1950 yılında Ankara'da doğan inşaat mühendisi Ahmet Gürel, Türkiye'nin en zengin Atatürk arşivlerinden birine sahiptir. Gürel 1997'den günümüze 15 ayrı konu başlıklı 300'e yakın Atatürk fotoğrafları sergisi açmıştır.Gürel'in üçü Atatürk albümü olmak üzere; 14 kitabı, 6'sı Kıbrıs temalı 15 belgeseli vardır. Gürel 2012 - 2017 arasında İTK Uşakizade Köşkü Müdürlüğü'nü yapmıştır.
Atatürk ve Venizelos
“Türkiye-Yunanistan Ticaret Antlaşması”
Ekim ayında Girit adasına yaptığım geziyi, Ege Life’ın son sayısında sizlerle paylaşmıştım. Girit’in Hanya şehrinin bir köyünde doğan Eleftherios Venizelos’un, Girit Adası’nın Yunanistan’a katılmasını amaçlayan isyanların önderliğini yaptığını ve 1911 yılında Yunanistan’a başbakan olduğunu, Girit’in Yunanistan’a bağlanmasını sağladığını, yazmıştım. Yunan Başbakanı Venizelos, İtilaf Devletleri’nin desteğini aldıktan sonra 15 Mayıs 1919 tarihinde, Yunan kuvvetlerine İzmir’i işgal ettirdiğini ve 1212 gün İzmir’e kanlı ve unutulmaz günler yaşattığını, belirtmiştim.
Tarih 27 Ekim 1930, her iki ülke arasında Anadolu’da meydana gelen ölüm-kalım savaşı biteli henüz sekiz yıl olmuştu. Yunan Başbakanı Venizelos, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın daveti üzerine Türkiye’ye gelmişti. Gazi, eski düşmanı, konuk Yunan Başbakanı Venizelos’a şöyle hitap eder:
“Geçmişimizde kalan kötü olaylar bir daha tekrarlanmayacaktır.”
30 Ekim 1930 günü, Ankara’da taraflarca “Türkiye-Yunanistan Ticaret Antlaşması” imzalanır. Bu protokolde şunlar yazılıdır:
Protokol
Bugün imza edilen “Dostluk ve Hakemlik Antlaşması”nın yapılmasını gerektiren ilkelerden esinlenen ve deniz silâhları için harcamaların boş yere artırılmasının önüne geçmek ve her birinin özel koşullarını göz önünde bulundurarak birbirlerinin kuvvetlerini koşut biçimde sınırlandırmak yolunda birlikte ilerlemek isteyen bu anlaşmayı imzalayan yüksek taraflar, deniz silâhları yarışının her iki tarafça, içtenlikle ve dostça bir görüş ve bilgi alışverişi yapılarak, önünü alabilmek olanağını her iki hükümete vermek üzere, 6 ay öncesinden, öteki tarafa haber vermeden hiçbir savaş gemisinin ya da silahlarının ısmarlanmasına, edinilmesine ya da yapımına girişmemeği yükümlenirler.
Ankara, 30 Ekim 1930.
İsmet E. K. Venizelos
Dr. Tevfik Rüştü A. Michalakopoulos
1931 yılında, Yunanistan’a ziyarete giden Başbakan İsmet Paşa, Yunanlılarca stadyumlarda karşılanmıştır.
12 Ocak 1934 günü, Yunanistan Eski Başbakanı Eleftherios Venizelos, kendisini askeri ve diplomatik alanda yenilgi üstüne yenilgiye uğratan Türkiye Cumhurbaşkanı Atatürk’ü ‘Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermiştir. Yunan Başbakanı Venizelos’un Nobel Ödül Merkezi’ne yazdığı adaylık teklifine bir göz atalım:
“Nobel Barış Ödülü Komitesi’nin Sayın Başkanı Oslo-Norveç
…Mustafa Kemal Paşa’nın ulusal hareketinin düşmanlara karşı 1922 yılındaki zaferinden sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, gelecekteki barış için yeni ve korkulu tehlikeler ortaya çıkaracak, bu hoşgörüden yoksun ve yerleşmemiş bu duruma kesin biçimde son vermiştir.
