Egzersizin Bağışıklık Sistemine Etkisi

01 February 2020
Arzu DEMİRCİ

Arzu Demirci, 1986 İzmir doğumludur. Eski profesyonel atlet olan Demirci, Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği 2011 mezunudur. 2008'de personal trainer olarak eğitmenliğe başlamış ve hala profesyonel olarak spor eğitmenliğine devam etmektedir. Aynı zamanda aktif olarak çeşitli projelerde yer almaktadır.

Egzersizin Bağışıklık Sistemine Etkisi

  • 01 February 2020
  • 1517 Görüntülenme
  • YORUM

Soğuk geçen kış aylarında kendimizi ne kadar hastalıklardan korumaya çalışırsak çalışalım hastalıklar etrafımızda bu kadar yaygınken, hastalanmamak zorlaşan bir durum hâline geldi. Vücudunuzun bağışıklık sistemi ne kadar kuvvetli ise etrafta yaygın olan hastalıklara da o kadar direncimiz oluşur. Yapılan çalışmalar ve günlük yaşamdan örnekler zaten bunu kanıtlar durumda. Spor yapan kişilerin yapmayanlara nazaran daha az hastalandıkları ve hastalıkları daha rahat atlatabildikleri bilinir. Spor ve Bilim insanı Doç. Dr. Ali Güreş, bu konu hakkında şöyle demektedir:

“Düzenli egzersizin bağışıklık sistemi üzerine etkileri kişinin sağlık durumuna, tedavi görüp görmediğine ve egzersizin yoğunluğuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Egzersiz ve immünoloji alanındaki hızlı gelişmeler spor bilimi, tıp, immünoloji, fizyoloji ve davranış bilimlerinde görevli bilim adamlarının ilgilerini çekmiştir. Spora bağlı immün cevap konusundaki ilgi birçok sebepten dolayı oluşmuştur.

Birincisi; antrenörler ve kulüp hekimlerinin, antrenman ve müsabaka esnasında sporcularını sağlıklı bir şekilde tutma istemeleridir. İkinci olarak egzersiz ve bağışıklık konusuna ilgi, toplumun sağlıklı gelişim amacıyla doğan ilgiden de kaynaklanır.

Yapılan araştırmalarda orta şiddetteki egzersizler genellikle bağışıklık sistemi açısından faydalı olduğu immunglobulinler %20 oranında artırdığı tespit edilmiştir. Bazı bilim çevrelerine göre egzersizle T lenfositlerin sayısı ve alt tiplerinin oranı değişmez, bazılarına göre T lenfositler artar, yardımcı T hücrelerin baskılayıcı T hücrelere oranı azalır. Aktif kişilerde istirahatteki doğal öldürücü hücre aktivitesinin daha fazla olduğu ileri sürülmektedir. Çok yoğun egzersizler ise zararlı olabilir; doğal öldürücü hücrelerin sayısı azalabilir.

Düzenli orta düzeyde yapılan egzersizlerin kalp hastalığı, şişmanlık, insüline bağlı olmayan diyabet, yüksek tansiyon, inme, kan yağlarının yüksekliği, obezite, osteoporoz, osteoartrit, depresyon, bazı kanserler, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, safra taşı ve safra kesesi hastalığı gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde, ayrıca vücut ağırlığının kontrolü ve organizmanın strese karşı direncini artırmada önemli rol oynadığı ispatlanmıştır. Araştırmacılar şimdi çalışmalarını yaşam tarzına bağlı etken taşıyan hastalıklar (kanser gibi) üzerine yoğunlaştırmışlardır ve düzenli egzersiz yapan kişilerin daha düşük kanser insidansların rastlandığına dair tahminler vardır.

