Denizler ve Hüzün

30 November 2017
Ahmet GÜREL

1950 yılında Ankara'da doğan inşaat mühendisi Ahmet Gürel, Türkiye'nin en zengin Atatürk arşivlerinden birine sahiptir. Gürel 1997'den günümüze 15 ayrı konu başlıklı 300'e yakın Atatürk fotoğrafları sergisi açmıştır.Gürel'in üçü Atatürk albümü olmak üzere; 14 kitabı, 6'sı Kıbrıs temalı 15 belgeseli vardır. Gürel 2012 - 2017 arasında İTK Uşakizade Köşkü Müdürlüğü'nü yapmıştır.

Denizler ve Hüzün

  • 30 November 2017
  • 1127 Görüntülenme
  • YORUM



Denizler ve Hüzün


2010 yılından itibaren başkanlığını yaptığım İzmir Platformu'nun (www.izmirplatformu.com) ana uğraşısı; “İzmir İlinin Naylon Poşetten Kurtarılması Projesi” olmuştur. Türklerin geleneksel gıda taşıma aracı olan kesekağıdı ve file, 1955 yılından itibaren terk edilerek yerini naylon poşete bırakmıştır. Ülkemizde, önce şehirler bu yeni icat naylon ile tanışmış ve çöplükler onlarla dolmuştur. Doğa harikası, el değmemiş köylerimizi ve dağlarımızı keşfeden gezginler, oralarda kendilerinden önce gezenlerin atıklarıyla karşılaşmışlardır.
 

Köylülerimiz senelerdir “akan su kir tutmaz” deyişi ile çöplerini yakınlarındaki derelere atarken, akan dere yok edemediği naylon poşetleri aşağılardaki su havzalarına taşımıştır. Nehirlerle beslenen göllerimiz bu yeni icadın toplanma yeri olmuştur. Doğrudan denizlere açılan dere ve nehirler; taşıdıkları naylon atıkları deniz diplerinde ve yüzeyinde toplayarak, ülkemizin önce görsel güzelliğini, sonra da habitat dengesini bozmuştur. “Akan su kir tutmaz” diyerek, yukarı havza su kaynaklarına attıklarımızı, bir müddet sonra; “kendim ettim, kendim buldum” diyerek göl ve denizlerde buluruz. Sebep olduğumuz bu kirlilik bizi geri dönüşü olmayan bir noktaya getirmiştir.
 

Üç tarafı denizlerle çevrili ve 8.333 km. kıyıya sahip olan ülkemizin balıkçıları, ağlarına takılan naylonlardan şikâyetçi olurken, yakaladıkları balıkların midelerinde de naylon parçaları üzülerek görmektedirler. Deniz hayvanlarının yaşadıklarının yanı sıra karada yaşayan hayvanların yaşamlarını da tehdit eden naylon poşetin, onların hastalanmalarına ve ölümlerine neden olduğu da ayrı bir gerçektir.






 

25 yıl boyunca Devlet Su İşleri’nde mühendis olarak çalışırken, buna benzer birçok olay yaşamışımdır. Baraj göllerinde yüzen yataklar, buzdolapları görmüş ve daha sonra onların baraj ızgaralarını, vanalarını tıkadığına şahit olmuşumdur. Devletin ve mahalli idarelerinin uyarı ve yaptırım görevlerini yapmadıkları sürece, bu kirliliği her yerde görmemiz kaçınılmazdır.
 

 

Karada 800 yıl, denizde 400 yılda yok olduğu tahmin edilen naylon poşetin sadece %1’i geri dönüştürülürken, %99’u da doğada serbest kalmaktadır.
 

