1950 yılında Ankara'da doğan inşaat mühendisi Ahmet Gürel, Türkiye'nin en zengin Atatürk arşivlerinden birine sahiptir. Gürel 1997'den günümüze 15 ayrı konu başlıklı 300'e yakın Atatürk fotoğrafları sergisi açmıştır.Gürel'in üçü Atatürk albümü olmak üzere; 14 kitabı, 6'sı Kıbrıs temalı 15 belgeseli vardır. Gürel 2012 - 2017 arasında İTK Uşakizade Köşkü Müdürlüğü'nü yapmıştır.
Atatürk’ün Latife Hanım ile Evliliğinin 93. Yıl dönümü
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Milli Mücadele’yi kazandıktan sonra Latife Hanım’la evlendiğini belirten Enver Behnan Şapolyo, bu konuda şunları söylemektedir.
“Hâlbuki kendisi daima bekâr kalacağını söylerdi. Bunu bilen bir milletvekili arkadaşı ona şu soruyu sordu:
‘Paşam, bekârlık sultanlık derdiniz. Fakat niçin evlendiniz?’ Mustafa Kemal:
‘Bundan sonra birçok devrimler yapacağız. Bunlar arasında kıyafet devrimi de olacaktır. Kadınlarımızın çarşafını atacağız. Kızlarımızın güzelliği meydana çıkacaktır. Bu güzel yüzlü millete kara çarşaf ve peçe yakışmaz. Ben herkesin karısının ve kızının başını açarken, onlar diyecekler ki, ‘Kendisi bekâr, herkesin çarşafını çıkarttı. Bunu dedirtmemek için evlendim’ diye cevap verdi.”
29 Ocak 2016 günü, İzmir Göztepe’deki Uşakizade Köşkü’nde Atatürk ile Latife Hanım arasında gerçekleşen nikâhın 93. yılını anacağız. Gerçekleşen bu nikâhı, davetlilerden Naşit Hakkı Uluğ’un kaleminden izleyelim:
“…Ses seda kesilmişti, Gazi’nin kadıya hitaben, biraz kısık ve ağırbaşlı sesi duyuldu:
‘Efendi Hazretleri, biz, Latife Hanım’la evlenmeye karar verdik, lütfen gerekli işlemi yapar mısınız?’ Bu sözleri büyük dikkat içinde dinleyen kadı efendi, Latife Hanım’a döndü ve sordu:
‘Hanımefendi, on dirhem gümüş mihri müeccel ve aranızda kararlaştırılan mihri muaccel ile hazır bulunanların önünde Gazi ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?’
‘Kabul ettim’ cevabını alan kadı efendi, bu sefer de Gazi’ye dönerek aynı soruyu sordu, Gazi de:
‘Kabul ettim’ deyince, hayatının en şerefli bir hizmetini başarı ile yaptığına sevinen kadı efendi, cübbesinin kollarını süratle sıvayarak ellerini göğe doğru kaldırdı, yeni evlilerin mutluluk ve sıhhatine ve bu evliliğin vatanımıza hayırlı olması için orada bulunanları duaya davet etti.”
Meclis Başkanlığı Refakat Subayı Mahmut (Soydan) Bey’in TBMM Özel kalemine yazdığı 28 Ocak 1923 tarihli telgrafta şunlar yazar:
“Gazi’nin nüfus teskeresi Göztepe mahallesinde kayıtlı edilerek kendisine takdim edildi. Uşakizade Muammer Bey’in büyük kızı Latife Hanım ile nikâhları adı geçenin Göztepe’deki köşklerinde yarınki pazartesi günü sade bir şekilde kıyılacaktır. Gazi zaten burada misafir bulunmaktadır.”
Gazi’nin, Türk kadının haklarını kararlı bir savunucusu olarak ortaya çıktığını belirten Paul Gentizon, kıyılan nikâhı şöyle yorumlar:
“Gazi, Türk kadını davasının kararlı bir savunucusu olarak ortaya çıktı. O, zayıf yaratık denen bu cinsin cahillikten kurtulmasını, artık erkeklerin koruyuculuğunda kalmamasını, milli çabalarda erkeğe eşit oranda katkıda bulunmasını istedi. Bu konudaki savaşı sadece sözde değil, kişiliğiyle örnek olarak yürüttü. Latife Hanım’la evlenmesi sırasında yapılan resmi törende, Türkiye’de çok eskiden beri uygulanan tüm gelenekleri bir yana ittiği bilinmektedir. Evlenme bir pazartesi günü oldu. Oysa ülkede evlenme törenlerini Perşembe günü yapmak adetti. …Sonra evliliğe rıza sözü olan ‘evet’ sözcüğünü kendisi ve nişanlısıyla hoca önünde ve tanıklar karşısında birlikte bulunarak söylemelerini istedi. Oysa geleneğe göre, bu sırada da birbirini görmemeleri gerekiyordu.”
Lozan’da ele alınan ve eleştirilen konulardan biri de ülkemizde medeni kanunumuzun olmayışı ve “dine dayalı” aile hukuku sisteminin oluşuydu. Lozan görüşmelerinde evlilik sisteminin değiştirileceği sözü verilmişti. Gazi’nin nikâhı, devam eden Lozan Antlaşması için Türk delegesini rahatlatacak bir adım olmuştur.
Gazi’nin kendi nikâhında yaptığı değişikliklerle günümüz nikâhına nasıl yaklaştığını yerli ve yabancı yazarların kalemlerden izledik.
1907 yılında kadın-erkek eşitliğinden bahseden Atatürk, 1926 yılında yürürlüğe giren medeni kanun ile bu özlemini gerçekleştirmiştir. Başbakan 1934 yılında, İsmet İnönü, Türk kadınının ‘Milletvekili Seçilebilme Hakkı’na kavuşabilmesi için verilen tasarıyı sunuş konuşmasında; “Kadına siyasal haklarının tümünü tanımakla, Türkiye’nin ona, eski yetkilerini vermekten başka bir şey yapmadık” demiştir.
Sonuç: Atatürk’ün 27 yıl boyunca, kadınlarımız için adım adım gerçekleştirdiği kazanımlarının en önemli aşaması olan Uşakizade Köşkü’nde kıyılan nikâhıdır. Kadınlarımıza hak ettiği için verilen hak ve kazanımları yine kadınlarımız tarafından korunup kollayacağına inancımla…
Ahmet Gürel
11.11.2016