiyonel beslenme diyetisyeni olarak çalışmaktadır. Biyokimyadan aldığı metabolizma eğitiminin kuvvetli alt yapısı ile insan sağlığının vazgeçilmezi olan beslenme bilimini harmanlayarak beslenmenin sağlık üzerindeki gücüne tanıklık ettiği diyetisyenlik mesleğini pandemi sürecinde online platformda sürdürmektedir.
Hava sıcaklıkların düştüğü günlerde vücudun yeni düzene uyum sağlayabilmesi ve hastalıklarla mücadele edebilmesi için güçlü bir bağışıklığa sahip olması çok önemli. Mevsim geçişlerinde sağlıklı kalabilmek ve kış aylarına güçlü bir giriş için dengeli ve yeterli beslenme olmazsa olmaz. Vücudumuzu kışa hazırlamak, gribal enfeksiyonlardan korunmak ve/veya kolayca baş edebilmek için günlük beslenmemizin yeterli ve dengeli olması gerekir. Hastalık mevsimi geldiğinde doğa bunlarla bize bununla başa çıkma yollarını da sunuyor. Mevsimi gelen sebze ve meyvelerle daha fazla vitamin, mineral, antioksidan ve prebiyotik besinleri tüketiyoruz. Mevsiminde beslenmenin bağışıklık ve sağlık üzerindeki etkisi için ‘Neden mevsimine uygun beslenmeliyiz’ yazıma bakabilirsiniz.
Zayıf Bağışıklık Sisteminin Başlıca Nedenleri;
Kötü beslenme alışkanlıkları
Protein, vitamin ve mineral alımının yetersizliği
Alkol, sigara, uyuşturucu
Ağır metallere maruziyet, hormonlar, genetik yapısıyla oynanmış gıdalar, mevsimine uygun beslenmemek
Beden ve çevre için gereken temizlik kurallarına uyulmaması
Egzersiz azlığı, hareketsizlik, şişmanlık
Enfeksiyonlar, gereksiz antibiyotik kullanımı
Disbiyoz (mikrobiyotanın bozulması ve sağlıksız bağırsak)
Düzensiz uyku saatleri ve verimsiz uyku
D Vitamini yetersizliği
Antioksidan Beslenme ve Bağışıklık
Hem karaciğerin hem de bağırsakların sağlıklı olabilmesi için antioksidan içeriği yüksek olan kırmızı mor meyve ve sebzelere ağırlık vermek ve gök kuşağı renginde beslenmek önemli. A; C; E vitaminlerinden zengin besinlere, selenyum; magnezyum; çinko minerallerine ağırlık vererek bağışıklık sistemimizi daha güçlü bir hâle getirebiliriz.
Pancar, mor havuç, lolorosso marul, mor soğan, mor lahana, kırmızı-turuncu havuç, turp çeşitleri, reyhan, yaban mersini, aronya vb. kırmızı-mor mevsiminde sebze ve meyveler tüketerek antioksidan açıdan yüksek beslenmek mümkün.
A vitamini: Karaciğer, yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, havuç, yumurta…
C vitamini: Kivi, limon, portakal, koyu yeşil yapraklı sebzeler, karalahana, brokoli, kuşburnu…
E vitamini: Yağlı tohumlar, yumurta sarısı, avokado…
Selenyum: Brezilya cevizi, deniz ürünleri, böbrek, yürek ve diğer etler, sarımsak, soğan…
Çinko: Et, karaciğer, ata tohum bulgur (siyez, karakılçık vb.), balık, yumurta, badem içi, ceviz, kuru baklagiller...
Magnezyum: Badem, ceviz, fındık, fıstık, muz, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler
Vitamin, mineral ve antioksidan dengesini besinlerle sağlarken, eksikliklerin biyokimyasal analizler sonrası takviye ile tamamlanması gerekir. İlgili testler yapılmadan ve uzman önerisi olmadan takviye kullanımının faydadan çok zarar getirebileceğini unutmayın.
Güçlü Bir Bağışıklık İçin D Vitamini
Bağışıklık sistemimizin koruyucu hücrelerinden olan T hücrelerimizin üzerinde Vitamin D reseptörleri bulunur. Reseptörler D vitaminini tanıyarak, vücuda giren enfeksiyon ajanları / yabancı patojenler gibi hastalık yapıcılar için katil hücreler olarak da tanımladığımız T hücreleri aktivasyonunda görevlidir. D vitamini düşüklüğünde bu hücreler aktif hâle gelemez ve görevini gerektiği gibi yapamaz. Bu durumda bağışıklığımız zayıftır ve hastalıklara karşı daha savunmasız bir halde oluruz.
D vitamini eksikliğinin saptanarak mutlaka bir uzman tarafından ilaç/takviye aracılığı ile tamamlanması gerekir. Yükleme dozları dışında günlük alım miktarına uygun kullanımında D3K2 formunun tercih edilmesi uygundur. Kalsiyum metabolizması ile doğrudan ilişkili olan D vitaminin yanlış kullanımı damarlarda sertleşmeye, özellikle kalp ve böbreklerde plak oluşumuna sebep olabilir.
Bağırsak Sağlığı ve Bağışıklık Sistemi
Hem mevsimsel hem kronik hastalıklardan korunmada bağırsak sağlığının önemi ilk sırada yer alıyor. Bağışıklık sisteminin %80’ e yakın kısmı bağırsaklarda bulunur. Bağırsak sağlığımız temel belirleyicileri bağırsaklarımızdaki trilyonlarca mikroorganizma. Mikrobiyota adını verdiğimiz zararlı ve yararlı bakteri türleri bir arada denge ve çeşitlilik içerisinde bağırsaklarımızda yaşarlar. Stres, hareketsizlik, sağlıksız ve/veya dengesiz beslenme, sindirim problemleri gibi durumlarda iyi bakteriler dediğimiz dost mikroorganizmalar (probiyotikler) azalır ve kötüler (patojenler) artar. Bu durumda inflamasyonda ve buna bağlı gelişebilecek hastalıklarda artış, bağışıklık sistemimizde zayıflama meydana gelir. Böylece pek çok hastalık için zemin oluşur.
Dost bakterileri besleyen prebiyotik besinlerden zengin beslenmek ve kabızlığın önüne geçmek sağlıklı bağırsağın oluşturulmasında ve korunmasında büyük önem taşır.
Probiyotik içeriğe sahip besinler: Yoğurt, kefir, kombucha, fermente turşular
Probiyotik kaynaklar: Probiyotik takviyeler
Prebiyotik besinler: Hindiba Kökleri, Kuşkonmaz, Muz, Soğan, Sarımsak, Pırasa, Yer Elması, Enginar, Yaban Mersini