Egzersiz, kanser ve AIDS gibi, belirli hastalıklarda ek tedavi olarak reçete edilmeye başlanılmıştır. Kanser ve AIDS de bağışıklık sisteminin, hastalıkla doğrudan ilgili olması nedeniyle bilim adamları hastalık gelişimi üzerine etkilerini öğrenebilmek için yüklenmeye bağlı immün cevabı araştırmaktadırlar. Yaşam tarzı faktörleri, immün sistemi güçlendirmek ya da zayıflatmak yönünden etkileşebilir. Diyet, stres ve fiziksel aktivite bu faktörleri oluşturur. Yetersiz beslenme ve uygun besinlerin eksikliği immün sistemi zayıflatabilir. Şayet yaşlı ve yalnız yaşıyor iseniz, yalnız yemek yiyorsanız diyetinizde meyve ve sebzeler dengeli olarak yer almalıdır.

Vitamin veya bazı minerallerin aşırı alımı, grip ya da soğuk algınlığına karşı koruyucu etkiye sahip olduğu kesin olarak kanıtlanmış değildir. Ancak, soğuk algınlığı esnasında vit-C alımının hastalığın şiddetini azaltabileceği ya da gidişatını kısaltabileceği konusunda bazı kanıtlar vardır.

Amerikan Hükümeti'nin toplum sağlığını ilerletmek amacıyla yaptığı önerilerde, orta düzeyde zorluk derecesinde haftada en az 2.5-3 saat, ağır zorluk derecesinde haftada 1 saat 15 dakika egzersiz yapılmasını uygun görüyor. Aerobik aktivitelerin (yürüme, koşu, bisiklet, yüzme) en az 10 dakika sürmesi gerekir ve hafta boyunca yapılmaları gerekir.

Daha fazla fayda elde etmek için bu sürelerin ikiye katlanmaları gerekir. Haftada en az iki egzersiz vücudun büyük kas grupları için ağırlık egzersiz yapılmalıdır. Orta yoğunluk düzeyi egzersizlere örnekler klasik danslar, düz zeminde bisiklet sürmek, kano sporu, bahçede çalışmak, çiftler tenis, hızlı yürüyüş, su içi aerobik olabilir. Zor yoğunluk düzeyi egzersizlere örnekler 16 km/saatten daha hızlı bisiklet sürmek, ağır bahçe işleri, tekler tenis, ip atlamak, hızlı yüzme, yokuş yukarı yürüme ve koşu olabilir. Bu önerilerin hükümetler düzeyinde yapılması önemlidir. Çünkü, Amerika'da hekimlerin sadece %40'ı hastalarıyla egzersizin önemi konusunda konuşmaktadır. Buna zaman ayıranların da egzersiz konusunda öneride bulunmadıkları bilinmektedir. Kısacası egzersiz vücudunuzun ilacıdır”.

Kaynaklar:*Jumpupto: a b Schulz TJ, Zarse K, Voigt A, Urban N, Birringer M, Ristow M (2007). "GlucoserestrictionextendsCaenorhabditiselegans life spanbyinducingmitochondrialrespirationandincreasingoxidativestress". Cell Metab. 6 (4): 280–93. doi:10.1016/j.cmet.2007.08.011. PMID 17908557.* "Reuters" article on Ristow’sfindings on thepositive role of oxidativestress**Akgün N: Egzersiz ve Spor Fizyolojisi. 5. baskı, Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova/İzmir, 1994.**Gökbel H. Egzersiz Fizyolojisi, içinde: Tıbbi Rehabilitasyon. 2. Baskı, Editörler Oğuz H, Dursun E, Dursun N. Nobel Tıp Krtabevleri, istanbul, 2004.***McArdle WD, Katch Fİ, Katch WL: ExercisePhysiology: Energy, Nutrition, and Human Performance. 6th ed.,Lippincott Williams andVJilkins, Baltimore, 2007.****VVarburton DER, Nicol CW, Bredin SSD. Healthbenefits of physicalactivity: Theevidence. CMAJ 2006;174:801-809.aydındenge.com.

 

Arzu Demirci


Yorumlar

Yorum Yap

500