…Hak ve din kavramlarının karıştırıldığı teokratik bir rejim altında çökmekte olan bir imparatorluğun yerini ulusal, çağdaş, canlılık ve hayat dolu bir devlet almıştır. Büyük reformcu Mustafa Kemal Paşa’nın itici gücüyle, sultanların mutlakıyet rejimi kaldırılmış ve devlet açıkça laik olmuştur.
…Düşmanlık içinde geçen uzun yüzyıllar boyunca Türkiye ile kanlı savaşları sürdürmüş biz Yunanlılar, eski Osmanlı İmparatorluğunun yerini alan bu ülkedeki köklü değişikliğin etkilerini ilk olarak duyabilme fırsatını elde ettik. Küçük Asya felaketinin hemen ertesinde, savaştan bir ulusal devlet olarak çıkmış ve yeniden sağlığına kavuşmuş Türkiye ile anlaşma olanağını görerek, ona elimizi uzattık ve o da bunu içtenlikle kabul etti ve sıktı. Barış isteğini besledikleri takdirde, en tehlikeli anlaşmazlıkların ayırdığı halklar arasında anlaşma olanağı için bir örnek oluşturacak bu yakınlaşmadan, iki ülke için olduğu kadar, Yakındoğu’da barış düzeninin korunması için de yalnızca olumlu sonuçlar ortaya çıkmıştır. İşte; barış sorununa bu değerli katkıyı sağlayan kişi, Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Mustafa Kemal Paşa’dır.
Yakın Doğu’da barış yolunda yeni bir çağ açan Yunan-Türk anlaşmasının imzalandığı dönemde, 1930 yılındaki Yunan Hükümetinin başkanı sıfatıyla, şimdi Nobel Barış Ödülü Komitesinin seçkin üyeleri önünde, Mustafa Kemal Paşa’nın adaylığını, bu onur ödülüne layık olarak önermekten şeref duymaktayım.
En derin saygılarımın kabulünü rica ederim, Sayın Başkan.”
12 Ocak 1934
Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis, “Venizelos ve 1928–1932 yıllarında Dış İlişkiler” adlı doktora çalışması yapmıştır. Yunan Profesör Liakos, Karamanlis’in ABD’nin Tufs Üniversitesi’nde yaptığı doktorasından aldığı bazı alıntıları ‘To Vima’ gazetesinde şöyle yayınlamıştır:
“…1923 Lozan Antlaşması ve halkların mübadelesi Türk-Yunan birlikteliğinin temellerini oluşturuyordu. …Yunanlı önder Eleftherios Venizelos dönemin Türk Başbakanı İsmet Paşa’ya ilettiği mektubunda Türk-Yunan dostluğu için çalışacağını yazıyordu. Böyle bir dostluğun imkânsızlığına inananlar bile Türk-Yunan dostluğunun kurulmasını hiç kimse tarafından engelleyemeyeceğinin bilincine varıyordu.
...Venizelos, attığı bu adımlarla son derece cesur bir siyasetçi olduğunu göstermiştir. Halk mübadelesiyle Yunanistan’a gelenlerin ezici bir çoğunluğu Venizelos’u destekliyordu. Venizelos, savaşın yaraları henüz taze iken Türkiye ile başlattığı dostluk ilişkilerinin garipseneceğini de biliyordu. Savaş kâbusu hala belleklerdeyken ve bir sonraki seçimlerde bunun faturasını ağır ödeyeceğini de bildiği halde Türkiye’ye karşı izlediği dostluk siyasetinden hiçbir zaman yılmadı.”
Atatürk ve Venizelos’un 1930’lu yıllarda iki ülke adına sağladıkları barış, ne yazık ki günümüzde unutulup bir yana bırakılmıştır. Atatürk’ün, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” özleminden uzaklaşmanın ana sebebi olarak, 6–7 Eylül 1955 tarihinde çıkan olayları gösterebiliriz.
Türk-Yunan aydınlarına düşen görev; Türk-Yunan dostluğunu Atatürk ve Venizelos’un getirdiği eski seviyeye getirmeye çalışmak olmalıdır.
Ahmet Gürel
01.01.2019