Atatürk’ün Geçirdiği Hastalıklar

01 November 2019
Ahmet GÜREL

1950 yılında Ankara'da doğan inşaat mühendisi Ahmet Gürel, Türkiye'nin en zengin Atatürk arşivlerinden birine sahiptir. Gürel 1997'den günümüze 15 ayrı konu başlıklı 300'e yakın Atatürk fotoğrafları sergisi açmıştır.Gürel'in üçü Atatürk albümü olmak üzere; 14 kitabı, 6'sı Kıbrıs temalı 15 belgeseli vardır. Gürel 2012 - 2017 arasında İTK Uşakizade Köşkü Müdürlüğü'nü yapmıştır.

Atatürk’ün Geçirdiği Hastalıklar

  • 01 November 2019
  • 3015 Görüntülenme
  • YORUM

Atatürk’ün birçok hastalık geçirdiği bilinmektedir, ancak tedavilerini sonuna kadar yaptırdığı söylenemez. Ya kendi yeterli görür ya da göreve çağrılır. Kahraman komutan, ülkemizin kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün geçirdiği hastalıkları bir bir inceleyelim. Bu konuda referansım; Dr. Eren Akçiçek’tir.

 

Çanakkale Savaşı ve Savaş Sıtması; Atatürk’ün ilk hastalığı, Manastır İdadisi’nde geçirdiği “sıtma”dır. Üç ay verilen rapor ile iyileşir. Çanakkale Savaşları sırasında, tekrar sıtmaya yakalanır, savaş boyunca hem düşman ile hem de “sıtma” ile mücadele eder.

 

Hiç Tedavisi Bitmeyen Böbrek Rahatsızlığı; Çanakkale Savaşı boyunca, sıtmanın yanında “böbrek rahatsızlığı” da çekmiştir. 1917 yılı sonunda Veliaht Vahdettin ile Almanya’ya gider, daha da hasta olarak döner. Hastalığı daha da artan Atatürk, Viyana’ya tedaviye gider. Bristol Oteli’nde kalan Atatürk’ün Cottage Sanatoryumu’nda tedavisi başlar, Karlsbat’da kaplıca tedavisi görür.

Atatürk, Samsun’a çıktığı sırada da böbrek rahatsızlığı çekmektedir. Havza’da kaplıcadan yararlanan Atatürk, ömür boyu bu rahatsızlığı çekmiştir.

Trablusgarp’ta Mustafa Kemal Atatürk'ün Sol Gözünden Yaralanması

1908 yılında Libya'ya gider, savaş sırasında, arkadaşlarının raporundan şu bilgiye rastlarız; “Mustafa Kemal’in yanına vardığımda onun yüzünü tanınmaz bir hâlde buldum. Bir elinde kılıcı vardı, diğer elinde mendili sağ gözünü kapatıyordu. Yaralandığını zannettim. Hayır, yaralı değildi. Fakat harabeler arasında yıkılan bir sütundan fırlayan kireç taşı parçası şiddetle gözüne çarpmıştı.” İşte Atatürk’ün sol gözünün şehla olması bu savaşta geçirdiği kazadandır.

 

Çanakkale’de Cep Saati Parçalanıyor; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale- Conkbayırı’nda savaşırken, kalbine isabet eden şarapnel parçasını şöyle anlatıyor: "10 Ağustos 1915, vurulduğumun duyulması bütün cephelerde panik yaratabilirdi. Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı çarpıştım. Yalnız bu şarapnel vücudumda, kalbimin üzerinde, aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı. Aynı günün gecesinde, yani 10 Ağustos günü, beni mutlak ölümden kurtaran ve parçalanan saatimi ordu komutanı Liman vonSanders Paşa'ya hatıra olarak verdim. Çok şaşırmış, heyecanlanmıştı. Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler. Bu hücumlarda İngilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve Çanakkale'nin geçilemeyeceğini iyice anlamış oldular."

Difteri; Çocukluğunda difteri ve kuş palazı geçirmiştir.

 

Sakarya Savaşı’nda Kaburga Kemiğinin Kırılması; 12 Ağustos 1921'de Polatlı'da attan düşmüş ve üç kaburga kemiğini kırmıştır. Tam olarak iyileşemeden cepheye geri dönmüştür.

 

Kulak Egzaması; Atatürk'ün gençliğinden itibaren kulak egzaması vardı. 1926'da Bursa'da kulak egzaması nüksetti. Bu nedenle ile sık sık kulak iltihabı geçirmiştir.

Kalp Krizi; Atatürk, Cumhuriyet’in ilanını hemen ardından, 11 Kasım 1923 günü, kalp krizi geçirmiştir. Orada bulunan arkadaşları olayı şöyle anlatır; “O günü henüz öğlen yemeği için oturduğu sofradan kalkmamışken apansız gelen sancıyla yüzü kasılan Mustafa Kemal, emir erine güçlükle bunları söyledikten sonra doğrulmaya çalışırken masaya yığılıverdi.

Köşk'te Dr. Refik Saydam vardı. Ardından alelacele Latife Hanım'ın ağrı krizleri için yanına aldığı morfini çantasından çıkarıp, Cumhurbaşkanı’na enjekte etti. 10 dakika sonra kendisini toparlamıştı.

13 Kasım günü, Atatürk köşkün bahçesinde gezerken, bir kez daha kalp krizi geçirmiştir. Dinlenmek için eşi Latife Hanım ile İzmir’e gitmiş ve 53 gün boyunca İzmir’de ama hiç dinlenmemiştir.

Atatürk, 1925 yılında Nutuk'u yazarken kalp krizi geçirmiştir. 1927 yılında da çok çalışmaya bağlı tekrar bir kalp krizi geçirmiştir.

Son Rahatsızlığı Siroz ve Hatay; Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını kaybetmesine neden olan hastalık Siroz'du. Atatürk'ün hastalığının ilk belirtileri 1936 yılında başlamış, 1937 yılında ise sağlık durumunun bozulmuştu. 1938 yılının başlarında ise tam olarak teşhisin konulduğu biliniyor. Hastalığının son dönemlerinde bile devleti en mühim işleri ve siyasetle ilgilendiğini biliniyor.

Bursa kaplıca müdürü Dr. Nihat Reşat Belger'e muayene oldu. Hastalığına ilk teşhis orada konulmuştur. İlginç olan Atatürk'ün verilen perhize tam olarak uymasıydı. Nitekim iki haftada kaşıntıları azaldı, eski neşesini kazandı. Teşhis, karaciğer rahatsızlığına ilave olarak zatürreydi. Atatürk yeniden perhize alındı. Ama biraz kendine gelince Ankara'ya gitmek, Hatay çalışmalarını yönetmek için ayaklandı. "Hatay meselesi kritik safhada. Hastalığım yurt dışında duyulursa fena tesir eder" diyordu. Sonuçta kararından dönmedi, Ankara'ya gitti. Karşılayıcıları onun trenden inerken zorlandığını yakından gördüler. Yolculuk sırasında başlayan burun kanamalarının arkası da artık hiç kesilmeyecekti.

 

Ahmet Gürel


Yorumlar

Yorum Yap

500