Tehlikenin Farkında Mısınız? Şok Diyetler ve Hızlandırılmış Egzersiz Programları!

28 February 2019
Arzu DEMİRCİ

Arzu Demirci, 1986 İzmir doğumludur. Eski profesyonel atlet olan Demirci, Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği 2011 mezunudur. 2008'de personal trainer olarak eğitmenliğe başlamış ve hala profesyonel olarak spor eğitmenliğine devam etmektedir. Aynı zamanda aktif olarak çeşitli projelerde yer almaktadır.

Tehlikenin Farkında Mısınız? Şok Diyetler ve Hızlandırılmış Egzersiz Programları!

  • 28 February 2019
  • 1542 Görüntülenme
  • YORUM


Tehlikenin Farkında Mısınız? Şok Diyetler ve Hızlandırılmış Egzersiz Programları!



Güneş etkisini yavaş yavaş arttırmaya başlayınca, kısa vadede ulaşılmaya çalışılan, istenilen vücut ölçüleri için birçoğumuzun duyduğu, uyguladığı şok diyetler ve antrenman programları ilgimizi çeker oldu. Aslında hepimizin iyi bildiği ve sadece hatırlatılması gerekli olan en önemli şey, yapılan bu hızlı çözümlerin uzun soluklu olamayacağı gibi, bir de sağlığımıza zarar veriyor olduğu gerçeği. Almış olduğumuz kilo artışı bir anda olmadığı gibi, bu fazla kiloların verilmesi ve istenilen vücut ölçülerine ulaşmak da bu kadar kısa sürede olamayacaktır. Burada bence kendimize şu soruyu soruyor olmalıyız. Yaptığımız şeyleri (diyet,spor,detoks...) sağlıklı olabilmek için mi yapıyoruz? Yaptığımız bu uygulama uzun soluklu olabilecek mi?
Sağlıklı bir vücuda sahip olmak her şeyden önemli olduğu konusunda hemfikir olmamız gerekiyor. Asıl önemli olan SAĞLIĞIMIZ!





Gerçekten aç kalarak ya da şok detoks, diyet programları ile vücudu gereğinden fazla yormak bizi olumsuz anlamda etkiler. Bunun yanında oluşabilecek hasarların normal hâle dönmesi için daha fazla zamana ve özveriye ihtiyaç olacaktır.




Sahip olduğumuz vücudun tüm hayatımız boyunca dengeli beslenmeye ve hareket etmeye ihtiyacı vardır. Tabii ki zaman zaman birçoğumuzun vücut yapılarında değişiklikler olabilir. Önemli olan bu değişikliğin uzun soluklu devamı getirmiyor olmamız. Rahatsız eden kiloların üzerine daha fazla kilo ekleyerek yaşamaya devam edip, yazın yaklaşmasıyla strese girmek yerine, zamanında müdahale etmek gerekir. Kışın ve yazın sahip olunan kilo farkının çok olması zaten ortada bir yanlışın olduğunu gösteriyor. Ayrıca sürekli olarak vücudun değişken durumunun yaratmış olduğu stresle başa çıkmak da yorucu olsa gerek. Bunu sürekli olarak yaşamak yerine, sağlıklı bir vücuda sahip olup bunu mümkün olduğunca koruyabilmek gerekir, en önemli şey budur. Bir de bence burada abartılan bir durum söz konusu. Kişinin kendini biliyor olması gerekir ki, ortalama bir vücut yapısında kalabilsin. Sadece başkası yapıyor diye yapılan bir diyet programı, egzersiz süresi, şiddeti, türü... Bunların yapılmaması gerekiyor. Her beden, her işlevi ile kendine özeldir. Doğal olarak herkesin kendisine uygun olan şeyleri yapması gerekir. Bu bahsettiğimiz her konuda böyle olmalıdır! Spora artan ilgi doğru süreçlerle ilerlediğinde asıl hedefe ulaşılabilir. Günlük yaşamda ufak değişiklikler yapmak bu sürece yardımcı olacaktır. Yaşam stilimiz sağlıklı bir bedene sahip olmak ve bunu koruyabilmek anlayışıyla devam etmelidir.




