Yunus ŞAHİN 1991 yılında Tokat’ta doğmuştur. Lise öğrenimi için İzmir’e gelen Şahin, hayatının yarısını burada geçirmiş ve şehre aşık olmuş, İzmir’den kopamamıştır. Profesyonel olarak Bilişim Sektöründe hizmet veren Şahin, 2017 yılında Office701 CA & IT şirketini kurmuştur. Kendisi de Yazılım Uzmanı ünvanını taşımakta ve ekibiyle birlikte sektöre hizmet vermektedir. 2016 yılında öğrenci olarak Özel Sahne Tozu Tiyatrosuna katılmış, Eylül 2018’de Yeni Aktörler oyuncu kadrosunda yerini almıştır...
Yeni sayımızdan herkese merhaba sevgili okurlar. Çeşitli sebeplerden dolayı vermek zorunda olduğum birkaç aylık aranın ardından yeniden karşınızdayım. Yazımın başlığı sizlere telefon ya da bilgisayarlarınız için antivirüs programlarını anlatacağım intibası uyandırabilir ancak hayır. Bugün sizlere biz insanlar için tehlikeli olan virüslere teknolojinin ne gibi faydalarının dokunduğunu ya da dokunabileceğini anlatmaya çalışacağım.
Hepimiz Çin’de ortaya çıkan Corona virüsü ile birlikte yıllardır izlediğimiz bilimkurgu filmlerinin gerçekleşmeye başladığı ve Dünya’nın sonunun geldiği korkusuna kapıldık. Elazığ’da meydana gelen büyük deprem ve can kayıpları, Manisa’da zarar vermese de büyük korku yaratan ve sık sık meydana gelen depremler silsilesi de bu işin tuzu biberi oldu. 2019 yılından nasibini alan insanoğlu 2020 yılından medet ummuştu ki daha sene yeni başlamış olmasına rağmen yaşananlar “Bit artık 2020!” dedirtti herkese. Özel gün kavramına çok fazla inanmayan biri olarak tabii ki tüm bunların 2019 ya da 2020 ile bir alakasının olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Evet. Gelelim antivirüs olayına. Mısır piramitlerine binlerce yıl sonra bile şaşıran 21. yüzyıl insanları olarak bizler, günümüzde teknoloji olmasa ne yapardık, nasıl yaşardık düşünmek bile istemiyoruz. Tüm bu anlattığım olaylarda teknolojiyi kullanarak; Corona virüsünü yenebilir, depreme dayanıklı binalar inşa edebilir ve hatta olası bir kıyamet durumunda farklı gezegenlerde insanoğlunun yaşamını sürdürmesini sağlayabilirsiniz. Bu söylediklerimin çok da zor şeyler olmadığını dünya gündemini takip edenler zaten biliyorlar.
Hep aynı şeyi söylüyorsun diye kızanlar olabilir ancak tekrar sormak istiyorum; biz ülke olarak bunun neresindeyiz? Geliştirdiğimiz teknoloji insanlarımızın hayatını kurtarmak için yeterli mi? Çin’de ortaya çıkan virüs Türkiye’de ortaya çıksa baş edebilecek miyiz? 6 günde 1000 odalı bir hastane kurabilecek miyiz mesela? Japonya 8 şiddetindeki depremlere dayanabilecekken biz neden 6 şiddetindeki depremlerde can kayıpları veriyoruz? Bir ay sonra kıyametin kopacağını bilsek, insanlarımızı bir uzay istasyonuna çıkarabilecek miyiz? Zaman zaman en büyük düşmanımız, zaman zaman ise en yakın dostumuz olan Amerika, böyle bir durumda kurdukları uzay istasyonuna sizce bizleri mi yoksa kendi insanlarını mı çıkaracak?
Çok soru sordum sizlere sevgili okurlar, aslında hepsinin cevaplarını da biliyoruz. Artık günü kurtarmayı ve sadece o günü yaşamayı bırakmalıyız. Dünyanın başına gelenlerden pay çıkarıp, önlemler almalı, yatırımlar yapmalıyız. Çocuklarımızı tüm bunları düşünerek yetiştirmeliyiz ve en önemlisi; yetiştirdiğimiz değerleri başka ülkelere kaptırmamalıyız…
Şimdilik yazımı burada sonlandırıyorum sevgili okurlar. Her zaman olduğu gibi teknolojideki gelişmelerde devam ediyor olacağız. Buradan teknoloji haberleri koşunda yardımlarını esirgemeyen Güliz Akarkan’a teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Gelecek sayıda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın…
Kamusal Wi-fi Artık Güvenli!
İnternette okuduğumuz birçok bilgiye göre; kamusal alanlarda yani havaalanı, kafe, otel ve diğer kamusal alanlarda Wi-fi bağlantısı pek de güvenli değildi. Anca bilmemiz gereken bir bilgiye göre artık güvenli bir şekilde bu alanlarda internete girebilirsiniz.
Bilgilerimizin şifrelenmediği dönemlerde insanlar bilgilerinin çalınmaması için önlemi internete girmemekle alıyorlardı. Bilgilerin çalınması e-postalarınızın okunmasından tutun size ait olan her şeye telefon aracılığıyla ulaşabilmesiydi. Birkaç site HTTPS kullanıyordu fakat bu siteler bir elin parmağını geçmiyordu.
2010 yılından itibaren işler değişti ve ABD’deki sitelerin %92’si HTTPS sistemi kullanmaya başladı. Tüm internetin bu sisteme geçişi biraz zaman alsa da artık bilgilerimizin güvende olduğunu biliyoruz. Tabii ne kadarı güvende tartışılır. Google da tabii ki bu sistemi tüm Gmail kullanıcılarına uyguladı. Gün geçtikçe gelişen teknoloji ile HTTPS, kolay ve ucuz hâle geldi.
İndirdiğiniz Uygulamalara Dikkat!
Android kullanıcılarının sık sık kullandığı Play Store’da “iyi görünümlü kötü uygulamalar” tespit edildi. Bazı uygulamalar bizden izinsiz bilgilerimize erişebiliyor. Google denetimleri sıklaştırmış olsa da arada bu tip yazılımlar hâlâ çıkabiliyor. Son günlerde gündemde olan Trend Micro adlı şirket bunlardan biri. Yüklediğiniz telefonunuzda performans iyileştirici olarak bilinen bu uygulamanın Facebook ve Google’da reklam yayınladığı ortaya çıktı. Aynı şirkete ait 9 uygulama, tespit neticesinde Play Store’dan kaldırıldı. Analizlere göre toplamda 470.000 defa indirilen uygulamalar kişilerin bilgilerini ele geçirmiş duruyor. Nedir bu uygulamalar?
Shoot Clean-Junk Cleaner, Phone Booster, CPU Cooler / 10.000+
Super Clean Lite-Booster, Clean & CPU Cooler / 50.000+
Super Clean-Phone Booster, Junk Cleaner & CPU Cooler / 100.000+
Quick Games-H5 Game Center / 100.000+
Rocket Cleaner / 100.000+
Rocket Cleaner Lite / 10.000+
Speed Clean-Phone Booster, Junk Cleaner & App Manager / 100.000+
LinkWorldVPN / 1.000+
H5 gamebox / 1.000+
Sizin de telefonunuzda bu uygulamalar varsa hiç vakit kaybetmeden silmelisiniz.
Google, bu olaydan sonra denetim konusunda daha hassas davranır mı ya da ne gibi bir politika izler önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Yunus Şahin