Türkiye İktisat Kongresi

29 February 2016
Ahmet GÜREL

1950 yılında Ankara'da doğan inşaat mühendisi Ahmet Gürel, Türkiye'nin en zengin Atatürk arşivlerinden birine sahiptir. Gürel 1997'den günümüze 15 ayrı konu başlıklı 300'e yakın Atatürk fotoğrafları sergisi açmıştır.Gürel'in üçü Atatürk albümü olmak üzere; 14 kitabı, 6'sı Kıbrıs temalı 15 belgeseli vardır. Gürel 2012 - 2017 arasında İTK Uşakizade Köşkü Müdürlüğü'nü yapmıştır.

Türkiye İktisat Kongresi

  • 29 February 2016
  • 1024 Görüntülenme
  • YORUM

 

 

Türkiye İktisat Kongresi

İlkler şehri olan İzmir; ilk kurşundan sonra son kurşunun da atıldığı bir kenttir. 17 Şubat 1923 günü başlayan ve 4 Mart 1923 gününe kadar devam eden, yine Türkiye’nin bir ilki olan “Türkiye İktisat Kongresi”, İzmir’de Hamparsumyan’a ait incir işleme deposunda gerçekleşmiştir. Günümüzde “İzmir İktisat Kongresi” adıyla da anılan kongrenin, “Kurtuluş Savaşı”nın bitişinden 5 ay sonra ve Lozan görüşmelerinin devam ettiği günlerde neden yapılması gerektiğini inceleyelim. 

20 Kasım 1922 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde başlayan barış görüşmelerinin nasıl gerçekleştiğini ve orada tüm dünyaya karşı ne mücadelelerin verildiğini anımsayalım. Lozan’daki görüşmelerde kapitülasyonların kalkmasını devamlı isteyen, Türkiye Baş delegesi İsmet Paşa’ya Lord Curzon şöyle yanıt vermiştir:

“Siz medeni devletlerin hukuk sistemine sahip değilsiniz, o halde Adli Kapitülasyonlar kalmalı. Sizle bir iktisadi anlaşma yaptığımız zaman, sizin bir iktisat kanununuz yok, mecelle (fıkıhtan yeni hayata uygulanmış medeni kanun bölümleri) ile bu iş yürümez.”

Lozan Antlaşması’nın çıkmaza girme aşamasına geldiğinde Lord Curzon’un:

Türkiye’nin imza edeceği en iyi antlaşma budur. Eğer imza etmezse, Türkiye düşünsün! Asya’nın görünmez derinliklerinde kaybolur!” sözlerine karşılık, İsmet Paşa kararlı bir şekilde mağrur Curzon’a şu karşılığı vermiştir:

“Memleketi esirliğe mahkûm eden bir belgeye imza koyamam.”

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın aşağıdaki söylemlerinden, Türk tarafının “kapitülasyon ve esirlik” konusundaki kararlılığını bir kez daha göreceğiz:             

“Kapitülasyonlar bir devleti mutlaka bitirir. Osmanlı ve Hindistan Türk-İslam imparatorlukları bunun kanıtıdır.   

Kapitülasyonların Türk milleti için ne derece nefret edilecek bir şey olduğunu size anlatamam. Bunları başka biçim ve adlar altında gizleyerek, bize kabul ettirmede başarılı olacağını hayal edenler aldanıyorlardır. Çünkü Türkler, kapitülasyonun devamının kendilerini pek az zamanda ölüme sürükleyeceğini anlamışlardır. Türkiye esir olarak mahvolmaktansa, son nefesine kadar mücadeleye ve savaşmaya karar vermiştir.”

Kazandığı zaferleri Lozan’a tescil ettirmeye gelen Türk heyetinin kararlı tutumu, Lozan görüşmelerinin 4 Şubat 1923 tarihinde kesilmesine neden olmuştur. 23 Nisan 1923 tarihinde tekrar başlayacak olan Lozan görüşmelerine kadar, “Türkiye İktisat Kongre”sinde alınan Yeni Türkiye’nin iktisadi politikasını belirleyecek kararları izleyelim. Kongreye tüccar, sanayici, işçi ve çiftçi kesiminden seçilen 1135 delege katılmış ve kadınlar da bu kongrede temsil edilmiştir. Kongrenin organizasyonu İktisat Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt) Bey’in sorumluluğunda yürütülmüştür. Kongre Divan Başkanlığına, toplantıya Manisa temsilcisi olarak katılan, Kazım (Karabekir) Paşa seçilmiştir.

TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa “Türkiye İktisat Kongre”sine eşi Latife Hanım’la birlikte gelerek, tarihi bir konuşmayla çalışmaları başlatmıştır. Konuşmasında; verilen Milli Mücadele’den sonra Yeni Türkiye’nin iktisat mücadelesinin kazanılması ve milli ekonominin temelinin atılması konusunu ele almıştır. Gazi Mustafa Kemal’in kongrede, bugün içinde geçerli olan iktisat konusunda söylediklerinden bir bölümü anımsayalım;  

“Bir ulusun doğrudan doğruya hayatı ile ilgili olan, o ulusun iktisadıdır. Tarihin ve deneylerin yoğunlaştırdığı bu gerçek bizim ulusal hayatımızda ve ulusal tarihimizde tamamen belirmiştir. Gerçekten Türk tarihi incelenirse yükseliş, çöküş nedenlerinin iktisat sorunlarından başka bir şey olmadığı derhal anlaşılır. Tarihimizi dolduran zaferlerin yahut bozgunların tümü iktisat durumumuzla bağlantılı ve ilişkilidir. Yeni Türkiye’mizi layık olduğu yüksek düzeye ulaştırabilmek için iktisadımıza birinci derecede ve en çok önem vermek zorundayız. Zamanımız tamamen bir iktisat döneminden başka bir şey değildir.”

Türkiye İktisat Kongresi’nin bitişinde açıklanan Ekonomik And (Misak-ı İktisadi) yurdun her yanında okunmuş, dükkânların ve evlerin uygun yerlerine asılmıştır. Haberlerde okunan, basılan her kitabın ilk sayfasında yer alan Ekonomik And, ekonomik bağımsızlığın temeli olan esasları da belirlemiş oluyordu. Türkiye İktisat Kongresi’nin bitiminde yapılan Ekonomik And açıklamasıyla, Batılı devletleri 4 Şubat’ta ara verilen Lozan Barış Görüşmelerinin 23 Nisan’da yeniden başlayacağını bildirmeleri gecikmemiştir. Lozan Barış Antlaşması 24 Temmuz 1923 günü imzalanmış ve 28’nci madde hükmüne göre, kapitülasyonlar kaldırılmıştır.

Emperyalist ülkelere karşı tüm Anadolu’nun kanı ve canı pahasına verdiği mücadeleyle kazandığı “Kurtuluş Savaşı”ndan sonra, bu kez de kuruluş mücadelesi olarak, iktisadi savaşın kazanılması hedeflenmiştir. Türkiye İktisat Kongresi’nde alınan Yeni Türkiye’nin iktisadi kararları, duran ve kilitlenen Lozan Barış görüşmelerinde Türkiye’nin önünü nasıl açtığını bir kez daha görmüş olduk.

 

Ahmet Gürel

11.11.2016


Yorumlar

Yorum Yap

500