25 İngiliz hekimin The Independent gazetesinde yayınlanan sağlık ipuçları listesinde,
-Egzersizi ihmal etmeyin. Günde bir kilometre yürüyüş ya da haftada üç kez hafif egzersiz kalp hastalığı riskini düşürüyor.

-Kepekli ürünler kanserden korur. Haftada dört kez kepek içeren ekmek, makarna ya da kabuklu pirinç tüketmek kanser riskini yüzde 40 azaltıyor.

-Sebze meyveyi eksik etmeyin. Özellikle domates, kırmızı üzüm, brokoli yiyenlerde kalp krizi, kanser ve şeker hastalığı riski düşüyor.




-Ayaküstü yemekten vazgeçin. Hamburger, patates kızartması vs. gibi yiyecekleri tüketmeden önce kalp hastalıklarının üçte birinin bu yiyecekler yüzünden ortaya çıktığını hatırlayın ve fast-food'dan vazgeçin.

-Çalışma bel ağrısına iyi gelir. Araştırmalar bel ağrısı çekenlerin yatmak yerine normal aktivitelerine devam ettiğinde daha çabuk iyileştiğini gösteriyor. Fazla zorlamamak koşuluyla hareket etmek, belinize yatmaktan daha iyi geliyor.

-Sofrada balık olsun. Düzenli olarak balık yemek kalp riskini azaltıyor. Ayrıca balıkta bulunan yağlar bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor.
-Tuzu azaltın. "Fazla tuz felce ve kalp hastalıklarına davetiye çıkarır" diyen uzmanlar, günde 5 gramdan fazla tuz tüketilmesini sakıncalı buluyor.





-Araştırmalar günde iki fincan kahvenin kolon kanser riskini yüzde 25, safra kesesinde taş riskini yüzde 45 azalttığını gösteriyor. Ancak kahvenin çok fazla tüketilmesi yüksek tansiyona neden olabiliyor.

-Tok diyetler faydasız. "Haftada üç kilo" vermeyi vaat eden diyetlerden uzak durun. Kilo vermek istiyorsanız bunu hafta hafta değil, uzun vadede yapmaya çalışın.

-Aşırı kiloya dikkat!.. Yeni bir araştırmaya göre, kilolu insanların aldıkları her yeni kilo ömürlerini 20 hafta kısaltıyor. Fazla kiloları vermek kalp, kanser, eklem iltihabı hastalıklarından koruyor.
-Selenyuma ihtiyacınız var! Kansere karşı doğal bir koruyucu olan selenyum fındık, fıstık, balık, tahıl gibi ürünlerde bol miktarda bulunuyor. Her gün selenyum alanlarda kanser riski yüzde 37 azalıyor.




-Kolesterolü düşürün. Egzersiz yapmak ve yağı, tuzu azaltmak kolesterolü düşürüyor. Bu da kalp krizi ve felçten korunmanızı sağlıyor.

-Rahatlamayı öğrenin. Sosyalleşerek, hobi edinerek rahatlamak ruh sağlığına iyi geliyor. Ayrıca haftada üç kez rahatlatıcı egzersiz yapmak stres ve depresyonu önlüyor.

-Sağlık için şarkı söyleyin! Doktorlar şarkı söylemenin ruh ve beden sağlığına iyi geldiğini belirtiyor. Şarkı söylemek rahatlatıyor, nefes egzersizi yerine geçiyor, depresyona iyi geliyor hatta ömrü uzatıyor. Mırıldanarak şarkı söylemek de sinüsleri açıyor, sinüziti önlüyor.

-Uykusuz kalmayın. Uyku bağışıklık sisteminin iyi çalışmasında etkili oluyor. Yetersiz uyku konsantrasyon eksikliğine yol açıyor.




-Su içmeyi ihmal etmeyin. Günde beş bardak su içen kişilerde kolon kanseri riski yüzde 50 azalıyor.



Arzu Demirci

01.03.2019


Yorumlar

Yorum Yap

500