Atatürk İlk Defa Ne Zaman Cumhuriyet Kelimesini Ortaya Atmıştır?

30 September 2013
Ahmet GÜREL

1950 yılında Ankara'da doğan inşaat mühendisi Ahmet Gürel, Türkiye'nin en zengin Atatürk arşivlerinden birine sahiptir. Gürel 1997'den günümüze 15 ayrı konu başlıklı 300'e yakın Atatürk fotoğrafları sergisi açmıştır.Gürel'in üçü Atatürk albümü olmak üzere; 14 kitabı, 6'sı Kıbrıs temalı 15 belgeseli vardır. Gürel 2012 - 2017 arasında İTK Uşakizade Köşkü Müdürlüğü'nü yapmıştır.

Atatürk İlk Defa Ne Zaman Cumhuriyet Kelimesini Ortaya Atmıştır?

  • 30 September 2013
  • 6117 Görüntülenme
  • YORUM

 

Atatürk İlk Defa Ne Zaman Cumhuriyet Kelimesini Ortaya Atmıştır?

 

Dünya Savaşı yeniği olan Türkiye, verdiği 3 yıla yakın süren kurtuluş mücadelesi sonucunda Dünya üzerinde bağımsızlığını ilan eden tek ülkedir. 88 yıl önce ilan edilen Cumhuriyet’in nasıl kazanıldığını sizlere ve özellikle gençlere anımsatmak istiyorum. Acaba, Gazi Mustafa Kemal’in aklına ilk “Cumhuriyet’in İlanı” fikri, “Ey, çocuklar, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz’” diyerek mi gelmişti?

Bu ülkenin kurtarıcısı ve Cumhuriyetin kurucusu Atatürk, “Cumhuriyet’in İlanı” fikri acaba ne zaman kafasında oluşturmuştur? 

Mustafa Kemal’in Cumhuriyet yolundaki düşüncesini 1905 yılında Beyrut'ta yaptığı bir konuşmasından şöyle öğrenebiliriz: "Dava yıkılmak üzere olan imparatorluktan, önce bir Türk Devleti çıkarmaktır.”

II. Meşrutiyet yıllarında ise "İnkılâbı tamamlamak gerekir. Biz bunu yapabiliriz. Ben bunu yapacağım. Evet, inkılâp yapacağız. Bugüne kadar yapılan inkılâp yeterli sayılmaz. Fazlasını yapacağız" demiştir.

19 Mayıs 1919’dan önceki devrede Mustafa Kemal Paşa “Cumhuriyet” konusuna kafa yormakta ancak “Cumhuriyet” fikrini açıkça dile getirilememektedir. Alman yazar Gotthard Jaschke, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Atatürk adlı kitabında bu durumu şöyle anlatır: “Atatürk kendi iç düşüncelerini birkaç yakın dostundan başkasına açıklamamıştı. Dışarıya, padişahlığın kaldırılmasını, Anadolu İnkılâbı çoktan bir olupbitti olduktan sonra bile hiç düşünmediği sanısını veriyordu.”

22 Haziran 1919 tarihli Amasya Genelgesi’nde geçen; "Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" ifadesi açıkça millî egemenlik ve daha da ilerisinde cumhuriyete doğru giden yolda atılan adımlardan birisini teşkil edecektir. Amasya Genelgesi’nde yer alan "Millî Egemenlik" ilkesi, daha sonraki tarihlerde yapılacak olan Erzurum ve Sivas Kongresi kararlarına da etki edecektir. Türk Milletinin kendi egemenliğini eline alması yönünde yapılan bir davet niteliğinde olan bu genelge, Türk milletinin kendi kaderini çizmesi doğrultusunda artık yeni bir yönetimin, Cumhuriyetin ilk işaretlerini vermekteydi denilebilir.

Erzurum Kongresi'nin hazırlık çalışmaları yapıldığı sırasında, 7/8 Temmuz 1919 sabahı, Mazhar Müfit Bey, Gazi’ye; “Başarı sağlandığında hükümet şekli ne olacak?" şeklindeki yönelttiği sorusuna Gazi; “Zaferden sonra şekl-i hükümet Cumhuriyet olacaktır.” demiştir. Süreyya (Yiğit) Bey ile Mazhar Müfit (Kansu) bey ilk defa Mustafa Kemal’in ağzından “Cumhuriyet” kelimesini duymuşlardır.