 

Dünya’da her yıl, 500 milyar ile 1 trilyon arasında naylon poşet kullanıldığı tahmin edilirken, ABD’de 380 milyar poşet kullanılmaktadır. Ülkemizde ise yılda 5 milyar adet naylon poşet kullanılmakta olduğu tahmin edilmektedir. Dünya’yı cehenneme çeviren naylon poşet artıklarının sorununu geç de olsa anlayan ülkeler, bu konuda çeşitli önlem almış ve almaya devam etmektedirler. Dünya üzerinde “Naylon Poşet” zararları konusunda neler yapıldığına bir bakalım:


 

ABD’de San Francisco ve New York ile Los Angeles’ın Kent Konseyleri “Naylon Poşet” yasaklama kararı almışlardır. İsviçre, İsveç, Norveç, Almanya ve Hollanda, İngiltere ve İrlanda, Fransa ve İtalya alışverişlerde sadece doğada çözünebilen, kumaştan ya da kâğıttan torbalar kullanmaya başlamışlardır.


 

İzmir İli içinde “Naylon Poşet” kullanımını ilçelerinde yasaklayan öncü belediyeler, çevreci, doğada çözünür olduğu iddia edilen yeni naylon poşetleri teşvik etmeye başladılar. Ancak bu poşetler, toprağa kimyasal madde yayan, tüketiciyi kandıran tekellerin bir oyunu olduğunu belirtmemiz gerekiyor.


 

2011 yılında, Çevre Mühendisleri Odası ile İzmir Platformu olarak birlikte hazırladığımız, “İzmir İlini Naylon Poşetten Kurtarılması Projesi”ni, İzmir Valiliği Mahalli Çevre Kurulu, ilgili kurumlar önünde sunum yapmaya çağrılmıştı. Komisyonda, ne konuşturulduk ne de sunum yaptırdılar. Raporumuzu incelenmeden komisyona havale edildi ve projemiz bir daha komisyondan çıkamadı. İzmir’in kaderi 3-5 naylon poşet üreticisinin elinde olmamalıydı. Avuç avuç, bilinçsizce tüketilen naylon poşet, geri dönüşü olmayan zararlara devam etmeden, kağıt torba ve fileye dönülmelidir diyoruz.
 

 

Aralık 2007 tarihinde çıkan bir haberde, Naylon poşet zararı konusunda, İzmir Balıklıova'da kurulu bulunan balık çiftliklerinin, denize attıkları naylon poşetlerin Caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının ölümüne yol açtığı iddia edildi. Yarımada Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Ümit Bora, yaptığı yazılı açıklamada, Balıklıova köyü sahilinde 2 caretta caretta deniz kaplumbağasının geçen hafta içerisinde ölü bulunduğunu bildirdi.


 

Ölüm olayının araştırılması için Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Su Ürünleri Fakültesi'ne başvurulduğunu ifade eden Bora, fakülte öğretim görevlilerinin, deniz kaplumbağalarının denize atılan naylon poşetleri deniz anası sanarak yemeleri sonucu öldüğünü ve İzmir Körfezi'nde 8 yıl içerisinde 290 adet caretta caretta deniz kaplumbağasının bu şekilde yaşamını yitirdiğini ifade ettiklerini belirtti. Bora, deniz kaplumbağalarının ölümüne yol açan naylon poşetlerin, bölgede faaliyet gösteren balık çiftlikleri tarafından atıldığını ileri sürdü.
 

Bu konuda iyimser bir haber ile bu ayki makalemi bitiriyorum. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Mustafa Altunbilek, düzenlediği basın toplantısında; naylon poşet kullanımının 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren marketlerde ve giyim, ayakkabı gibi tüm mağazalarda yasaklanacağını dile getiren Altunbilek, bu konuda kısa süre önce ilgili müsteşarı ziyaret ettiklerini ve son gelişmeleri değerlendirdiklerini söyledi.
 

Altunbilek, “Alışverişlerde müşterilerimizi file, bez torba kullanımına yönlendireceğiz. Geçiş sürecinde karton veya bez alışveriş torbası hediye edeceğiz. Avrupa'da yasak olduğu için müşteriler alışverişe gelirken alacakları ürünleri koyacakları file veya kaplarla geliyor.” diye konuştu.



 

Ahmet Gürel

01.12.2017


Yorumlar

Yorum Yap

500