Erzurum Kongresi, Mondros Mütarekesi ile Anadolu topraklarından atılmak istenen Türk Milletinin millî bağımsızlığını ve haysiyetini koruma esaslarının belirlendiği, sivil ve bölgesel bir halk hareketinin millî bir direnişe dönüştüğü, imparatorluktan millî devlete geçiş yolunda önemli kararların alındığı, Misak-ı Millî sınırlarının çizildiği yerdir. İtilâf Devletlerinden özellikle İngilizleri “Erzurum'da Cumhuriyet ilân ediliyor” mahiyetinde endişeye sevk eden kararlarla dikkatimizi çeken Erzurum Kongresi'nde, yeni Türk devletinin ve Cumhuriyetin temelleri atılmıştır.

Zeki Arıkan, “Cumhuriyetin İlânı ve İzmir Basını” adlı kitabında şöyle demektedir; “1919 yılına ait İngiliz belgelerinde Anadolu hareketinin bağımsız bir Cumhuriyete doğru yol aldığı belirtilmekte, 22 Eylül 1919 tarihli The Times gazetesi ise Sivas Kongresi’nden; ‘Sivas'ta ki Anadolu Cumhuriyeti’ diye söz etmektedir.” Aynı tarihlerde İstanbul'daki Osmanlı devlet yöneticilerinin bu yöndeki kaygıları da bilinmekteydi.

Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk (1919-1938) adlı kitabında aynı konuda şunları yazmaktadır; “Fransa'nın en tanınmış gazetelerinden Le Temps'in, 24 Ağustos 1919 tarihli nüshasında Anadolu'da bağımsız bir cumhuriyet ilân edileceğine dair verdiği haber dikkat çekmekteydi. Sivas Kongresi sonrasında İngiliz Amirali Sir John de Robeck’in 17 Eylül 1919 tarihinde Dış İşleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği raporda Anadolu'da ortaya çıkan millî hareketten bahisle bunun aslında bağımsız bir cumhuriyetin kurulmasına doğru gelişme kaydettiği haberi verilmekteydi. Chicago Daily News gazetesinin 25 Ekim 1919 tarihli nüshasındaysa Sivas Kongresi haberlerine yer veriliyor ve Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki Anadolu Savaşı bir devrim olarak nitelendiriliyordu.”

Millî egemenliğin hâkim kılınmasında Sivas Kongresi'nin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar burada da aynen kabul edilmiştir. Burada Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin tesisi ve ayrıca Heyet-i Temsiliye'nin oluşturulması ile ilk defa bütün ülke hakkında yetki sahibi bir millî teşkilat ve gerektiğinde hükümet görevini de üstlenebilecek bir yürütme organı teşkil edilmiştir.

Adı ilk başlarda söylenmese dahi bu yol Cumhuriyete giden yoldu. Cumhuriyetin ilânını sağlayacak olan ve belirgin bir hazırlık devresini alt yapı olarak ortaya koyan Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920'de göreve başlamıştır. Ardından 01 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılması, 24 Temmuz 1923’te bağımsızlığımızı sağlayan Lozan Antlaşması’nın imzalanması, 1 Ekim 1923’te Türk askerlerinin İstanbul’a girmesi, 13 Ekim 1923’te Ankara'nın yeni devletin başkenti ilân edilmesi, Cumhuriyetin ilânına giden yolu açan ve kolaylaştıran olaylardı.

0 Ağustos 1924 tarihinde, Gazi çok güvendiği gençlere Dumlupınar’da şöyle hitap eder: 

 “Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.”

Bu nedenle Anadolu’da verilen var olma mücadelesini ve cumhuriyetin nasıl kazanıldığını bilen anne-babalara ve de öğretmenlere her zaman ülkenin ihtiyacı vardır. Bunların bir kesimini Uşakizade Köşkü’ne gelen ve çocuklarını gezdiren ailelerde görüyorum. Ve “işte Atatürk’ün istediği gençler yetişiyor’ diyorum ve onlarla gururlanıyorum. 

 

Ahmet Gürel

11.11.2016


Yorumlar

Yorum Yap

500